Bodrum Gündem

Açık Zihin – Bilim Teknoloji Köşesi

Bilim ve Teknolojinin Kısa Tarihi

Her şeyi baştan alalım mı? Bilim ve teknolojinin kısa tarihini geri saralım. Hepimiz biliyoruz ki yaklaşık 13.5 milyar yıl önce bigbang denilen büyük patlama sonrası evrenimiz var oldu. Çok uzun bir süre madde oluşamadı çünkü ısı çok yüksekti. Yaklaşık 4.5 milyar yıl önce güneş sistemi ve sevgili dünyamız var oldu.

Biraz hızlanalım mı? 700 milyon yıl hiç canlılık belirtisi olmadı. Sonra ilk tek hücreli canlılar belirdi. Dünyanın dört bir yanında aynı anda görülmeye başlandığı düşünülüyor. Bu sürece abiyogenez deniliyor. Yani cansızdan canlıya geçiş. İlginizi çektiyse başka bir gün o konuya değiniriz. Şimdi insanlığın kısa tarihine doğru devam edelim.

Merhaba İnsan !

Yine uzun bir süre bir çok bitki ve hayvan türü dünyamızda varlığını sürdürdü. Ta ki günümüzden 3,18 milyon yıl öncesine kadar. Evet artık milyonlu rakamlara geçtik. 3,18 milyon yıl önce ilk defa maymun ve şempanzelerden ayrı olarak insan türü ortaya çıktı. Bu tartışmalı bir konu çünkü evrimsel tarihte bilinen 13 farklı insan ırkı var. Ve bunların hemen hepsinin soyu tükenmiş durumda, biri hariç Homo sapien sapiens.

Homo insan demek sapiens bilinçli anlamına geliyor Latincede. Homo sapiens sapiens için bilincini farkında olan insan demek doğru olabilir. Bugün yaşayan modern insanın ilk ataları 170 bin yıl kadar önce Etiyopya bölgesinde ortaya çıktı. Teknoloji ise gelişmeye çoktan başlamıştı bile. Neredeyse yontma taş çağının sonuna doğru gelinmişti.

Eski Taş Çağı

İlk teknolojik aletler bu çağda yapıldı. Teknolojik derken teknik terim itibari ile teknolojik yoksa yapılan en teknolojik alet bugünkü çekicin atası sayılabilecek şekil verilmiş bir taştan ibaret.

Yine de alet kullanmak ile bugün yaşadığımız modern dünyada marsa gitmek ya da yapay zekalar ile sanal evrenler oluşturmak arasında sıkı bir bağ var. Yazının devamında bunu açıklayacağım.

Eski taş Çağı günümüzden yaklaşık 15 bin yıl önce tamamlandı. Çünkü sahneye yeni bir devir çıkıyor ve eskisini gölgede bırakıyordu.

Yeni Taş Devri (Neolitik Kültür Evresi)

Cilalı taş devri diye de anılan bu dönem günümüze kadar devam eden sürecin adıdır. Bugün yaşadığımız tüm teknolojik gelişmeler bu devrin birbiri ile nedensel olarak bağlı determinist sonucudur demek yanlış olmaz pekâlâ.

İşte tam bu sebeple Urfa’da yer alan Göbekli Tepe kült yapısı dünyada bu kadar ses getirmiştir. Çünkü Göbeklitepe’de bulunan anıtsal mimari eşsiz olmasının sebebi tam olarak çanak çömleksiz Neolitik dönemin ilk eseri olması sebebiyledir. Günümüzden tam 12 bin yıl öncesine aittir.

İnsanoğlu 12 bin yıl önce avcı toplayıcı canlılar olmaktan çıkmış kendi yiyeceğini yetiştirebilen, yerleşik düzene geçmiş ve mimari ile ilgilenmeye başlamıştır.

Edebiyat ve felsefe yapmak için hala uzun sayılabilecek bir süreye ihtiyaç vardır yaklaşık 9 bin yıl kadar.

