İÇİMİZDEKİ ENGELLER…

order Indocin online Susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip, tam su içecekken kaçması dikkatini çeker. Dikkatle izler olayı. Köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki yansımasını görüp korkmaktadır. Bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek susuzluğa dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi yansımasını görmediği için suyu içer.

O anda bilge ne düşündü bilmiyorum. Sonuçta o bir bilge ve eminim ki gördüklerinden bir sürü sonuç çıkarmıştır. Önemli olan kendi hayat döngümüz içinde hikayenin bize ne düşündürdüğü? Pek çoğumuz isteklerimize kolay ulaşamayız. Bir sürü engelle karşılaşırız. Bunlar, dış etkenlerden çok, kendi içimizde büyüttüğümüz korkularımızdır. Endişelerimizi de ekleriz buna çoğu zaman. Bu nedenle birçok güzel fikir ve projemiz kendi içimizde büyüttüğümüz engellere takılıp yok olurlar. Buy cheap Topamax

Hayatın içinde korkularından sıyrılıp hayallerinin peşinde koşan insanlar da var. Bu insanlardan birisi de Yavuz Şap. Bilenler bilir yıllar önce ismini duyurdu aslında. Geçenlerde gazetede gözüme ilişti haberi yine…
Yarışlara hazırlanıyormuş.! Hiç şaşırmadim desem yeridir. Tanısanız siz de şaşırmazsınız aslında etkileyici bir hayat hikayesi vardır.

1961 yılında Bursa´da beş çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelir. 1965 yılında ise çocuk felcine yakalanır. Fiziksel engeline parasal zorluklar da eklenince ilkokuldan sonra öğrenimine devam edemez. 15 yaşına geldiğinde, vücut geliştirme sporuna başlar. Kendi dünyası içinde uzun yıllar bu sporla “arkadaşlık” yapar. 1985 yılında İstanbul´a gelir ve hayatı Avrasya Halk Koşusu´na katılmasıyla farklı bir anlam kazanır. Koltuk deynekleriyle Beylerbeyi´nden Sultan Ahmet´e uzanan oniki kilometrelik yolu dört saatte tamamlamayı başarır. Ertesi günün gazetelerinde “Günün adamı” ′dır Yavuz Şap.

Mali sıkıntılar ve sponsor yokluğu olduğu halde yurt dışına ilk adımı 1990′daki Viyana Maratonu ile atar. Sonra New York, Melbourne, Sydney, Bern, Amsterdam, Jakarta,,. Katıldığı 90′a yakın maratonda fiziksel engeli bulunmayan insanlarla aynı parkurda yarışır ve gösterdiği büyük azmin sonucunda engellilerin sesi haline gelir.

 “Vazgeçmenin özürü yoktur ” sözüyle “umut koşusu” na başlamış Yavuz Şap.
ülkeden ülkeye, kıtadan kıtaya hala koşuyor. Korkularını,endişelerini hayatın içinde eritmiş. Göğsünde ayyıldızlı bayrağı yüreğinde umudu var. Barış ve spor elçisi kimliğiyle koltuk değneklerini “engel” olarak görmüyor. Aksine onlar “inanç ve başarı simgesi….