Bodrum Gündem

BABAMIN CEKETİ ISITIR…

30.12.2011
0
A+
A-

[email protected]

Her aradığım sorunun yanıtı, bugünlerde geçmişime götürüyor. Yeni hayatlara ulaşmaya çalıştıkça tekrar tekrar geçmişim yakama yapışıyor. Sevdiklerim order Viagra Gold puslu bir havada belli belirsiz martı gibiler. Uzaktan kanatlarındaki ışıklarını görüyorum. Yaklaşmaya çalışınca, elimi uzatınca yine kayboluyorlar. Umudum azaldı bu dünyadan. Anlaşılmazlığımla göç edeceğim gibi. Yinede kendimi yollara vurmak, dinliyor görünenler çoğunlukta dahi olsa onlarla konuşmak istiyorum. Mazi kalbimde bir yaredir. Durmadan yargılıyor beni. En çokta onun yüzü. Gözündeki ışıklı bakışlarla geçmişimi ve geleceğimi ikiye böldü. Geçmişime dönemiyorum, geleceğim ise o ışıklı bakışlarda takıldı kaldı. Onun yüzü de bu puslu havada martı kanadına ışık huzmesi gibi ilişmiş. Bir görünüyor, bir kayboluyor. Gökyüzüne bakıyorum, hayata ve ona bakıyorum. Hani çok sevdiği birisi ölürde insanın; inanmak istemez bakışlarla bakar ya, öyle bakıyorum. Sebepsiz ölümler daha çok acı verir. Sadece karanlık, dipsiz ve geri dönüşsüz bir sonuca dairdirler çünkü.

Tek başıma dolaşıyorum bu kentin sokaklarında. Sokak lambaları dahi ferini yitirmiş bana ayrılık şarkıları söylemekte. Benliğimi, vicdansız anıların tam ortasına çekiyor. Sokak soğuktu, anılarımı yaksam iliklerime dek ısınırdım ama yapamadım. Yeryüzü bu anılardan yoksun öksüz kalır;  yeni bir zamanı, yeni bir yılı karşılayamazdı. Sokağın biraz daha izbeliğine ulaştığımda, gecenin tek üşüyeni olmadığımı fark ettim. Tanıdık bir yüzdü. Görürdüm ama aramızda hukuk oluşmamıştı bir vesile ile? Şarapçı olarak tabir edilenlerdi. Ama ilginçti, asla üstünü başını serkeş görmemiştim ve sakal tıraşı olma sıklığı nerede ise benden fazlaydı. Beyaz tenli, temiz yüzlü, zararsız, yaşının yarım asrın üzerinde olduğunu tahmin ettiğim bir kent sakiniydi. İki kurt orada karşılaşsa hiçbir sorun çıkmaz, sakin sakin geçip giderlerdi. Ama iki insan olunca karşılaşan; biri diğeri için ?Acaba bana ne zarar verir? diye düşünmekten alıkoyamıyor kendini. Belki de bu tedirginlikten kaynaklansa gerek bir kaza oldu o esnada. Gecenin görünen ikinci üşüyeni şarap şişesini ceketinin iç cebine koyarken şişenin ağzı aşağıda kalmış. Şarap ceketin tamamını ıslattığı gibi üşüme katsayısını da çoğalttı. ?Yapabileceğim bir şey var mı? diye sordum. ?Yok, yok? diyerek hızla karanlığa karıştı. Sonraları onu hep ceketsiz gördüm. Demek ki; tek ceketiymiş ve şarap lekesi de çıkmazmış. Onda titizlik yüzden akan bir tutum gibiydi.

