Bodrum Gündem

PROJE ÖDEVİ OLARAK ÇOCUK…

baris_anil_bodrum_gundem

Kökenleri nerelere dayanır araştırılması gerek elbette ama sonuçlarının yarattığı tahribatı hep birlikte göreceğimiz kesin. heap Combivent çocuklarımız yarış atıEbeveynlerinin projesi olarak üretilmiş ve yapılandırılmakta olan küçüklerimizden söz ediyorum.

Daha doğum öncesinden başlayacak şekilde programlı bir hayatı yaşamaya mecbur edilmeleri, mütemadiyen kendileri adına her şeyi düşünmekte olan anne babalara sahip olmaları, genellikle ailedeki ilk çocuk ya da torun olmaları belirgin ortak özellikleri olarak sıralanabilir.

(İçlerinden bazıları kendilerinden sonra dünyaya gelen bir kardeş varsa o sayede nispeten bir rahatlama yaşayabilme şansını yakalar ancak o kardeş kendisinden daha yetenekli, başarılı yada sevimli olduğu taktirde maruz kalmaya başlayacağı kıyaslamalarla bunun da geçici bir dönem olduğunu anlaması gecikmez. Hiç değilse ilgiyi bölmesi bakımından işe yarar sayılabilecek bu kardeş daha az başarılı, daha az yetenekli bile olsa, anne babanın tecrübe kazanmış olmasının verdiği rahatlama oranında üzerine titrenmeme lüksünü yaşayabilir.)

Çocuğu ve süreci aşırı sahiplenen ailelerde, çocuğun veya gencin yaşantısına dair kurulan cümlelerin çoğul olması, son yıllarda aileyi öğretimin bir parçası haline getirmeye çalışan eğitim politikalarının da bir uzantısı olabilir.

Ebeveynler çocukları için kuşkusuz hep iyi şeyler dilerler. Zaten asıl sorun anne babaların çocukları için ‘ iyiyi-olumluyu’ istemesinden ziyade, onlara kendilerini ‘en iyi’ olmak zorunda hissettirmelerinde. Her şeyin en iyisini sunma çabasının sonucu olarak ortaya çıkan doyumsuzluk ve tatminsizliği şimdilik bir kenara koyarsak, bir de özgüvene dayalı sıkıntılar baş gösterebiliyor. Kusursuzca kurgulanmaya çalışılan yaşam alanı içinde var olmaya çalışan çocuk bazen bu organizasyonun başrol oyuncusu olduğunu fark ederek rol kesmeye başlıyor ve davranışlarına budalaca bir özgüven yerleşiyor, sürekli beslenen ego, saygısızlık boyutunda bir üsluba kadar tırmanabiliyor. Bazen de tersine, bu kusursuz denge içinde kendini zayıf, aciz hissederek çok basit kararları dahi alamayacak kadar silik bir yapıya bürünüyor. Elbette her ikisi de davranışlarının doğasını bozuyor. Sonuç olarak yaşamlarıyla ilgili söz hakkı olmayan çocuklar bir süre sonra bilinçsizce hareket eden gençlere dönüşüyor. Çok azı geçirdiği süreci sorgu layabilecek düşünme kapasitesini koruyabilmiş olarak yetişkinliğe ulaşabiliyor.

Tired female studentKanıksanmış telkinlerden olan ‘ben okuyamadım, sen okuyacaksın” Propranolol 40mg dan, ‘ben doktor olamadım, sen olacaksın’ lara uzanan belirleyicilik bize çoğunlukla eğitim ve gelir düzeyi düşük ailelerde  yaygınmış hissi uyandırsa da, pratikte yükseköğrenim görmüş, orta ve üst gelir diliminde olan ailelerin de benzer beklentilerle çocuklarına yaklaştıklarını görebiliyoruz. Gelir düzeyi açısından çocukları adına gelecek kaygısı taşıyan ailelerin tek çıkar yol olarak prestijli ve bol kazançlı meslekleri özendirmeleri ve çocuklarını bu yönde yönlendirmeleri korumacılığın bir tezahürü olarak son derece doğal bir refleks olarak algılanabilir. Ancak sözünü ettiğimiz baskı bu masum refleksin ve kaygının ötesinde, bireysel farklılıkları göz ardı eden, olması gerekene koşulsuz şartsız yönelimi zorunlu kılan ve sırf bu sebepten aile ilişkilerini zedeleyen bir sonuca ulaşıyor.

