Bodrum Gündem

“Kapalı Olan Bodrum Kalesi Hakkında Bodrumlular Söz Sahibi Olmalı…”

Arkeolog ve Yazar Nezih Başgelen, “Kaleli Yerleşimleriyle Türkiye ve Bodrum Kalesi” başlıklı konferansında Bodrum Kalesinin Türkiye’deki en önemli 10 savunma tesisinden biri olduğunu belirtti. Başgelen, restorasyon nedeniyle kapalı olan kalenin geleceği hakkında Bodrumluların söz sahibi olması gerektiğinin altını çizdi

Çiçek Bozoğlu/Bodrum Gündem

AKADEMİA Vakfı  Herodotos Tarih Araştırmaları Merkezi’nin  yaptığı çalışma ile Bodrum’a gelerek Herodot Kültür Merkezinde “Kaleli Yerleşimleriyle Türkiye ve Bodrum Kalesi” konulu bir konferans gerçekleştiren Arkeolog ve Yazar Nezih Başgelen, eşsiz bir sunum gerçekleştirdi. Başgelen kendi özel arşivinden derlediği görsel ve bilgilerle konukları Türkiye’deki kaleler konusunda alfabetik sıra ile hem zamanda hem de mekanda bir seyahate çıkardı.

Konferansın açılış konuşmasını AKADEMİA Vakfı  Herodotos Tarih Araştırmaları Merkezi sorumlusu Semih Adıyaman gerçekleştirdi. Adıyaman salonda bulunan konukları geçtiğimiz hafta vasiyeti gereği sessiz sedasız aramızdan ayrılan Bodrumlu hemşehrimiz olarak hitap ettiği tiyatro sanatçısı Gülriz Sururi için saygı duruşuna davet etti.  Arkeolog ve Yazar Nezih Başgelen’in kısa bir öz geçmişini okuyan Semih Adıyaman sözü daha sonra Nezih Başgelen’e devretti.

“Bodrum Kalesi Türkiye’deki En Nitelikli 10 Kale İçerisinde Sayılabilir…”

Arkeolog ve Yazar Nezih Başgelen konuşmasına  “Biliyorum çoğunuz seyahat etmeyi seviyor, hatta bazılarınızla da pek gezide beraberdik. Kendi arşivimin imkanlarını kullanarak size yaşadığımız arızalı coğrafyanın arızalı derken hareketli coğrafyada insan hayatını etkilemiş çok değişik yerleşim modellerini, savunma tesislerini anlatmaya çalışacağım. Bugünkü konuşmamız yaşadığımız coğrafyaya anlam veren kalelerimizle ilgili. Bir genel envanteri izleyicilerimizle paylaşacağız. Yani bir nevi hem zamanda, hem mekanda bir kaleler yolculuğumuz var. Anadolu tarih öncesinden günümüze çok yoğun yerleşimlere sahne olmuş bir coğrafyadır. Biz bu konuşmada kalelerimizi alfabetik bir sırayla, Türkiye’nin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine tanımaya çalışacağız. Ardından da bu  envanterin içinde Bodrum Kalesi’nin yerini vurgulayan bir sonuç bölümüyle bitireceğiz” diye konuştu. Bu arada Fatih Sultan Mehmet  Rodos’u alabilseydi, bugün belki kalemiz bu halde olmayacaktı ama onun yerine Antik dünyanın yedi harikasından biri olan Mausoleion ki Anadolu’daki Pers hakimiyetinde Karia bölgesinde Satrap olan Hekatomnos Sülalesinden Maussollos tarafından, kendi adına daha hayatta iken yapımına başlanmış ve ölünce karısı ve aynı zamanda kız kardeşi olan Artemisia tarafından yapımına devam edilmiş harikulade mezar kompleksinden kalabilenler belirli bir bütünlüğü ile bize ulaşabilecekti” dedi. Çünkü biliyoruz ki  Timur zamanında İzmir’in kaybı onlara bayağı bir darbe vuruyor. Fatih devrinde Mesih Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasının 1480 Rodos seferinden sonra Rodos şehir surları baştanbaşa  güçlendirilerek Avrupa’nın en sağlam kalelerinden biri  haline getirilirken  Bodrum”daki savunma tesisini ciddi şekilde berkitme gereği duyuyorlar .Kale inşa edilirken 1493 yılında Bodrum’un batısında Kos’ta meydana gelen siddetli deprem  şehir içinde adeta büyük bir tepe halindeki Halikarnas Mozolesi’nin uzerinde yer alan Osmanlı savunma tesisi de bu depremde yıkılırken altındaki Mausoleion’un kalıntıları da ortaya çıkıyor belirgin hale geliyor. Rodos Şövalyeleri de Bodrum Kalesini güçlendirmek için buradaki kalıntıları kalenin çeşitli birimlerinde kullanıyorlar. Mermer eserlerin  bir kesimini de ne yazik ki kirec elde etmekte kullanıyorlar…” sözleri ile başladı.

