Nasıra Basan Yazdı Geçti; GEVELEMEYE GEREK YOK!…

17 Haziran 2016 tarihinde, Bodrum’da yayın yapan ve ilgi ile izlenen bir sitedeki haber ilgi çekici.
Geçtiğimiz Eylül ayında Yeniköy Mahallesi Elmadağ Caddesi (Devlet hastanesine ulaşan cadde) üzerindeki bir ara sokaktaki dere yatağı sel felaketi nedeniyle bozulmuş.
Bu bozukluğun onarımı Büyükkent Belediyesi ile Bodrum Belediyesi arasında “Senin görevin-Benim görevim” maçına aktarılmış, ve maç hala sürüyormuş.(Bodrum Haber)
Nisan ayında Kumbahçe Mahallesi Akçabük Sokakta kamu (halk) malına ve onun üzerindeki çiçeklerle şenlenmiş ağaçlara yapılan saldırılarla ilgili yine, ilgiyle izlenen yerel sitelerimizden “Bodrum Gündem” de yazı ve fotoğraflar yayımlandı. O olguda sürmekte olup son durumu ise, it kulübesi içine bir m2 lik bir tuvalet ve lavabo yerleştirilmiş. Giderinin hortum ucu kapı altından çıkarılmış , güzel taş duvar yıkılıp kulübeye çıkış merdiveni yapılmış asfalt yol kazılarak tuvalet borusu kanalizasyona bağlanmış.
Bu aykırılıkların giderilmesi bilindiği kadarı ile Bodrum Belediyesinin görevi. Aykırılıkların biri mahalli müşterek nitelikli, diğeri ise özel olarak adrese hizmet.
Yani birisini Belediye yapmak, diğerini ise ve verilen zararın “telafisi mümkün olmayan” hale gelmeden tazminini gerçekleştirmek zorunda. Ama gel gör ki, Belediye her ikisine de Fransız.
Ne diyor 5393 sayılı Belediye Yasasının 3-a maddesi:
“Belediye belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikli ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi” Organları ise : Başkan, Meclis ve Encümen.
Görüldüğü gibi burada bir özerklik vurgusu var. Bu özerklik organlar eliyle (Başkan, Meclis, Encümen) yaşanır ve yaşatılır. Özerklik önemli bir olgu ama , onun da onulmaz düşmanı vardır. Kim o düşman? CHE’ ya göre bu büyük düşman “halinden memnun olan kölelerdir” Özerk yapı içinde bu aykırılıkların iyi saptanması çok önemlidir.
Organlar bizzat eylem içerikli görev yapmazlar ama yaptırırlar. Yani görevlendirme yaparak yetki göçerirler.
Yukarıdaki örneklerimizden “mahalli müşterek” tanıma uyan bozulmuş dere onarımı ile Kumbahçe Mahallesi Akçabük sokağın eski haline getirilmesinin temini Belediye bünyesinde görevlendirilen İmar departmanına aittir. Bu departmanda ise baş yetkili İmarla ilgili Başkan yardımcısı ve ona bağlı İmar müdürüdür.
Bunlar teknokrattır. (mimar mühendis v.s.)
Ben eminim ki her ikisi de bu sokakları görmemiştir. Başlarını kaşıyacak vakitleri yoktur da ondan. O vakitler ise adrese hizmetle mukayyet olmalı ki, artanı olmuyor.
Özellikle Akçabük sokaktaki tahribat neden, için, neyin karşılığı, neden dolayı ve hangi hatır gönül içeriklidir, göz yumulmaktadır.
Bunu ben soruyorum . Belediye Başkanı ve Cumhuriyetimizin savcısının da sormasını isteyip bekliyorum Çünkü görev ancak bu denli ihmal edilip kötüye kullanılarak savsaklanır.
CHP’nin sayın yetkilileri, Genel Merkezdekiler bu konu sizleri hiç ilgilendirmiyor mu? Neleri kaybettiğinizi test ediverin bakalım ne çıkacak. Haklısınız. Nereden haberiniz olacak Milletvekillerimizin de başlarını kaşıyacak vakitleri yok.
Bu teknik adamlara gelince: onları öncelikle mesleklerine, yaşadıkları kariyerlere sonra da halka saygıya çağırıyorum
VEEEEE !…
Bir söylemle bitiriyorum seslenişimi!…
“Kime yaranmak için
Atıyorsun taklayı
Gevelemeden çıkar
Ağzındaki baklayı!!!”
Görüntüye göre buraya 2-3 kulübe daha sığabileceği belle. Burayı haşat edenler yakınlarına da kıyak yapmadan Belediye bir iki garibana da göz yummalı ve işgal ve tahribat bittikten sonra kurdele kesme törenini gerçekleştirmeli diye düşünüyoruz! Öyle ya belediyenin (yani halkın) malı deniz, saldırmayan keriz..