Bodrum Gündem

DOĞRUSUNU BİLELİM (3)

13.08.2011
0
A+
A-

Ülkemiz, tarihinin en zorlu döneminden geçiyor. İktidarın kaynağını millette değil, dışarıda arayan ve bunun için baştan taviz veren bir yönetim…

Kürt Milleti” yaratma ve Türkiye’nin bölünmesine yol açacak çıkmaz sokağa adım adım yaklaşmaktadır.
Ömürleri boyunca “Milli Görüş” inancıyla yetiştirilmiş, Batı’ya, Amerika’ya ve İsrail’e “Şeytan ve Düşman  diye bakmış, “Millet” kavramına değil, “Ümmet” kavramına gönül bağlamış, dar ve karanlık bir çevrede yetişmiş, tartışma kültüründen yoksun, hocasının dizinin dibinden ayrılmamış, biat ederek yaşamış, dünyayı ve gelişmeleri takip edememiş bu kadro kendi kurumları ile(Ordu-Yargı-Üniversite) sürekli olarak kavgalı olduğu için, kendi kurumlarına hiç  güvenmedi. İçerden destek alıp, dışa karşı dik duracağına, şeytan ve düşman dediği dışarıdan destek alıp kendi kurumlarını tahribe yöneldi.Bunda da büyük ölçüde başarılı oldu. Böyle olunca da dış’a teslim oldu, ne isterlerse “Peki” demeye başladı.
AKP Hükümetinin “Kürt Sorunu” dediği bu soruna “Şaşı” bakmasının  esas sebebi budur.


Bu konuda çok şeyler söylendi. İzninizle basit bazı sorularla konuyu inceleyip, doğrusunu bulalım. Yazının sonunda değerlendirmemizi beraberce yaparız;