Bu uğursuz karşılaşmadan yaklaşık bir ay kadar sonra babamı kaybettim. Annem, babamın kıyafetlerini gelenek olduğu üzere ihtiyacı olanlara dağıtıyordu. Ben o kıyafetlerin içersinden bir ceket aldım. Onu aradım karşılaştığımız, ceketine şarabı bocaladığı yerlerde… Birkaç denemem başarısız olunca, ceketi oraya yakın bir doxycycline online esnaf dostuma emanet ettim. Bir gece denk geldik ve ceketi kendisine verdim. Yine soğuk bir geceydi. ?İstersen giy? dedim, ?Sonra? dedi ve eline aldığı ceketle hızla geceye karıştı daha önceki gibi. Benimki belki de biraz vicdan hafifletmesi idi. Sorumlusu olduğum şarap kazasını telafi içerikliydi belki de. Ama kırmızı şaraba boyanmış ceket hiç gözümün önünden kaybolmamıştı. Ta ki; babamın ceketini onun eline tutuşturana dek. O gece babam rüyama girdi ?Çok iyi yaptın oğlum, bizler insanları asla hakir görmeyiz, benimde için ısındı? demişti.

Anılar gene bir karabasana dönüştü. Kendimi Kale ile Hadigari Bar?ın arasından uzanan surların ucuna atmıştım. Gece sürprizini yaptı bana. Beni dinleyecek birisi vardı ve oldukça da gönüllü görünüyordu. Büyük bir boşluktan söz ettim ona ve aşkın o boşlukta can çekişmekte olduğundan? Eski bir sevgilimin bana ?Biz seninle diri diri bir aşkı mezara gömdük. Her günde o mezarın başına gidip ağladık? deyişinden. ?Sevgiyi inkar eden namerttir? diye bir sözcük döküldü ağzından ve önümüzdeki yakamozlara dalgın dalgın baktı. Bilge duruşlu bu adam gecenin bana lütfuydu. En son ?Ruhu kirlenmeyenler hayatı güzelleştirebilir, zenginleştirebilir? sözleri içime ışıltılı bir arınma düşürdü. Sonra ona ?Birisini mi bekliyordun, burada ne işin var? dedim. ?Evet belki de seni bekliyordum? yanıtı merakımı derinleştirdi. ?Sen kimsin? dedim karanlıkta seçemediğim yüze. Bana ?Bu ceketi bir yerden anımsıyor musun, çok güzel ısıtıyor? dedi. Hep denize söz ve göz düşürerek konuştuğumuz dert yoldaşıma, bu defa order diflucan dikkatle cepheden baktım. Üzerindeki babamın o yürek ve ruh ısıtan ceketiydi?

Not: Bu yılbaşı, benim yeni yıla babamsız gireceğim ilk yeni yılın başı olacak. 2012 yılına babasız ve anasız girecek olan herkese, 2011?de yaşadıkları tarifsiz acıdan uzak mutlu bir yıl diliyorum.

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Gürcan Tekin dedi ki:

    Çok güzel bir yazı gerçekten.Sonunu çok merak etmiştim yazının.Ummadığımm derecede güzel bir öykü çıkmış bu yazıdan.Ayahan karahan sen hep yaz.Çünkü yazılarını benim kadar beğenen okurların var senin.tebrikler.

  2. Ayşe Gümüldür dedi ki:

    Ne diyeyimki ben sana ey güzel kalem.iyiki varsın,iyiki yazıyorsun.Üzsende teşekkürler.Demekki üzülme zamanında olmamız gerekiyormuş.Bu gece kadehimi sana kaldıracağım be çocuk.

  3. Dilara Sevimli dedi ki:

    Hepimizin babası ısıtsın yer yüzünü ve gökyüzünü.Bende bu yılbaşına babasız giren sizlerdenim.üzülürsek onlarda üzülür toprak altında.Onları üzmeyelim.Ayhan arkadaşıma nice nice mutlu yıllar.Çok iyisin.

  4. Ayla Gürpınar dedi ki:

    Çok duygulu ve çok anlamlı bir yazı daha yazmışsınız.
    Size teşekkür ediyorum.
    Isıtan ceketlere herbirimizin ihtiyacı var.
    Ruhlarımız çok üşüyor.

