(şimdi Anayasa zamanı) YENİ yılda,YENİ anayasa.( III )

(şimdi Anayasa zamanı)

YENİ yılda,YENİ anayasa.( III )

Yeni yıla sayılı kalan  günlerde, yakın geçmişe geri dönüp baktığımızda akıllarda kalan bir genel seçim süreci, üstelik uzunca bir aradan sonra Türkiye?nin ?erken? yapılmayan ilk genel seçimleri.Bir de akılda kalan , seçim vaatlerinin öncesinde ve sonrasında çevre sorunlarının çokkk geride kalması.

 Ülkemizin en değerli tarım alanlarını,orman alanlarını.,su havzalarını,deniz eko-sistemini ve biyoçeşitliliğini ve yine bunların bütünüyle ilişkili olan yerel kültürel değerlerini yok sayan kısaca,insanla birlikte doğayı da koruyan ve yöneten eko-siyasetin yapılmaması.

Şimdi anayasa zamanı (II) yazımda; var olan çevre ile ilgili anayasa maddelerinin ve yasalarının içerik ve uygulama anlamında yetersiz kaldığını,yeni anayasa taslağının  doğal varlıklarımıza  sahip çıkma adına önemini belirtmiştim.

Yasaların yazboz tahtasında ,politikaların ve uygulayıcılarının elinde adete oyuncak olduğunu,örneğin 6831 sayılı Orman Kanunu?nun çıkışından bu yana kadarki süreç de başına gelenler ile orman varlığımızın tahrip ve yok olmasının en büyük yüzdesini oluşturduğunu biliriz.

Anayasal yöntemin güçlülüğü, toplumsal mutabakatın getirdiği  sahiplenme ile, doğal varlıklarımızın korunması  çok daha önemlidir. order Strattera

Bu anlamıyla yeni anayasa taslak çalışmaları ve anayasada öncelikle,

 Eko-Hukuk (Ekolojik Hukuk)?un temel aldığı ve tercih ettiği kavram ?doğal varlık? kavramıdır.Tıpkı ?sürdürülebilir kalkınma? yerine ?sürdürülebilir yaşam? kavramı gibi.Alışılagelmiş kavram kaynak veya doğal kaynak kavramlarıdır.Kaynak kavramı başlangıç itibariyle ?yararlanmayı?, ?kullanmayı? ve ?tüketmeyi? çağrıştırmakta ve bilinç olarak bu anlamda kullanılmaktadır.Halbuki ?doğal varlık? kavramı,öncelikle ?koruma?,? ?geliştirme? ve en son ?kullanmayı?,elbette ?sürdürülebilir bir kullanmayı? çağrıştırmaktadır.

 Özetle toprak, orman ve su kaynak değil, doğal varlıktır,mutlak anlayışı ortaya konmalıdır.

Yasa ile anayasayı birbirine karıştırma veya yasa içeriğini, ayrıntısını anayasaya yükleme yanlışına düşmemek anayasa niteliği açısından önemlidir.Ama yasalarının da istenildiği gibi yorumlanmasına,üzerinde sıkça oynanmasına da anayasa izin vermemelidir.

Aynı anayasa kaynaklı olup 2B arazilerinin başına gelenler halen yaşanmak da iken ,farklı politik yaklaşım zamanlarında da anayasal değerlerde üzerinde adeta kılıf yaratılarak, anayasaya uygun halen getirilememesine de özen gösterilmelidir.

Bu noktada KHK?ler(kanun hükmünde kararname) ile özellikle son günlerde yapılanlar doğa adına çok vahimdir ve bu başlı başına bir yazı konusudur ama öncelikle anayasa ile terbiye edilmelidir.

Tüm canlı ve cansız varlıkların oluşturduğu ekosistemin en temel değerleri olan ?toprağın,suyun,ormanın ve biyolojik zenginliğimizin? korunması,ıslahı,verimli kullanılması ve yönetilmesi,doğanın hakkı olduğu kadar,sürdürülebilir yaşam ve gelişmenin de ön koşuludur

?çevre hakkı?, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşamayı herkese bir hak olarak tanımıştır ve bu hak,insan odaklıdır.Artık insana yönelik haktan değil,insanın da bir parçasını teşkil ettiği ?eko-sistemin haklarından? bahsetmek gerekmektedir.İnsan da,diğer bütün canlılar gibi yaşamı ile ilgili olarak,diğer canlıların yaşama haklarına eşit haklara sahiptir anlayışına ve yaklaşımına yönelik tespitler,yöntemler yeni anayasa da mutlaka yer almalıdır.

Anayasamız ,ekosistemin  korunması adına,çevre bilinçli bir toplum oluşturma adına,toplumumuza karşı bir sorumluluk sayarak yüksek katkı da bulunmalıdır.

Anayasamızda var olan 56 madde ?çevre hakkı? öncülüğünde,toprak,su,tarım,orman ayrı başlıklar ve maddeler halinde korunmalı,yaşatılmalı,geliştirilmeli ve  birlikte  yaşamanın yolları, kararlılığı ortaya konmalıdır. Bu kararlılık  özellikle bilgi edinme hakkı,katılım hakkı,başvuru ve dava hakkı gözeterek  insan odaklı olduğu unutulmadan ayrıca da süslenmelidir.

Her şey birbirine bağlıdır,

Her şey bir yere gider,

Hiçbir şey sonsuz değildir,

SON SÖZÜ DOĞA SÖYLER. buy Fluconazole purchase Lithium

İyi yıllar,selamlar,sevgiler