Etrafımızda çokça görebileceğimiz bu ‘prezentabl çocuk yetiştirme yarışı’ içine sürüklenen aileler için yaşamın çok yorucu olduğunu düşünürüm hep. Çünkü her zaman daha iyisi vardır zihniyeti ile sonu gelmeyen bir mücadele içinde olurlar. Yaşamdan keyif alamadıkları gibi davranışlarında sürekli bir yetersizlik duygusu hakimdir ve bu tıpkı bir kemirgen gibi içlerini yiyip bitirir. Hayatın akışı içinde kaybolup giden sadece kendi yaşamları değildir elbette, etraflarını da bu yarışa dahil ederler. Hastalıklı olan düşünce çocukları hayat tarafından kendilerine verilen proje ödevi gibi algılayıp aferin alma beklentisi sanırım.

İşin ironik yanı, sonuç ne olursa olsun anne babaların bu Plavix online ‘en’ler denizinde kendilerini de mükemmel olarak konumlandırıyor olmaları. Böyle bir kurgu’nun zaten bizatihi kendisinin sorun olduğunu kabul etmek şöyle dursun, bu ‘mükemmel’ düzenin mimarı oldukları için övgü beklediklerini görebilirsiniz. Tüketim endüstrisine sonuna kadar hizmet eden bu zihniyet, sürecin her aşamasında ayrıcalıklı kılacak ve aynı zamanda zor ulaşılır olan unsurlara ihtiyaç yaratır. Çocuklar ve onlara sunulan imkanlar üzerinden bir üstünlük inşası başladığında bizim miniğimizin replikleri çoktan yazılmıştır. E anne baba bu uğurda canla başla mücadele verirken; her şey ayarlanmış ve hazırlanmışken, çocuğun yaşadığı bocalamalar şımarıklıktan başka bir şey değildir artık! ‘Bu çocuk niye böyle, niye oyunu kuralına göre oynamıyor’ düşüncesinden ‘biz bir yerde hata mı yaptık’ a bir geçilebilse…

Çocukları kendi hallerine bırakalım  demiyorum ama onları düşünemez ve karar alamaz hale de getirmeyelim.

Kimilerine göre, çocuğu olmayan biri olarak fazla büyük laflar etmiş olabilirim. Zira bazı ebeveynlerin çocuk sahibi olmayan insanların tespitlerini ahkam kesmek olarak nitelendirmesinde haklılık payları olabilir.

Pratikte çok fazla değişkenin işin içine girdiğini görmemi sağlayacak gözlemlerim sebebiyle haddimi aşmak istemem elbette, ancak belki de çok yakından bakıldığı için gözden kaçırılabilen fotoğrafın tamamı bence aslında budur.

ETİKETLER:
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Akın dedi ki:

    Sayın Barış,
    Öncelikle böyle bir yazıdan ötürü sizi tebrik etmek istiyorum. Büyük bir eğitimci duyarlılığı ile kaleme alınmış bir havası var bu yazının.
    Sizin de belirttiğiniz gibi kendi hayallerini çocukları ile gerçekleştirmek isteyen aileler aslında hayal kırıklığına ve mutsuzluğa sahiptirler. Böyle bireylerin sosyal açıdan sağlıklı insanlar yetiştirmesi de zor olacaktır bence. Bu sebeptendir ki eğitim sadece çocuğa değil eğitim konusunda geleneksel bilgi dışında çok fazla bilgisi olmayan ailelere de verilmelidir.
    Sevgiler, başarılar…