  5. Şehrazat dedi ki:

    Offff offff karşıki dağlar meşeli. Yarim benden işveli. Çok yaralıyam kimse bana ilişmemeli.

  6. Senem dedi ki:

    Sözcükler yarım kalsın.Vedalaşmalar bize göre değil.Onlar yücelerden bize bakıyorlar.Önemli olan bunu hissetmek ve bilmek.Ağlıyorum ve onları seviyorum.Ne güzel insanlar.Bunları bize yaşattılar.

  7. SERDAR dedi ki:

    Çok içten kopan bir yazı.Duygu seli bir kelime bütünlüğü.Kalem denilen bu olmalı.Ben yeni yıla annesiz girdim.Burukluğuma merhem oldu bu yazı.Teşekkürler Ayhan Karahan.Ayla ablanın dediği gibi ruhlarımız üşüyor.Hepimizin ısıtan ceketlere ihtiyacı var.Gidenlerimiz içimizi ısıtıyor.

  8. Suna Anka dedi ki:

    Dünya ne güzel olurdu onları kaybetmeseyik.Ayhan hepimizin başı sağolsun.Bizlerede onlara yakışan bir hayatı sürdürmek düşer.Sen zaten fazlasını yapıyorsun.Ayıp bize düşüyor.Babacığını ve babacığımı rahmetle anıyorum.Gözlerini açık bırakmayalım canım.Eline diline sağlık.

  9. Erhan Höcek dedi ki:

    Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan. .
    Görmenin nasıl bir bayram oldugunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık..
    Sızlamayan her organ, hele de burun diregi bayramdır.Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedenikaybetmemek, kurda kuşa yem olmayip “çok sükür bugünü de gördük” diyebilmek…Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.Keşke yaşasaydılar ve aramızda olsaydılar.O bayramı bir kez daha yaşamak için nelerimizi feda etmezdik?

  10. Nesrin SONER dedi ki:

    Ben Hayatta En Çok Babamı Sevdim
    Ben hayatta en çok babamı sevdim
    Karaçalılar gibi yerden bitme bir çocuk
    Çarpık bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek
    Nasıl koşarsa ardından bir devin
    O çapkın babamı ben öyle sevdim
    Bilmezdi ki oturduğumuz semti
    Geldi mi de gidici – hep, hep acele işi
    Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
    Atlastan bakardım nereye gitti
    Öyle öyle ezber ettim gurbeti
    Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
    Kırkı geçerse ateş, çağırırlar İstanbul’a
    Bi helallaşmak ister elbet , diğ’mi oğluyla!
    Tifoyken başardım bu aşk oy’nunu,
    Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,
    En son teftişine çıkana değin
    Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
    Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
    Açıldı nefesim, fikrim, canevim
    Hayatta ben en çok babamı sevdim.

  11. Bahri Erdoğan dedi ki:

    Az önce Issız Adam filmini izledim.Çok etkilendim.Üzerinede bu yazı ağır geldi bana.Bizim için değerli olan şeylerin kıymetini yaşarken bilmek gerek.İş işten geçtikten sonra üzülüyoruz.Bende çok iyi bir yıl başı geçirmedim.Kaybettiklerime üzüldüm.Ama artık çok geç olmuştu.Yazı çok güzel olmuş.Bana hitap etti.Ve derinden etkilendim açıkçası.

  12. Birgen Sönmez dedi ki:

    Yılbaşı gecesi hepimiz daha doğrusu bir bölümümüz acılarımızı yoğunlaştırmışız kalbimizde.Bende yılbaşı gecesi annesiz girenler tarafındaydım.Hrant Dink’in 3 çocuğunu ve karısı Rakel’i düşündüm ayrıca.Hrant Din^k’in ceketi şu anda hangi yoksul bedeni ısıtıyor bilmem. Ama ayakkabılarını hiç bir yoksul giyemiyor şu an onu biliyorum. Çünkü katledildiğinde sağ ayakkabısının altı delikti.