3. SAYFA…
Sabah duşu, kahvaltı, otobüste okunan birkaç sayfa kitap, serin ofise kavuşma…
Ondan sonra akşama kadar sol elim farenin üzerinde,
Haber ajanslarından olan biteni takip etme…
Sayfanın haberlerini seçme, gazetenin diline uygun baştan yazma,
Sayfalarının son haline şöyle bir göz atıp tekrar evin yolunu tutma…
Ertesi gün yine aynı…
Sabah durakta adamın elinde senin hazırladığın gazete
Senin yaptığın sayfa çoktan okunmuş, bitmiş, bayatlamış.
Bugün yenisini yapmak zorundasın ki yarın adam yine okuyabilsin durakta, sen daha evden çıkmadan.
Buy Viagra Professional Ama senin o sayfayı hazırlayabilmen için,
En azından okunur halde, dikkat çekecek şekilde hazırlaman için…
Türkiye’de bir yerlerde trafik kazalarında insanların ölmesi, bir çocuğun denizde boğulması, bir kadının kocasını parçalara ayırması, kayıp bir kadının cesedinin bulunması , bir bebeğin uykusundan uyanamaması, bir babanın öz kızına tecavüz etmesi, bir genç kızın 7. kattan atlaması ama illa ki birilerinin canının yanması gerekir.
Anladınız, 3. Sayfa editörüyüm şu sıralar…
Tüm bunlar olurken sizin bunları gerçek değil, bir filmmiş gibi okumanız, yazmanız, fotoğraflarına bakmanız gerekir.
Ne mesleki deformasyona uğrayıp sayfama haber çıktı diye sevinmelisiniz…
Ne de habere fazla dalıp ağlamalısınız…
Soğukkanlı, sakin, dikkatli…
Ve işiniz bittiğinde …
Evinize dönerken, ıssız bir sokakta yürürken, otobüste, metroda giderken, yatakta başınızı yastığa koyduğunuzda…
Tüm bunları unutmalısınız.
Unutmazsanız…
Gün boyu okuduklarınızın
Baclofen online Sizin ve sevdiklerinizin başına gelme ihtimali
insanın çıldırtabilir çünkü…
UNUTMADAN: Size değerli büyüğüm Olcay Akkent’ten bahsetmiştim. Yıllardır bir dantel işler gibi detay detay, özene özene yazdığı anılarını kitaba dönüştürmek istiyordu. Ama kolay değil. Sonra el ele verdik ve teknolojinin nimetlerinden faydalanarak o güzel anıları bir BLOG’a dönüştürdük.
www.akkentolcay.blogspot.com adresinde bir kitap gibi yavaş yavaş sayfa sayfa okuyun diye…
Bekliyoruz….