ANKARA (13 Mart Katliamı)
Brand Viagra online Order Retin-A online
Orası doğduğum, büyüdüğüm, temelimin atıldığı yer, ana evim, baba evim, nefret ettiğim yer. Ben İstanbul’a aşığım. Ama Ankara baş göz edildiğim beşik kertmem.
Ben Ankara’nın insanlarının insanlığını severim. Orada yaşamakla cezalandırılmış memurların DEVRİMCİ ÇOCUKLARINI SEVERİM.
Üniversitede direnen DEVRİMCİ HOCASINI SEVERİM.
Ankaralı aydının kendini bilmesini, o hüznünü ve karanlığını, tevazusunu ve kararlılığını, kül yutmamasını ama saflığını korumasını, gaddarlığa asla boyun eğmeyip, İŞKENCEDE YUMRUĞUNU HAVADA TUTMASINI SEVERİM.
Ankara’da bombalar patlar. Rüzgarı çocuğun yüzünde patlar. Camlar kırılır, annelerin babalarının yüzüne bakar çocuklar, korkarlar. Sessizce izlerler.
Ankara’da kahveler taranır. Kızılay’dan bir gün içinde (11 Eylül 1980) on bir patlama sesi sayar çocuklar. Makinalı tüfek taraması işitirler. Jandarma yollarını keser, kimlik sorar.
Ankara’da üniversitelerdeki öğretmenler, göz bebeği çocuklarının güzel başlarını kucaklarında tutarak, öldüklerine şahitlik ederler.
Ankara yalnız ve yalnız kar yağdığı günler güzeldir, kar taneleri yaldız ve yaldız bütün pislikleri örter.
Şimdi taşlaşıyorum, katılaşıyorum, “İnsan yaşlandıkça katılaşıyor” demişti rahmetli Sevgi Gönül.
TBMM işlevini yitirmiştir.
Not : Bomba Düşünbil’in önünde patlamış. Yardıma ihtiyaç var.
ETİKETLER: Serdar Anlağan Yazıları
Yazarın Diğer Yazıları
01.07.2013
18.07.2016
10.07.2022
Yorumlar