SİYASET BU DEĞİL…

                        Yaklaşan İlçe kongresi öncesi CHP de delege seçimleri yapılıyor.

                Mevcut Siyasi partiler yasası ve CHP tüzüğü değişmediği sürece bu tür komik seçimleri daha çok göreceğiz. Seçmenin sözüm ona siyasi iradesinin yansıdığı ?demokratik-özgür ? seçimlerle belirlenen delegelerin seçeceği ilçe yönetimi ve il delegeleri oluşacak. Daha sonra il delegeleri, il yönetimini ve kurultay delegelerini seçecek. En sonunda da bu kurultay delegelerinin belirleyeceği CHP Genel Başkanının iki dudağı arasından fısıldayacağı milletvekili adaylarıyla CHP seçim kazanacak, iktidar olacak!

                CHP gündemde olduğu için örneği onun üzerinden verdim. Yoksa diğer siyasi partilerde durum bundan farklı değil.

                Hayatı boyunca ilçe merkezini bile görmemiş, belde binasına gelmemiş kişileri siz ilçenizde partinizi temsil edecek yöneticileri seçmekle görevlendiriyorsunuz. Daha doğrusu parti üyeleri ellerine tutuşturulan listeyi zarfa koyup sandığa atıyorlar.

                Aslında doğrudan seçmen iradesine saygısızlık anlamına gelen bu tür tavırlar ne yazık ki, siyasi partilerde o kadar olağan hale gelmiş ki, kimse bu antidemokratik durumu sorgulama ihtiyacı bile duymuyor.

                Bu delege ağalığına son vermeden, üyelik kriterlerini değiştirmeden, kişilere ve onların siyasi ikballerine yönelik siyaset yapma tarzından kurtulmadan; bir siyasi partide demokrasiden söz etmek doğrusu bana çok anlamsız geliyor.

                Şimdi her beldede hiçbir siyasi ölçüt olmadan, salt birlerini siyaseten bir yerlere taşıma adına yapılan bu delege seçimlerine bakarak o partinin iç dinamiklerini değerlendirmek mümkün olamayacağı gibi, buradan yola çıkarak geleceğe ilişkin siyasi sonuçlar çıkarmak; bizi telafisi mümkün olmayan yanlışlara götürür.

                İktidar alternatifi olabilecek tek muhalefet partisi olması nedeniyle CHP üzerinden yaptığımız bu yorumdan kimsenin alınmasına, bu tespitlere olmadık, farklı anlamlar yüklemesine gerek yok.

                AKP nin giderek devletin yanında pozisyon almaya, demokratik açılımları ertelemeye ve kendi vesayet sistemini oluşturarak halktan uzaklaşmaya başladığı şu günlerde, CHP gibi güçlü bir muhalefet partisine her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç duyulduğu bir gerçek.

                Ancak diğer bir gerçek de hala CHP de zihinsel bir değişime direnen, eskinin klasik siyaset tarzını inatla sürdürmeye çalışan; devletçi, vesayetçi ve (devrimci değil)devirmeci kadroların etkinliğini devam ettiriyor olması.

                Değişim ve yenilenmeden yana var olan tüm kozlarını, argümanlarını AK Partiye kaptıran CHP, tüm enerjisini parti içi çekişmelerle harcaya dursun, parti içi eleştirilere inanılmaz bir tahammülsüzlükle tepki vermeye devam ede dursun, özellikle de Bodrum da her geçen gün kan kaybediyor.

                İktidar partisine karşı takındığı? ne yaparsa yanlış? tutumunu parti içerisinde yarıştığı ya da rakibi olacak kendi partilisine de yapmaktan geri durmayan zihniyet CHP de hakim olduğu sürece bu kan kaybı da devam edeceğe benzer.

                Oysa şimdi CHP için yeni bir fırsat ve bu fırsatı yeni bir atılım ve başarıya dönüştürme şansı varken, kişisel hırs ve beklentiler uğruna partiyi yeniden sorunlarla boğuşan bir duruma sürüklemek isteyenlere izin verilmemelidir.

                Kendi kitlesine yanlış bilgi veren, daha doğrusu bilgilenmesini istemeyen ilkel anlayış ve bu zihniyetle partiyi yönetmeye çalışanlar CHP ye en büyük kötülüğü yapıyorlar.

                Demokrasiyi içselleştiremeyen, kendi gibi düşünmeyen ya da kendisiyle birlikte politika yapmayanı öteleyen, yok sayanlarla; CHP nin büyümesi, güçlenmesi, iktidar adayı bir siyasi güç haline gelmesi hiç mümkün değildir.

                Delege seçimleri ve İlçe kongresini fırsat bilerek, partide yeniden bir yapılanma, değişim ve dönüşüme geçilmesi CHP için yaşamsal öneme sahiptir.

                Cytotec online Natrexone without a prescription [email protected] Strattera No Prescription