Yazılı Eserler Dönemi

Milattan Önce 2 binli yıllardayız. İnsanlık bir arada yaşıyor. Daha yazıyı yeni icat etmiş ama konuşurken kullandığımız dil gayet gelişmiş. Ve kulaktan kulağa yeni kuşaklara ulaşıyor. Tam bu dönemde yaşanan büyük savaşlar, acılar edebiyatı ve onun bir kolu olarak ortaya çıkan felsefeyi doğruyor.

Tarihte Troya savaşları olarak geçen bu dönem sonrasında Homeros İlyada Destanını yazıyor. Tarihte ilk yazılı edebiyat olarak kabul edilen bu destan tarihin akışını da değiştiriyor. Çünkü hemen arkasından eski Yunan’da filozoflar ortaya çıkıyor. Thales, Sokrates, Platon ve Aristo bunlardan en bilinenleri oluyor.

Aynı dönemde inançlar ve dinler de yeryüzünde hâkim olmaya başlıyor. İnsanoğlu soyut düşünme becerisi hem onu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği hem kendini sabote etmede en büyük tetikleyicisi oluyor.

Bilim Öncesi Çağ (Orta Çağ)

Bugün kabul ettiğimiz anlamda bilim 1500’lü yıllarda sistematik olarak başladı. Ondan öncesi hem bilginin toplanması hem de işlenmesi bakımından bir disipline sahip değildi. Yine de insanlık teknoloji alanında bir dizi gelişmeler kaydetti. Barut kullanmayı öğrendi, ev yaptı, tarla sürmek için sapan yaptı. Tekerleği icat etti, hayvanları evcilleştirdi.

Asıl patlamanın ayak sesleri ise 15. Yüzyılda Rönesans fikri ortaya çıktıktan sonra gerçekleşecekti ismine sonradan Sanayi Devrimi denilecekti.

Sanayi Devrimi

Metal fırtına hızlı başlıyor. Dünyanın milyonlarca yıldır biriktirdiği kömür, petrol, demir, doğalgaz gibi kaynakları hızla kullanılmaya başlanıyor. Bu hızlı üretim beraberinde verimsiz olsa da birtakım gelişmeleri de getiriyor. Elektriğin bulunması, içten yanmalı motorların kullanımı, sonrasında mühendisliğin gelişmesi ile hava taşımacılığı, elektronik, teknoloji derken insanoğlu 20. Yüzyılda dünya dışı bir kara parçasına ayak basmayı başarıyor.

Bu büyük başarı insanlığın kendine olan güvenini artırmış olacak ki doğaya meydan okumaya devam ediyor insanoğlu. 19. Yüzyıl eğer endüstri ve zenginleşme yüzyılı ise 20. Yüzyıl uzay ve teknoloji çağı oluyor.

Bilgi ve Teknoloji Toplumu

Ve bugün 21. Yüzyılın ilk çeyreği bitmek üzere.

Artık yapay zekadan bahsediyor, bilgisayar simülasyonları ile aslında var olmayan sanal evrenler yaratmayı başarabiliyoruz. Mars’a doğru yolculuğa çıkan insanlık diğer taraftan dünya gezegeninin önemini başına gelen afetlerle daha çok anlamış durumda.

Bugün cevaplanmayı bekleyen onlarca soru var insanoğlunun önünde. Ve belki aklımıza henüz gelmemiş sorular bugünkü cevabını aradıklarımızdan daha zor olacak. Evrende yalnız mıyız? Bir gün başka bir galaksiye gidebilecek miyiz? Neden varız? İnsanoğlunun kafasını kurcalayan bu fenomolojik sorular bir tarafta dursun halen asprinin ağrımızı nasıl dindirdiğini tam olarak bilmiyoruz.

İnsanoğlu belki de okyanus kenarında kumlarla oynayan bir çocuk kadar yolun başında her şeyin. Bunu birazda zaman gösterecek biz insanoğluna…

Kaan Özsayıner-Robotik – kodlama Eğitmeni -29 Ocak 2022 

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.