Bodrum Gündem

GERİ ZEKÂLILAR

10.06.2014
0
A+
A-

Combivent online Order Kamagra   esomeprazole online

Kişinin bilgisi-görgüsü-terbiyesi-zekâsı kıt olunca, yaptığı espriler de basit olur.
Erdoğan, aklı sıra Geziye katılanlarla alay etmek, Gezi eylemcilerinin zekâlarını küçümsemek için onlara “Gezi Zekâlılar” diyor!

Geziye katılanların çok büyük bir kısmı (eylemi amacından saptırmak isteyen illegal örgütler hariç) en az iki lisan bilen, en az bir müzik aleti çalabilen, kendileri ve çevre ile barışık, ülkelerini seven dünya insanlarıdır.
Bunlar dünyanın her ülkesinde iş bulabilirler ve saygınlıklarını orada da sürdürebilirler. Bunların dünyasında Erdoğan zekâsında, Erdoğan ahlâkında birine asla yer yoktur. Kaderin cilvesine bakın ki, bu aydın insanların hayatını, Erdoğan gibi sığ biri etkileyebilmektedir.

Böyle bir şey nasıl olabiliyor, diye düşününce aklıma Tevfik Fikret’in günümüze uyan bir deyişi geldi;
“Beşerin böyle delaletleri var, Putunu kendi yapar, kendisi tapar…”

Gerçekten toplumun bir kısmının “g…nün kılıyım” diyecek kadar Erdoğan’a bağlanmasının sebebi ne olabilir? Belli bir süre için hizmet etmek üzere görevlendirilen birinin poposunun kılı olmayı nasıl bir insan kabullenebilir ki? Böyle birine insan denebilir mi?

Toplumun bir kısmının demokrasinin nimetlerini anlamaması, bu çağda hala onurlu-bilinçli bireyler olma yerine, “sürüden biri” olmayı, kendisine verilen hırsızlık mallarını kabul etmesi, insanlıkla bağdaştırılabilir mi?

Erdoğan kendince başarısını üç temel politikaya dayandırmaktadır;
-Müslümanlığı ve dini değerleri kullanması,
-İnsanları yardımlarla kendine bağlamak,
-Geçmişin üzerine oturup, geçmişi kötülemek ve “Yeni Türkiye” yaratmak iddiasında bulunmak!

Beraberce Erdoğan’ın bu tezlerini kısaca inceleyelim;
-Erdoğan Müslümanlığı ile övünmekte ve dinimizi her fırsatta istismar etmekten kaçınmamaktadır.
Peki, Müslüman insan, hırsızlık-yolsuzluk-rüşvet-devleti soyma- Müslümanların sadaka paralarını dolandırma işlerine, adamları aracılığıyla katılabilir mi?
Müslüman insan, bile-bile kul hakkı yer mi? Müslüman insan sürekli olarak yalan söyler mi?
Erdoğan iktidardan gittiği an, yıllarca istismar ettiği bu kesim tarafından en ağır şekilde cezalandırılacaktır. Kaddafi’nin-Saddam’ın cesetlerini parçalayanlar kimlerdi, dersiniz?

-İnsanları yardımla-iane ile sürekli olarak baskı altında tutmak mümkün olsaydı, Sovyetlerdeki, Komünist rejim yıkılır mıydı? Sovyetlerde rejim, insanlara bedava ev-bedava ısınma ve aydınlanma- bedava ulaşım sağlıyor, üstelik az da olsa maaş veriyordu. Sonuç, insanlık onuru galip geldi ve rejim tepetaklak oldu. Erdoğan’ın fakir-fukaraya para vermesi- gıda-kömür yardımı yapması ve karşılığında oy devşirmesi daha ne kadar sürdürülebilir ki? Üstelik Erdoğan bu yardımları kendi cebinden veriyormuş, insanların başlarına kakar gibi yapmasına bu toplum ne kadar katlanabilir ki?

-Erdoğan ve badem takımının sürekli olarak geçmişi kötülemeleri ve Yeni Türkiye yaratma yalanları, Türkiye’yi süratle bölünmeye götürmektedir. Güneydoğu bölgemiz fiili olarak kopmak üzeredir.
PKK Narko-Terör örgütü, kenevir ekimini rahatça yapabilmek-uyuşturucu yollarını açık tutabilmek için bölgeyi ayaklandırmakta ve kanlı eylemlerine devam etmektedir.
Kafasında Federe İslam Devleti ve Özerk Kürdistan’ı kurmak olan AKP, ihanet içinde bu eylemlere göz yummaktadır.

Değerli Okurlar;
Siyasetin en önemli kuralı şudur; Milletle, milletin değerleriyle kavga ederek, siyaset yapılmaz. Türk Toplumunun yapısı bellidir. Gerçek budur.
Siyasetin görevi, doğruyu- iyiyi-güzeli-refahı- demokrasinin nimetlerini-vatandaş olmanın onurunu insanlarımıza anlatmak olmalıdır.
Yoksa “Millet anlamıyor” diye yan gelip yatmak iş değildir.
Muhalefet partileri inançlı ve iddia sahibi olmalıdır. Siyaseti Salı günleri TBMM Grup toplantılarında konuşmak olarak görmekten vazgeçip, “hafta 7, gün 8” anlayışıyla 24 saat çalışarak yapmalıdırlar.
Gerekiyorsa, teker-teker insanların ayaklarına gidip doğruları anlatmalı ve bu seccade şeytanlarını, bu siyaset şarlatanlarını, bu sadaka dolandırıcılarını demokratik seçimle alaşağı etmelidirler.
Başka yolu yok. Ya bunu yapacaklar, ya da millet kendi sesi olacak siyasi oluşumu kuracaktır.
Sabır taşı çatlamak üzere…

Sağlık ve başarı dileklerimle 09 Haziran 2014
Rifat Serdaroğlu

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.