Bodrum Gündem

NELER YAPMADIK, ŞU (VATAN) BODRUM İÇİN?

08.12.2010
0
A+
A-

KİMİMİZ ÇALIŞTIK, KİMİMİZ ÖLDÜK, KİMİMİZ NUTUK SÖYLEDİK…

Aralık kar, kış, soğuk, odun, kömür, kapalı dükkanlar, dönmeyen sıkışık piyasa, yaz hayalleri, kalın giyeceklerdir ve daha bir çok sıkıntılı şey.


 

Kimilerine göre Aralık sinema, tiyatrodur, yeni yıl hazırlıklarıdır. Elini ısıtayım bahanesi ile sevgilisinin elini tutmak için fırsat ayıdır. Kimi şehirlerdeki iş yaşamında Aralık güzeldir. Sobacılar, oduncular, kömürcüler, salepçiler için örneğin.

 


Bodrum’da aralık yavaştır, bezginliktir biraz. Sezona daha çok vardır, çeklerin karşılığının zor bulunduğu aydır aralık. Yarım yamalak güneştir, soğuktur biraz ama kalın giydiğinde terler, ince giydiğinde donarsın Bodrum Aralığında. Habercilikte aralık geldiğinde yavaştır. Yeni yılın beklendiği umuttur Aralık.


Bu Aralıkta çılgın bir haber trafiği olacak galiba Bodrum’da. Baksanıza ilk günden gündeme yetişemiyor Bodrum.


 


1 Aralık “Tabela”ların düzene sokulma günüydü. Koca koca tabelalar dururken her yerde. Ormanların içinde, kaldırımlarda, esnafın tabelalarını sökmekle başladık düzenlemeye. Elbette düzenlenecek. Kim karşı çıkabilir ki. Lakin çifte standart olmasa iyi olmaz mı? Otogarın karşısında yeşil mandalina bahçelerinin görüntüsünü, yaya kaldırımın ortasına konulmuş bilbordlarla kapatırsak, düzene girmiş mi oluyoruz.


 


3 Aralık “Dünya Engelliler Günü”ydü. Otagar’dan başlayan engelliler, yanlarında eşleri dostları yol boyunca sergiledik, sergilendik. Yoldan geçen ve sergilenenleri izleyen bir çocuk annesine/babasına soruyor.


Bunlar kim?


Sessizce kulağına eğiliyor, “parmakla gösterme, ayıp, onlar sakatlar”


Engelli olmanın ne olduğunu anlatamadığımız bizim toplum, parmakla göstermenin ayıp olduğunu sessizce kulağına söyleyerek bilinçlendirmeye çalışıyor. Kendimi koymaya çalışıyorum, ama anlamak çok zor.


Lakin engelli arkadaşım duygularını anlatıp, biz sirk hayvanları gibi sergilendiğimizde mi engellilik bilinci oluşacak? Diye sorduğunda, anlamam gerekeni anlayabildim. Oysa onlara şirin görünmek için sergilemiştik, sergilenmiştik yol boyunca.


Onlara engelli olarak değil de, normal insan gibi bakmamı/bakmamızı beklediğini nereden bilebilirdim. Onları anlamanın, onların hayatlarını kolaylaştıracak yatırımlar ile olduğunu. Bilemedik, sergiledik ve sergilendik.


 


3 Aralık’ta İl Genel Meclisi önlerine değiştirilmeden serilen “Kissebükü” olayına tekrar hayır dediler. Çıkacak sonuçtan memnun olmayanlar oylamaya bile katılmadılar. Bazılarımız yatırım düşmanı ve zafer sarhoşu olduk, bazılarımız bunun yarını da var dedik.


