Bodrum Gündem

SON TRUVA SAVAŞI…

05.01.2011
0
A+
A-

Son Truva Savaşı Truva Kralı Priamın oğlu Parisin Akalı kral Menelanın karısı Güzel Helanayı nasıl kaçırdığını, Aka donanmasının gelip Truvayı nasıl yakıp yıktığını, Anadolunun ozanı Homer İliad destanında anlatır.

Çoğumuz 32 yüzyıl önce geçen Truva savaşının artık tarih olduğunu düşünürüz.


 

Bazılarımız ise yüz yıl önce Çanakkale Savaşında son noktanın konulduğuna inanırız. Halbuki Truva Savaşının son vuruşması kılıçtan keskin kalemlerle 2001 yılında yapıldı.

Tübingen Üniversitesinden arkeoloji Profesörü, değerli bilim adamı Manfred Korfman Truva’da yaptığı 15 yıl süren  başarılı kazıları neticesinde, buranın bronz çağında bölgede etkin olan bir Hitit  ticaret merkezi olduğunu ortaya koydu. Yayınladığı bilimsel yazılar, açtığı sergiler ile Truva’nın Anadolu, yani Doğu’ kültürünün bir parçası olduğunu gösterdi. İşte o zaman kızılca kıyamet koptu.


 

Yine aynı üniversitesinin Eski Çağlar  Tarihi  Profesörü Frank Kolb’un  başını çektiği  fanatik bir gurup var güçleri ile Profesör Korfman’a saldırdı. Sayısız ve bazıları  ilimden yoksun seviyesiz  yazılar ile  Onun Türk vatandaşlığı ve  Osman adı karşılığında Batı’ya  ihanet ettiğini,  Türklerin hizmetinde olduğunu iddia ettiler., Tanrıların Arabaları gibi  hayali hikayeler uydurduğunu yazdılar.

Batı Kültür Tarihinin temeli,  kalesi olan Truva elden gidiyordu. Daha da kötüsü Batılıların soyağaçları köksüz kalıyor, soysuzlaşıyorlardı. Çünkü tüm batılı devletler geçmiş veya şimdiki krallarının soyunu bir şekilde Truva’ya bağlıyordu. Latinlerin Enias destanında, German’ların EDDA efsanesinde atalarının Truva’dan geldiği uzun uzun anlatılıyordu. Gerçi 11 asırda İzlanda’da kayda geçirilen EDDA efsanesinin önsözünde Truvalıların Asyalı ve Türk oldukları, tüm Avrupa’ya uygarlık taşıdığı yazmakta idi.  Ama onlar EDDA’nın yeni baskılarında önsöz’ü hasıraltı ederek kibirlerini tatmin ediyorlardı. Yine Latinlerin sahip çıktığı Enias’ın da Etrüsk, yani Asya’dan gelen Saka’ların bir kolu olduğu artık biliniyor ise de,  bu bilgiyi de görmemezlikten geliyorlardı. buy Dapoxetine on line


Anlaşılan odur ki bu savaş sürüp gidecek. Batı Emperyalizmi 19. yüzyılda uydurma bir tarih ve dil tezi geliştirerek,  kendine bir kök yaratmak, Doğu’yu da “köksüzleştirmek”  ve neticede sömürmek istemiştir. Doğudaki bütün eski uygarlıklarda Türklerin etkinliği, Türk kültürünün izleri ortaya çıktıkça, ırkçı batılı araştırmacılar, bu izleri silmek istemişlerdir. Ortaya çıkan boşluğu da uydurma bir Hint – Avrupa veya Hint – German ırkı ve kültürü yaratarak doldurmaya çalışmışlardır.


 

Atatürk 1930’larda yerli ve yabancı bilim insanlarının tartışmasına açtığı Türk Tarih Tezi’yle Batı’nın oyununu bozmuştur. Atatürk’ün ileri sürdüğü, Hititlerin, Sümerlerin, Etrüsklerin Türklüğü ve Türklerin ilk yerleşip medeniyet kurdukları yerlerden birinin Anadolu olduğu tezleri Sümerolog Landsberger, Hititolog Güntenbirk, Antropolog E. Pitard, Wolfram Eberhard,  Zeki Velidi Togan, Sadri Maksudi Aral gibi bilim adamları, tarafından o zaman desteklenmiş bugün ise modern bilim tarafından kabul edilmektedir.  Hint avrupa kültürü uydurması artık bir kenara bırakılmıştır. Yeri şimdilik Paleolitik Süreklilik Kuramı ile doldurulmaya çalışılmaktadır.  Adım adım  order Cytotec “Uygarlık Türklerle Başlar” kuramı’na geliyorlar. Bizler eğer Tarihimize, Dilimize, Kültürümüze sahip çıkar isek çağdaş uygarlıklar arasındaki en öndeki seçkin yerimize hak kazanırız.

 

21 Aralıkta Kış Gündönümünde Gündoğan’da gerçekleştirdiğimiz Nardugan  (Doğan Güneş) Kutlamaları, Batının birçok değerinin veya uygulamasının kökeninde,  Noel ve yılbaşı kutlamalarında olduğu gibi Türk inanç ve kültürünün olduğunu gösterir. buy Nolvadex online
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.