Modern Belediyecilik: KORUMAK MI? YENİLEŞTİRMEK Mİ?

Askerî rejimden sonra iktidarı ele alan zihniyet, modernite kavramını “yıkarak yeniden yapmak” olarak tanımladı. Bu yeni tanıma hemen ayak uyduran belediyeler ise büyük rantlar karşılığında imar izinleri verdiler ve gazetelere açtıkları komplekslerin, alışveriş merkezlerinin, viyadüklerin önünde sırıtarak poz verdiler.

Devekuşu Kabare’nin en sevdiğim oyunlarından biri “Deliler”dir. Metin Akpınar, 1980 öncesinde akıl hastanesine yatmış ve 80’li yılların sonunda iyileşerek taburcu edilmiş bir İstanbul beyefendisini oynamaktadır. Kayınbiraderi Zeki Alasya ise belediye başkanları ile arasını iyi tutmaya çabalayan, gemigöz bir müteahittir. İşleri tıkırındadır. Akpınar, Alasya’nın ortakları ile konuşmasına şahit olur:

“İyi oldu canım şu Haydarpaşa Lisesi’ni otel yaptığımız. Ne o öyle? Toz toprak içinde duruyordu, turizme kazandırdık işte..!”

“Geçen gün başkanla konuşuyorum; dedim ki, ya başkan, şu Topkapı duruyor orada. Hayır, toz toprak, eski püski, ısıtayım desen ısıtamazsın, otoparkı yok. Gireyim dozerle şuraya, hemen dikelim 20 katlı otelimizi..!” purchase cheap Baclofen

“Mehmet Abi’nin kızı evleniyordu geçenlerde, Taksim’deki salonu istedik, olmaz, dediler, vermediler. Geçen gün bir de ne göreyim, ilanı asmışlar: “Figaro’nun Düğünü”..! Bana vermedikleri salonu keferenin tekine vermişler…! Yıkacam bu AKM’yi ben..!” Order Retin-A online

Ağzı bir karış açık konuşalanları dinleyen Metin Akpınar, bu son cümleden sonra oturduğu sandalyeyi alarak üzerlerine yürür: “Yıktırtmam ulaaaaaan….!”

Kabare tiyatrosu, halka bir nevî ayna tutar. Toplumdaki çarpıklıkları abartarak hem güldürür hem de eleştirel bir gözle yaraya parmak basar. Geçenlerde bir sohbet esnasında Zeki Alasya’ya bu skeci sordum. “Konuyu oldukça abarttğımız bir skeçti. Ama şimdi bizim gülmece olarak yazdığımız şeyleri bir bir gerçekleştiriyorlar. Çok acı..!” dedi.

Belediye başkanı olacak kişinin bence başkanlığı devralmadan önce bir süre yurtdışında staj görmesi gerek. Oradaki uygulamaları bilmesi gerek. “Modern” olmanın yolunun yeni şeyler yapmanın yanısıra eskiyi de korumak olduğunu öğrenmeleri gerek. Örneğin Bodrum Belediye Başkanı’nın hemen yanıbaşındaki Santorini adasındaki plastik sandalye yasağından, ahşap sandalye zorunluluğundan haberinin olması ve felsefesini anlaması gerek. Çevresindeki “artık yeni şeyler yapalım, yıkalım, inşa edelim, ağaçları keselim, toz toprağı temizleyelim,” goygoycularından kurtulması gerek. Ama rant düzenine alışmış gerek Bodrum halkı gerekse diğer beldelerimizdeki, şehirlerimizdeki halkımız böyle bir başkan ister mi, orası tartışılır.

Ne yapalım.. “Demokraasi” uğruna ağaçlarımızı, eski değerlerimizi ve geleceğimizi yitirmek gerekiyor ise, feda olsun… Roma, Prag, Londra, Madrid, Atina, vs. gibi şehirler de gelip bizden şehircilik ve demokraasi dersi alsın. Yaşasın Demokraasi..!

Bahsi geçen skeci aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz…

http://www.vidivodo.com/250051/zeki-metin-deliler