Bodrum Gündem

BASIN BAYRAMI…

11.08.2011
0
A+
A-

24 Temmuzda Sansürün kaldırılışının 103. yılını kutladık hep beraber.

Sansür var mı? Order Lamisil


Yok mu?


Buralarda konu ile alakalı ne bir tartışma, nede bir değerlendirme, fikir alışverişi yapıldı mı?


Yok yapılmadı…


Ne yazık ki ota moka mesaj atanlar, her türden şeyi haber yapılmasını isteyenlerin aklına bile gelmedi “Basın Bayramı”.


Başkan Kocadon bir kahvaltı ile kutladı “Basın Bayramı”nı. Eksikti, gelmeyenler vardı meslekten. Kent Tv’den kimse yoktu örneğin, Zeki ağabey yoktu. Büyük kanalları temsil eden ağabeylerimiz de yoktu. Ekspres Gazetesi ve Yarımada gazetesi sahipleri de yoktu. Başkan konuşmasında belli sınırlar içinde eleştirilere her zaman açığım dedi. Eleştirilerden beslendiğini de. Umarım bu konuda samimidir. Zira belli zamanlarda basın ve yerel yöneticiler arasındaki gerginliklere ve sonucunda da sansüre uğrayabiliyorlar gazeteciler.


 


Kimler gazeteciler hiç düşündünüz mü?


-Ortalıkta fotoğraf makinesi ile dolaşıp, arada bir çıkardıkları rengarenk yayınlara mesleği kullanarak reklam toplayanlar mı?


-Bir yerlerden edindikleri kimlik kartlarını veya herhangi bir yerde hazırlattıkları sahte basın kartlarını gösterip, konserlere bedava giren, etkinliklerden etkinliklere dolaşıp kokteyle katılanlar mıdır?


-Aslında benim o kadar çok yazacak şeyim var diyerek köşe yazarı olmaya çalışanlar mıdır gazeteci?


-Yerel yöneticiler ve bilumum başkanlarla muhabbeti artırıp, çıkar sağlayan ve sadece iyi! Haberleri yapanlar mı? treatment with Viagra


-Yayın çıkartıyorum diyerek, sürekli bu işi yapmaya çalışanların pazarını bozanlar mı?


-Sürekli firmalara gidip reklam anlaşması yapmaya çalışan, reklam vermezsen sen bilirsin diyenler mi?


-Gazetecilik eğitimi almadan yada bir gazetede çalışmamış tecrübesi olmayanların birilerinin tarafıymış gibi gazete çıkardım diyenler midir gazeteci?


Şimdi bir daha düşünün, gazeteci kimlerdir?


 


Tezgahtarlık, garsonluk, çıraklık için belge istenirken, gazeteciliği neden her önüne gelen yapmaya kalkar. O kadar sıradan mıdır bu meslek.   buy Nolvadex online


Gazeteci meslek olarak şöyle tarif edilmiş; “Gazeteci, düzenli bir şekilde, günlük yahut süreli bir yazılı, görüntülü, sesli elektronik veya dijital basın ve yayın organında, kadrolu, sözleşmeli ya da telif karşılığı, haber alma, işleme, iletme veya görüş, fikir belirtme görevi üstlenen ve asıl işi ile başlıca geçim kaynağı bu olup, çalıştığı işletme ile ilgili yasalar karşısındaki konumu bu tanıma uygun olanlar gazetecidir.”


 


Lakin gazetecileri birde böyle tarif etmekte yarar var; “Toplumun gözü kulağı, halkın sesi, Demokrasinin olmazsa olmazları, kimine göre halkın hak ve menfaatlerinin savunucuları, idolleri, yürekli kahramanları, içinizden birileri, içimizden birileri”


 


Birde bu açıdan gazeteci olanlarımız var; “Birilerinin borazancıları, iş bitiricileri, ihale takipçileri, hatta savunma bakanları, mezar kazıcıları, ortalık karıştırıcıları, kimine göre yargısız infazcıları, hatta kör olmayasıcaları”


 


Bazıları ise şöyle tarif ediyor bizim mesleği; “Ya bi taraf, ya da bertaraf”


 


Sansür diyorduk, mesleğin tarifini etmeye kalktık haddimizi aşarak.


 


Sansür; insan ifadesinin çeşitli yollarla kontrol altına alınmasıdır. Pek çok durumda hükümet tarafından uygulanır. En somut amacı toplumu korumak ve devletin üzerinde kontrol sağlayacağı şekilde geliştirmektir. Genellikle toplumu etkileyen durumlarda/eylemlerde uygulanır ve ifade özgürlüğünü suistimal eden düşünceleri bastırma amacı güder. Ayrıca, sansür, toplu iletişimden kimi düşünceleri ve konseptleri çıkarma yoluyla algıyı kontrol etme eylemi olarak da nitelendirilebilir. Sansüre uğrayan şeyler tek bir kelimeden başlı başına bir kavrama kadar değişebilir ve değer sisteminden, ahlaki yargılardan etkilenebilir.


 


Peki sansürü hata yapanlar, yolsuzluk yapanlar, suç işleyenler, derebeyleri, kabadayılar da, mafyacılar da uygulayabilir mi?


Ne yazık ki evet. Hemde nasıl…


Zira gazeteci her tür haberi yansız, dürüst ve doğru vermekle yükümlüdür. Halkın bilgilenme, haber alma hakkının kutsallığına bağlı kalmalıdır. Elbette kahraman değildir. Kahramanlıkta yapmamalıdır. Korumalıdır kendini, işini, hatta ailesini, sevenlerini.


Bu aşamada ne yapmalıdır peki?


Gazetecilik mi?


Yoksa kendine oto sansür mü koymalıdır?


Hiç mi eleştirmemelidir? Yoksa yaşama şansı kalmaz mı?


Hayatını sadece gazetecilikten kazanmaya çalışıyorsa, gazeteci kime, ne kadar uzak yada yakın olmalıdır?


Hayatın içinde, insanlar ile birlikte olduğuna göre bu yöntemi gazetecilerden çok insanların belirlemesi ve haber özgürlüğüne önce insanların saygı göstermesi gerekmez mi?


 


Bir düşünün hele bakalım ne yanıt vereceksiniz kendinize…


 


24 Temmuz Basın Bayramıydı. Yani, “güya” 103 yıl önce basının üzerindeki SANSÜR kaldırılmış.


İyi Bayramlar gazetecilere…

Elbette gazetecilere öyle yada böyle sansür uygulamayanlara da iyi bayramlar…
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.