Bodrum Gündem

SRİVADDHANAPRABHA’YI TANIYOR MUSUNUZ?

Siz Vichai Srivaddhanaprabha kim biliyor musunuz. Beyefendi 1957 doğumlu Tayland’lı bir milyarder. King Power Duty Free zincirinin kurucusu ve sahibi.

Futbol merakı Srivaddhanaprabha’yı bu sporun beşiği olan İngiltereye yöneltmiş ve 2010 yılında ligin en eski ve köklü takımlarından biri olan 1884 yılında kurulmuş ve tilki amblemi ile tanınan Leicester City’i satın almış.

Asırlık kulübün fanatik taraftarları bu işe biraz bozulmuşlar ama işler iyiye doğru gitmeye başlayınca sesler kesilmiş, tribünler dolmuş ve 2015-2016 Premier Lig Şampiyonluğu gelmiş. Başkan Srivaddhanaprabha da şampiyon olan oyuncularına birer adet BMW i8 araba hediye etmiş.

Başkan gururlu, futbolcular rüya aleminde, şehir mutlu, taraftar havalarda uçuyor, takım şampiyonlar ligine kafa tutuyor. Bu işten herkes kazanmış gibi gözüküyor.

Şimdi gelelim ülkemize. Kulüpler borç batağında, UEFA hepsine ihtar çekti, bazılarının Avrupa’ya çıkışını yasakladı, bütçelerini, harcamalarını çık sıkı takibe aldı.

Ne yapmalı. Belki de Srivaddhanaprabha gibi birilerini bulmalı ama taraftarları nasıl ikna etmeli?

Ben amatör bir spor dalı olan kürekçiliğin içinden geldiğim için Srivaddhanaprabha benzeri bir iş adamının amatör sporlara nasıl bakacağını çok merak ediyorum.

Futboldan artan paralarla bütçesini doğrultmaya çalışarak zar zor yaşayan amatör sporlar böyle bir düzende yaşayabilir mi?

Ülkemizdeki spor kulüplerinin genel kurullarında defalarca duyduğumuz gibi bazı “futbolsever”ler amatör sporlar için “hiç getirisi yok, hep götürüyor, şunları kapatıp kurtulalım” şeklinde fikir beyanında bulunurlar.

Neyse ki “futbolsever” değil de “sporsever” ve aklıselim sahibi kulüp üyeleri “biz ticari firma değiliz, para kazanmak için değil, spor yapmak için kurulduk” diyerek asırlık amatör spor branşlarını korurlar.

Özellikle ezeli rakipler Galatasaray ve Fenerbahçe amatör sporlarda zaman zaman mali sıkıntı yaşanmasına rağmen ülke ortalamasının üstünde bir gayretle sporcularına gereken malzeme ve çalışma olanaklarını sağlamaya çalışırlar.

Srivaddhanaprabha gibi bir başkan gelir de bu kulüplerimizden birini alırsa ne olur? Şüphesiz “futbolseverler” bayram eder ama henüz her iki kulübümüzün yönetiminde söz sahibi olan sağduyulu divan üyeleri sayesinde amatör sporlara dokunulmaz ama zorluk yaşanır.

Pekiyi iştigal konusu sadece futbol olan kulüplerimiz Srivaddhanaprabha tipinde bir başkana nasıl bakarlar?

Bence omuzlarında taşırlar.

Şimdi gelmek istediğim noktaya yaklaştık. Yani para sporu satın alıyor. Buna kimsenin itiraz edebileceğini sanmıyorum. Şimdi yarı profesyonel olan amatör sporlar da yakın gelecekte tam profesyonel olacak. Bu kaçınılmaz bir evrim.

Rio’da başlayan olimpiyatlar da bunun en büyük örneği. 120 yıl önce amatör sporcular için başlayan Modern Olimpiyat misyonu tamamen kapitalizmin eline geçti. Artık tüm profesyonel sporcular olimpiyatlarda şov yapmaya geliyor.

Bence sporun geleceği eski Roma’daki gibi arenalarda ölümüne (parasına) dövüşen (yarışan) gladyatörlerle son bulacak.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Ahmet Şenkal dedi ki:

    Srivaddhanaprabha’yı tanımıyorum ama doğru işler yaptığından eminim. Amatörlerin kaderine gelince, ‘bu dallar hiç getirmiyor hep götürüyor’ diyenler hiç de haksız değiller. Ama, ‘o zaman kapatalım onları’ yaklaşımına d şimdilik katılamayacağım. Benim çözüm önerim basit: ‘getirmiyorlarsa, götürmesinler de…’ Yani ‘gider’i minimize edelim, savurganlığa son verelim. Örnek mi; Kulüplerin alt yapıdan tek bir sporcu bile içermeyen amatör (!) takımlarla, sadece zevahiri kurtarmak, birilerinin koltuklarını sağlamlaştırmak için şampiyonluk kovalaması… Geleceği beklemeye gerek yok. Arenalar çoktan kuruldu, gladyatörler iş başında…