“HER ÖNÜNE GELEN ŞAMAN DEĞİL”…

Türkiye’de kültür turizminin öncüsü, profesyonel rehber, araştırmacı – yazar, gezi tasarımcısı, gezgin Faruk Peker,  Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü Orhan Kemal Meydanında Göbeklitepe ve Şamanizm hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi.

Bodrum Gündem Haber 

Göbeklitepe ve Şamanizm konulu söyleşide konuşan Faruk Peker, şamanlığın Orta Asya’ya özel bir inanç biçimi olmadığını, dünyanın çeşitli yerlerinde benzer uygulamaların ilk çağlardan bu yana var olduğunu dile getirdiği konuşmasında “Her önüne gelen, her transa geçene şaman diyemeyiz.  Ben büyücüyüm diyene, falcı, sihirbaz, şifacı, otacıya şaman filan denmez. Günümüzde çok fazla yaşam koçluğu çıktı. Psikolog olsa anlayacağım, psikiyatr olsa anlayacağım. Ama her önüne gelen yaşam koçu, enerji veriyor, başkalarının yollarını, hayatını değiştiriyor. Bir akşamda sizi başka bir yere taşıdıklarını iddia ediyorlar. Böyle bir şey yok.” sözleri dikkat çekti.

Göbeklitepe ve Şamanizm konulu söyleşi öncesi Sanat Köyünün kurucusu mimar Cenap Tezer yaptığı açılış konuşmasında;  tarihin sıfır noktası olarak nitelendirilen ve dünyanın en eski tapınak merkezi olarak kabul edilen Göbeklitepe’yi ilk kez 2012 yılında ziyaret etiklerini, kazıları yürüten Prof. Dr. Klaus Schmidt’in kendilerini tapınakların içine kadar indirdiğini ve Göbeklitepe’yi böylesi özel bir insandan dinlemenin  ayrıcalığını yaşadığını dile getirdi.  

Açılış konuşmasının ardından programa heykeltraş Erdinç Bakla’nın Sanat Köyünde yer alan ve Göbeklitepe’yi çağdaş sanat ölçülerinde yorumladığı eserlerinin yer aldığı sergisinden resimlerin yer aldığı bir slayt gösterisi ile devam edildi.

Daha sonra sahneye gelen araştırmacı – yazar,  gezgin Faruk Peker, Göbeklitepe ve Şamanizm ile ilgili bir söyleşi gerçekleştirdi. Gerçekleştirdiği söyleşi ile ilgili olarak kazıları yürüten Prof. Dr. Klaus Schmidt’in kitaplarında Şamanlık ve Göbeklitepe ile ilgili son derece değerli bilgilerin yer aldığını ifade eden Faruk Peker “Son 29 yıl içerisinde dünyadaki bazı mağaraların içerisinde böyle bir nöropsikolojik ifadeler şamanlıkla beraber yorumlanıyor. Tabii ki göndermeler var. Özellikle Göbeklitepe’de yer alan dans ve iki ayak üzerinde hayvan giysileri içerisinde çok özel insanların bu tür sembolik resimler ya da kabartmaları yapabileceği düşünülüyor. Dolayısı ile o şamanlığa gönderme ile farklı insanların, farklı bilinç halinde bu tür sanat eserlerini ortaya koyabileceği belirtiliyor.” Dedi.  

“Her Önüne Gelene Şaman Denmez”…

Şamanizm Türklerin ilk dinidir diye bir yanılsama olduğunu dile getiren Faruk Peker, bunda büyük bir yanlış olduğunu dile getirirken şunları söyledi “Burada iki tane yanlış var. Birincisi Şamanizm bir din değildir, ikincisi ise ilk inanç değildir. Koca koca kitaplar yazıldı Şamanizm Türklerin en eski dinidir diye. Böyle bir şey yok. Türkler şamana Kam veya baksı demiş. Her önüne gelene şaman denmez. Ben büyücüyüm diyene, falcı, sihirbaz, şifacı, otacıya şaman filan denmez. Günümüzde çok fazla yaşam koçluğu çıktı. Psikolog olsa anlayacağım, psikiyatr olsa anlayacağım ama her önüne gelen yaşam koçu, enerji veriyor, başkalarının yollarını, hayatını değiştiriyor. Bir akşamda sizi başka bir yere taşıdıklarını iddia ediyorlar. Böyle bir şey yok. Her kendinden geçen, her transa giren, esrime giren (çok coşkulu bir durum) de şaman değil. O zaman bizim her sara nöbeti tutana şaman dememiz gerekirdi. Şamanların çoğu saralı ama her saralı şaman değil. Günümüzde Orta Asya’da azımsanmayacak sayıda gerçek Şaman yaşamakta. “ dedi.

Günlük yaşamımıza sirayet eden ve bizim otomatik olarak yaptığımız bazı davranışların temelinin Şamanlığa dayandığının altını çizen Faruk Peker, bunlardan bazılarının kurşun dökmek, türbe ziyaretleri, ağaçlara bez parçaları bağlamak, daire biçiminde toplu veya kendi etrafındaki dönüşlerin yer aldığını söyledi.

Dibeklihan Kültür ve Sanat Köyü Orhan Kemal Meydanında yapılan ve yaklaşık 2 saat süren söyleşi sonrası Faruk Peker konukların sorularını cevapladı.