BEŞ MAYMUN VE BİZ

Maymunlar birer
birer aynı denemeyi yapmışlar ama sonları aynı olmuş. Buz bibi soğuk su!

Bir süre sonra muzlara hareketlenen bir iki maymunu diğerleri engellenmeye
başlamış. Tam bu sırada  maymunlardan
biri dışarı alınmış. Yerine yeni bir maymun koyulmuş. Kafese yeni gelen maymun
muzu görür görmez ilk yaptığı is merdivenlere tırmanmak olmuş. Fakat diğer dört
maymun buna izin vermemiş, bir güzel dövmüşler…

Bir zaman sonra ıslanmış maymunlardan biri daha yeni bir maymunla
değiştirilmiş. Merdivene ilk yaptığı atakta dayak yemiş. En şiddetli ve istekli
döven de kafese en son gelen maymunmuş. Islak maymunlardan üçüncüsü sonra da
dördüncüsü değiştirilmiş. Aynı atak ve aynı ceza… Son gelen üç maymunun en
son gelen maymunu niçin dövdükleri konusunda hiç bir fikirleri yokmuş. Ama
dövmüşler..

urada işler böyle gelmiş ve böyle gider” diyor yıllarca. Ülke sorunlarına duyarlı, herkesi dinleyen,
ona göre sentez yapan siyasiler yerine; hangisi işine geliyorsa onu dinleyen
nedense kendi bildiğini yapanları seçiyor. Tarihsel değerlerimiz unutturulup
aşağılanırken, satıp savrulurken çıtı çıkmıyor. Ahlaki anlayışları işine
geldiği gibi yorumluyor. Niçin fakir, niçin yoksuluz diye sorgulamıyor,
gerektiğinde onursuzca ondan besleniyor. Fikir ve emeğe değer vermiyor, bir
pula satıyor. Demokrasinin din ve vicdan hürriyeti olduğunu, farklılıkları
içinde barındırdığını, sokağın sesi olduğunu, haksızlığa karşı direniş hakkı olduğunun farkında
değil. Belki farkında ama umurunda değil… Farkında olanlar yok mu? Var. Onlar
sindiriliyor, sokaklarda dövülüyor, üzerlerine biber gazı sıkılıyor, hatta ölüm
sebebi yaratılıyor. Ölen kişinin üzerine kin ve nefret kusuluyor, ismi anılmak
dahi istenmiyor.

Eğer kafesin içindeki maymunlardan birisi siz olsaydınız çaresiz
mi olurdunuz  yada çare “siz” mi Viagra online
olurdunuz? Dener miydiniz bıkmadan usanmadan? Acılarınız sizi öldürmezse
güçlendirir miydi? Anahtar olur muydunuz kendi hayatınıza? Ne kadar zaman geçse
de onurunuzu korur muydunuz?    

Yaşadığınız kentte onca sıkıntı varken sorumluluk almıyorsak; ülkenizde
katiller, tecavüzcüler dışarıda; gazeteciler, profesörlar, aydınlar içerde ise
kendisini sultan yada padişah olarak 
tanımlayan kibirli insanlar ülkeyi yönetiyorsa ve çıtımızı
çıkarmıyorsak, demokrasiyi  sadece “oy
sandığı” olarak algılıyor ve bekliyorsak onca yıl, Önümüze geldiğinde
ise kendimizi ifade etmekten uzaksak kendi kafesimizde,

İşte o zaman masum olmayacağız.

Hem de hiçbirimiz…

.