1)AKP, “Kürt Sorunu” dediği bu sorunu, geçmiş hükümetlerin
“İnkar-Yok Sayma- Asimilasyon” politikalarının ürettiğini söylüyor!.
O zaman, Suriye-Irak-İran’ da ki Kürt Sorununu üreten nedir?
2)
Kürt Sorunu, Cumhuriyet Rejiminin tek millet yaratma projelerinin sonucu olarak ortaya çıkmışsa, Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan önce var olan “Kürdistan Teali Cemiyeti” ve Kürt İsyanlarının sebepleri nelerdir?…
Sevr Antlaşmasına Kürtlerle ilgili maddeler, neden Yabancı Devletler tarafından konulmuştur?…  
3)
Terörü  Türkiye’ye karşı en etkili araç olarak kullanan ve yıllardır tüm enerjimizi boşa harcatan dış güçler, “Türkiye Açılım yaptı, bizler bu güne kadar hata yapmışız, artık terörü Türkiye’ye karşı kullanmayalım
diyecekler midir?…
4)BDP (Barış ve Demokrasi Partisi)ve DTK(Demokratik Toplum Kongresi) Liderleri, İmralı’dan gelen bir talimata, “Hayır biz bu talimata uymuyoruz” diyebilirler mi?…
5)ABD+İmralı+Kandil+AKP nin  temel noktalarında anlaştıkları yeni Anayasa taslağından, Türk Milletinin, Türk Parlamentosunun haberi var mıdır?…
6)1500’lü Yıllardan beri, feodallerin emrine verilen bu bölgedeki, çağ dışı Aşiret sisteminin ve Toprak Ağalarının, asırlardır Kürt kökenli vatandaşlarımızın kanını emdiklerini ve onları köle gibi kullandıklarını biliyor musunuz?
7)PKK’nın siyasi uzantısı olan BDP’nin Milletvekillerinin büyük çoğunluğunun Aşiret Reisi+Şıh ve Toprak Ağası olduğunu, şoförlerinin ve korumalarının ipek kumaştan elbiseler giydiklerini, Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde yazlık evleri olduğunu, fakat hükmettikleri yerlerdeki vatandaşlarımızın sefalet ve açlık içinde yaşadıklarını biliyor musunuz?…
8)Türk egemen siyaseti ile, Kürt egemen siyasetinin iş birliği içinde çalıştığını, AKP’de bu ikili yapının varlığını kuvvetle sürdürdüğünü biliyor musunuz?..
9)PKK’yı üreten sistemin işte bu feodal yapı ve çift katlı sömürü sistemi olduğunu biliyor musunuz?..
10)Bölgede oluşan sermayenin Batıya ve büyük şehirlere kaçarak, bölgedeki yoksullaşmayı arttırdığını biliyor musunuz?…
11)Toprak Ağalarının, Şıhların ve Aşiret Reislerinin yerelliği aşıp parlamentoyu da kontrol eder hale geldiğini, AKP’nin sömürücü-gerici gruplarla işbirliği yaparak bölgedeki feodal sistemin sürmesini sağladığını biliyor musunuz?…
12)Bölgede kadınların kul-köle haline getirildiğini, töre cinayetleri ile korkutulup susturulduklarını, kızların çocuk yaşta satıldıklarını biliyor musunuz?…
13)İnsanların oylarını özgürce kullanamadıkları, terör örgütünün ve feodallerin bu oyların mutlak hakimi olduklarını biliyor musunuz?
14)Ülkemizin 300 Milyar Dolardan fazla kaynağını heba eden, çocuklarımızı kandırıp  dağa çıkarıp ölümlerine sebep olan, 6500 Vatan evladını şehit eden, 7500 insanımızı çoluk-çocuk ve yaşlı genç demeden katleden, toplam 40 binden fazla insanımızı kaybına sebep olan, 3225 köy ve mezramızın boşaltılması ve 500 binden fazla insanımızın göç etmesine neden olan hain terör örgütünün “Demokratik Özerklik” verilirse, pişman olup “Biz yanlış yapmışız, artık demokratik özerkliğimiz de var, silahları bırakalım, artık kan akmasın” diyeceklerine inanabiliyor musunuz?…
15)Kandırılmış Kürt gençleri dağlarda sürünüp  ölürken, örgütün Avrupa’da ki önderleri İsviçre’de ki Kürt Dayanışma Vakıflarının hesaplarındaki Milyarlarca Doların üstünde oturduklarını ve lüks içinde bir yaşam sürdürdüklerini
biliyor musunuz?…
16)Bölgedeki Kürt kökenli vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun PKK terör örgütünü istemediklerini, fakat korkudan seslerini çıkaramadıklarını, öncelikli taleplerinin aş, iş, ve sağlık hizmeti olduğunu biliyor musunuz?…
16)Güneydoğu bölgemizde, TBMM kararıyla isimlerinin başlarına “Kahraman”, “Şanlı”, “Gazi” isimlerinin verildiği, Kurtuluş Savaşında bölgeyi Fransızlara dar etmiş şehitler yatağı, Peygamberler Diyarı, Şehit Kamil’in, Şahin Bey’in, bereketli Harran topraklarının bulunduğu, Dünya incisi Mardin’imizin, Dicle Fırat nehirlerinin,Yedi Küpeli Gelinin, Batman, Adıyaman, Siirt, Şırnak’ın, Dört Türk Devletine Başkentlik yapmış(Akkoyunlular-İnaloğulları-Malazgirt-Artuklar) Diyarbakır’ımızın olduğu bölgeye “Demokratik Özerklik” verilmeli midir?…
17)Kürt Kimliği ve Kürt Kültürü Anayasal güvenceye bağlanmalı mıdır?…
18)Bölgede Kürtçe, eğitim dili yapılırsa, 10 sene sonra  Türk Milletinin  Kürtçe bilmeyen hiçbir çocuğu o bölgede öğretmen-doktor-mühendis-işçi olarak iş bulamaz, bölünme kendiliğinden başlar.
Kürtçe, Eğitim dili yapılmalı mıdır?… Order Prozac
19)Abdullah Öcalan’ı ve tüm PKK liderlerini de kapsayan Genel Af
çıkarılmalı mıdır?
20)Türk Ceza Kanununa göre, savaşta düşmanla işbirliği yapmanın “Vatana İhanet” sayılacağı hükme bağlanmıştır. Barış zamanı “Vatana İhanet” suçu nasıl nitelendirilecektir? Barış zamanı düşman olmaz ama her ülkenin ulusal çıkarları vardır. Ulusal çıkarımızı yok sayan, ulusal çıkarlarımızı yok etmek isteyen her ülke bize düşmandır. Peki ulusal çıkarlarımızı korumakla kim yükümlüdür?
Tabii ki Hükümet ve TBMM.
Bugün mevcut hükümet tarafından ulusal çıkarlarımızın tam anlamıyla korunduğunu söyleyebilir misiniz?…


