Bodrum Gündem

VAN DA KAR YAĞIYOR, BENİM YÜREĞİM ÜŞÜYOR…

08.11.2011
0
A+
A-

                Ayaklarım üşüyor demiş, kara gözlü Kürt kızı; paltosunun kenarından tutup Cumhurbaşkanına. Acı vardı o güzel gözlerde, çaresizlik ve biraz da kızgınlık belki ama nefret yoktu.

                Belki dağda operasyonlarda ölen bir yakını onun da vardı. İster şehit olsun, ister gerilla, fark etmezdi. Henüz öğrenememişti nefret dilini, keşke de öğrenmese, bilmese savaşın o acımasız dilini.

                Şimdi Van? da ,Erciş? te kar yağıyor; depremin kıramadığı elleri, ayakları üşüyor, bir deprem çadırında umarsız, umutsuz, belirsiz bir geleceği bekliyorlar. Onların elleri, yüzleri, ayakları üşüyor; Bodrum? da güneşin tüm bedenimi ısıttığı, bahardan kalma bir bayram sabahında benim yüreğim üşüyor.

                Onlar şu kış gününde yıkılan binalara, binaların altında yok olan çocuklarına, eşlerine, analarına inat, korkularından arınmaya çalışırken; biz burada uzun yıllardır, yastık altında saklanan altın gibi biriktirdiğimiz korkularımıza tutsak, geçmişe öykünmeye devam ediyoruz.

                Böylesi acılı günlerde böylesine bir dayanışma sergileyebilen insanlar; nasıl bu denli nefret, öfke yüklü olabilirler, bu kadar düşmanlığı nasıl biriktirirler ve insanlar nasıl öldürür kendi gibi olanları bu kadar kolay ve acımasızca?

                Acılarımıza, kavgalarımıza, hırslarımıza tutsak ettiğimiz umutlarımızı nasıl bu kadar kolay tüketebiliyor, bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi olmayana nasıl böylesine karşı ve hatta düşman olabiliyoruz, yaşadığımız bu büyük afetten sonra gerçekten anlamak mümkün değil.

                Oysa on binlerce insanı mağdur eden, milyonlarca insanı acıya boğan bu depremin ardından fay kırıkları arasından bir çiçek gibi fışkırsın isterdik barış.

Farklı olsa da gözlerimizin rengi, gözyaşlarımızın tadı aynıydı.

                Gözyaşlarından bile etkilenmeyecek denli nasıl katılaşmıştı yüreklerimiz. Oysa Van da kar yağarken benim yüreğim üşüyordu.

                Demek ki, yetmedi bu deprem, asıl bizim zihinlerimizi tümden sarsacak bir depreme ihtiyacımız var.

                On üç yaşındaki bir çocuğa yapılan arsızca saldırıları tecavüz değil de gönüllü, rızasıyla yapılmış bir fiil gibi algılayan yargı sisteminin üzerine yağmalı asıl karlar ve eriyip gidince de sularla beraber,o utanç da gitmeli.

                Açlığa kurban ettiğimiz çocuklarımıza yarın o, her biri bizleri yönettiğini sanan koca adamların tecavüz etmeyeceği bir geleceği sağlamak için çaba göstermeyenlerin üzerine yağsın karlar, belki vicdanlarının temizlenmesine yararı olur.

                Bayramda kurban ettiğimiz milyonlarca hayvanın kanı yetmiyorsa o sevgiden, insanlıktan yoksun vicdanlarınıza; ne şehitlerimizin ne dağda öldürülen gençlerin kanı yetmez size.

                Şimdi sözüm ?mış gibi yapan sözde kahramanlara?, çevresinde yaşanan bunca olayları görmemek için ?kendi gözüne mil çekenlere?,kişisel hırs ve beklentileri, siyasi hedefleri uğruna bu ülkeyi bir kan gölüne çevirenlere!

                Gelin bu doğal afet ve ardından yaşadığımız bu bayramı bir fırsata çevirelim.

                Artık analar yas tutmasın, çocuklar aç ve yetim kalmasın, gençlerimiz ölmesin, öldürülmesin diye bir gün olsun kendimize dönelim, geçmişimizle, vicdanımızla hesaplaşalım.

                İnanın çok zor değil ve göreceksiniz, ne yağan kar, ne esen fırtına, ne ödeyemediğimiz ev kirası, ne satamadığımız ürün, ne binemediğimiz araba, ne alamadığımız eşya, ne bir saplantı haline gelmiş fikirlerimiz, hiç birinin anlamı kalmayacak.

                Asıl olan barış içinde bir arada yaşamanın dayanılmaz keyfini yaşayabilmek. Otuz yıldır sürdürülen bu kavganın yoksa bir galibi, yeniden savaşmanın ne anlamı var?

                Van da kar yağıyor, benim yüreğim üşüyor????..

                cheap Retin-A [email protected] buy prozac               

08.11.2011

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.