Bodrum Kalesi’nin ne kadar sürede yapıldığından da bahseden Nezih Başgelen, “1406’dan 1520’ye kadar belirli aşamalarla berkitilmiş bir kale ile karşı karşıyayız. Yani yaklaşık 100 yılı aşkın bir süre buradaki savunma tesisi belirli aşamalarda bugünkü şekline ulaşmış.  Kanûnî’nin 1522 Rodos seferi sırasında İstanköy ile birlikte Kaptanıderyâ Palak Mustafa Paşa tarafından 1522’de Osmanlı hâkimiyeti altına alınıyor…” dedi.

“Kapalı Olan Bodrum Kalesi Hakkında Bodrumlular Söz Sahibi Olmalı…”

Başgelen, restorasyon nedeniyle kapalı olan kalenin geleceği hakkında Bodrumluların da etkin olması gerektiğinin altını çizdiği konuşmasında şunları söyledi; Mimarlar odasının hukuki girişimi ,restorasyon esnasında daha dikkatli davranılması, yereldeki  duyarlılıklara kulakların tıkanmaması gerektiğini de  göstermiş olması bakımından önemli bir nokta. Bodrum Kalesi kendi kendine bir müze niteliği taşıyor zaten.  Belediye arazi tahsis edilebilirse Bodrum’da yeni tematik  müzeler konusunda bakanlık destek olabilir. Başka konseptlerde tarih arkeoloji müzeleri oluşturulabilir. Her biri kendi hikayesi ile gezmeye değer ünitelerle kurgulanabilir. Bu tarz toplantılarda dikkati  bu konulara çekerek  Bodrum Kalesinin daha doğru bir sekilde gelecek nesillere aktarılmasını sağlayabiliriz diye düşünüyorum…”

Bodrum’daki betonlaşmanın yanlışlığına da dikkat çeken Nezih Başgelen “Bodrum’daki beton yapılaşma buraya has kimlik degerlerinden antik Halikarnassos’tan çok şeyi alıyor…” dedi.

“Restorasyonu Yapan Firma Nedeniyle Kalemiz İçin Endişelerim Büyüyor… “

Arkeolog ve Yazar Nezih Başgelen, ülkemizde halihazırda restorasyon projelerinin çok iyi yapıldığını ama uygulamadaki sıkıntılar nedeniyle iyi bir karneye sahip olmadığımızı kaydetti.  Başgelen “Bu nedenle  Taşınmaz Kültür Varlıklarına ait restorasyon projelerinin uygulama safhalarının kontrol edilmesi daha da  önem kazanmakta. Bunu yapması gereken kurumlarda da genellikle restorasyon konularında yetişmiş deneyimli kontrol elemanları bulunmadığından, onaylanan projelerin ve ona uygun yapılması gereken uygulamaların denetiminde de yetersizler izlemekteyiz. Öte yandan Türkiye’nin her tarafındaki onarımı gereken alanlarda uygulanması gereken yöntemin seçiminde de kavram karmaşası yaşandığı izlenmektedir; iyileştirme-rehabilitation , yenileme-renewation, sağlamlaştırma/dondurma -consolidation,yıkıp yeniden yapma – reconstruction , yeniden yapılandırma – restoration yöntemleri birbirine karışmış durumda. Bu süreçteki yanlış seçimler ve hatalar bugün karşımıza ciddi kayıplar olarak çıkıyor. Genellikle yapılan uygulamalar restorasyon adı taşısa da ortaya renovasyon uygulamaları konmaktadır. Türkiye son 30-40 yıldır bu kayıpları yaşamaya devam ediyor.   Bu cercevede bakarsak Bodrumlular kaleleri konusunda çok büyük duyarlılık gösterdi. Doğru yollar gösterdi, pratik hareket ettiler.  Bunlar önemli…“ dedi.

 

 

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.