Bu sorularla ısrarla bazı gerçekleri vurgulamak istedim;
*Bu sorun, kökü 300 yıla yaklaşan  ve  Vatikan’la başlayıp  diğer gelişmiş Avrupa ülkelerinin başımıza bela ettikleri bir sorundur. Dış ülkelerin uşaklığını severek ve isteyerek kabullenen bazı Kürt ileri gelen aileleri  tarih içinde ihanetlerini tekrarlayıp durmuşlardır. İngilizlerle anlaşıp, Atatürk’e suikast düzenleyen Kürt Ailelerin çocukları, Cumhuriyet tarihi boyunca 28 Silahlı kalkışmaya da karışmışlar, torunları  ise bugün PKK’nın yurt içi ve yurt dışı örgütlenmesinde yardımcı olmaktadırlar.
Bu sorunun nihai hedefi, Türkiye-İran-Irak-Suriye’den koparılacak topraklarla ABD ve İsrail’in güdümünde “Büyük Kürdistan” Devletini kurmaktır.
* Eline silah alıp, Türkiye’nin askerini polisini insanlarını öldürmenin hiçbir haklı gerekçesi olmaz, olamaz. Devlet bunu önlemek için vardır. Dünya tarihine baktığınızda hiçbir devlet, elinden silahını bırakmayan terör örgütü ile “Müzakere” etmez, “ order Vermox Mücadele eder”… Elinde silah olan terör örgütü ile müzakere etmeye kalkmak ya gaflettir, ya da yukarıda işaret ettiğim  gibi “Vatana İhanettir”.


AKP  Hükümeti, başımıza bela olan bu Bölücü-Kürtçü İhanet hareketine maalesef doğru bir teşhis koyamamıştır. Bu yanlış politikanın en büyük şahidi bu günkü durumumuzdur.
AKP’nin 10. Yılında, Türkiye’nin bazı bölgelerinde yol kontrolü PKK militanları tarafından yapılmaktadır. PKK militanları onlarca aracı durdurup, saatlerce “Demokratik Özerklik” propagandası yapmakta, isterlerse insanları öldürmekte, isterlerse dağa kaçırmaktadırlar. Sivil asker ve polislerimiz, güpegündüz, yüzlerce kişinin önünde enselerinden kurşunlanarak infaz edilmekte, kimse şahitlik yapmamaktadır. PKK tarafından kaçırılan ve resimleri gazetelere gönderilen askerler haftalardır kurtarılamamışlardır!..
Bazı şehirlerde, resmi binalar dışında Türk Bayrağı asılamamaktadır. PKK paçavrası ve Öcalan posterleri her yerde serbestçe dolaştırılmaktadır.
Vatana İhanet’in tam karşılığı olan “Demokratik Özerklik” ilan edilmiş ve bunun Avrupa ülkeleri tarafından kabulü için çalışmalar başlamıştır.
Kendi askerlerimizin, polislerimizin ölümlerini görmeyen Başbakan Erdoğan, Suriye Başkanına akıl vermekte, Sudan’daki açlıkla uğraşmaktadır….


Herkesin aklını başına alma zamanı gelmiştir. Binlerce yıldır Türk toprağı olan ve şehit kanlarıyla kazanılmış bu topraklar, çok kusuru örter ama, ihaneti asla örtmez ve asla affetmez.


Demokratik Özerklik adı altında bu vatanı bölmek isteyenlere de, bunlara bilerek ve isteyerek göz yumanlara da  hadlerini bildirmek “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü göğsünü gere gere söyleyen ve bu vatanı seven herkesin birinci görevidir…


Sağlık ve başarı dileklerimle 

buy Premarin

13 Ağustos 2011

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.