 


4 Aralık “Dünya İş Makine ve Araçları Günü”. Hayda böyle bir gün var mıydı demeyin sakın. Belediye önündeki iş makinesi ve araçları görünce bir gün önceki “Dünya Engelliler Günü” kutlamalarından ne farkı var. Demek o gün “Dünya İş Makine ve Araçları Günü”ydü. Bayraklar, kurdeleler bayram yeri gibiydi belediyenin önü. Bodrumlular hepimiz sevindik, övündük iş makinelerimizle ve araçlarımızla.


  buy Cialis soft tabs


5 Aralık “Kadının Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesi”nin 76.yıldönümüydü.


Karanfiller dağıttık, basın toplantıları düzenledik. “Anamız, avradımız, yarimiz ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki ve kara sabana koşulan ve ağıllarda ışıltısında yere saplı bıçakların oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan kadınlar, bizim kadınlarımız” diyerek şiirler okuduk Nazım’dan, serenatlar yaptık, nutuklar attık, siz bizim her şeyimizsiniz dedik bir günlüğüne. Araya biraz siyaset sokuşturup partiye üye de yaptık. Sonra sergiye çıkarıp “İşte bizim kadınlarımız” dedik. Söylediklerini ya anlamadık, yada yanlış anladık. Bodrum’dan bir kadın vekil adayı çıksın dedik, kendimizi bile inandıramadık. Kadınlar zaten inanmamıştı. Biz söylemiş olmak için söyledik. 5 Aralık ya ondan.  


 


6 Aralık yıkım günüydü. En sonunda “Baraz Otel” yıkılmaya başlandı. Hepimiz bir oh çektik. Bin yıl önce alınan karar en sonunda uygulanmaya başladı çok şükür dedik. Tabi biz 12 ay turizm nedir bilmediğimizden, Cumhuriyet caddesindeki dükkanların büyük bölümü kapalı olduğundan ne trafik sorun oldu, ne insanları rahatsız ettik.


Yerinde bir karar dedik, hukuk dışı dedik, ümit ediyoruz Mart, Nisan aylarında düzenlenmiş ve Bodrum’un hizmetine sunulmuş olacaktır dedik. Cumhuriyet Caddesindeki ihaleler için arkadaşlarımız bilgisayara geç girdiğinden, ihalelerde sorun olmasın diye hazırlık yapıyoruz dedik.


 


7 Aralık, en hareketli gündü, Bodrum tarihine geçen.


Hiç beklenmeyen, sırası mı şimdi dedirten 4.Gündem maddesi geldi Bodrum’un karşısına. Kimilerimiz bağırdık, çağırdık. Hatta ileri gittik biraz fazlaca. Hakaretler ettik, küfrettik, belgesiz suçlamalarda bulunduk. Bunları yapanları deftere yazdık dedik. Bizimde sıramız gelir dedik hakaret etmek için.


Kimimiz de başımızı öne eğip elimizi kaldırdık. Kimimizde basın toplantısı yaparak gerekçeler sıraladık. Kimimiz pilav yedik, kimimizde sessiz sakin oradan ne kazanırız planları yaptık. Kimimiz siyasi hesaplaşmalar için fırsat bildik, kimimizde uzaktan yiyin lan birbirinizi meydan bize kalsın dedik. Kimimiz Cumhuriyet Halk Partisine yükledik bütün suçu. Kimimiz Kocadon’a oy vermeseydim keşke dedik. Kimimiz 20 yıl sonra bize teşekkür edeceksiniz dedik, kimimizde 20 yıl sonra suyu bulursak teşekkür ederiz dedik. Kimimiz de gelmedik bile o kargaşaya, ne şiş yansın ne kebap, ben kendime bakayım dedik.


Ama biri “tek ve tek başına” dedi.


 


Ketorolac online Kent Konseyi yeniden yapılanacak. Birileri diyecek yine.


Muğla Milletvekilimizin oğlu evlendiriyoruz. Bodrum’dan Milas’a kız veriyoruz. Kılıçdaroğlu’da gelecekmiş, Baykal’da. Anakara Bodrum’a taşınacakmış. Biz gene bir şeyler diyeceğiz. Demeye de devam edeceğiz bol bol.


 


Aralık’ta Bodrum’da trafiğinin çok yoğun geçecek belli. Biz haberciler için çok memnun edici, bereketli bir ay olacak.


 


Sonunu bekleyelim bakalım Aralığın, daha neler olacak ve biz daha neler diyeceğiz.


Orhan Veli’nin üç mısralık şiiri ile başladık, yine onunla bitirelim (parantez içinde Bodrum’u ekleyerek) diyeceğimizi;


“Neler yapmadık şu vatan (Bodrum) için!


Kimimiz çalıştık;


Kimimiz nutuk söyledik.”

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.