Bodrum Gündem

BİR BÜYÜK ŞEHİR ŞOFÖRÜNÜN BODRUM TRAFİĞİNE BAKIŞI

“Hanım, ben yoruldum, saatlerdir yoldayız, her türlü acemi deliyi gördük ama Bodrum’a yaklaşınca sinirlerim daha bir geriliyor.”

“Neden, burada trafik İstanbul’a göre çok hafif. Neden sinirleniyorsun ki?”

“Şu Bodrum şoförlerinin yol sanki babalarının tarlasıymış gibi ağır ağır gitmelerine gıcık oluyorum. Ne zaman önümde bir 48 plakalı araç görsem arkadan tamponuna dayanıp hızlandırmak istiyorum.”

“Sevgilim bunu zaten yapıyorsun, hem de ara sıra değil. Çok sık yapıyorsun. Daha biraz önce önde giden arabayı arkadan itelemeye kalkıştın.”

“Olsun, arabanın kaportasında ne bir çizik, ne bir göçük oluştu ama şoför iyi korktu gördün mü? Artık yolda biraz da seri kullanır arabayı, bunların hepsi uykucu.”

“Hadi ben kendimi kaptırmadan direksiyona sen geç. Şurada sağda duruver de yer değişelim.”

“Hayatım burası iki şeritli ana yol duramam ki, en iyisi bir park yeri bulana kadar gidelim.”

“Sevgilim, park etmeyeceğiz ki, sadece bir dakikada seninle yer değiştireceğiz.”

“Gene de ana yoldayız, trafiği engelleyeceğiz.”

“Boş ver, bunların bir yere yetişecek gibi bir hali yok zaten, biraz daha yavaş gitmekle bir şey kaybetmezler.”

“Bak, durduk ama yanımızdan geçmeye çalışanlar ters ters bakıyorlar.”

“Sen aldırma onlara, baksana ne kadar uyuşuklar, korna çalan bile yok, bunu bizim şehirde yapsak şimdi dayak yemiştik…”

“Gene de ben biraz rahatsız oldum.”

“Hiç düşünme, biz on günlüğüne geldik buraya, vaktimiz sınırlı, onlar gibi geniş davranamayız. İlerde yol kenarında büyük bir market var önünde dur da içecek soğuk bir şeyler alayım.”

“Park yerleri dolu gibi gözüküyor.”

“Park yeri arama boşuna, kapının önünde dur, dörtlüleri yak, hemen girer çıkarız.”

“Bak gene rahatsız oldum. Engelli girişini de bloke etmiş oluyoruz.”

“Sen hiçbir engelli gördün mü ortalıkta, bunlar göstermelik işler, aldırma.”

“Market müşterisine sempatik gözükmek için engelli tabelaları koyuyor. Dikkat edersen hep de boş dururlar. Ben hep oralara park ederim, bir kere itiraz eden oldu mu?”

“Sesi duydun mu arkamızdan bir Ambülans geliyor, sinyal verip kenara çekiyorum.”

“Kenara çek ama uyanık ol, yanımızdan geçerken hemen arkasına takıl, hastaya ait biri gibi adeta ona yapışık git, onun yolu açmasını kendimize fırsat olarak değerlendirelim.”

“Ya gerçek hasta sahibi takip etmek isterse ne yapayım”

“Bizim geldiğimiz yerde olsa sorun olurdu ama burada olmaz, aldırma devam et.”

“Eve yaklaştık, şu ileride yol kenarında karpuz satan bir kamyonet var, bu sıcakta buz gibi iyi gider, alalım mı?”

“İyi fikir, sen otur ben hemen alır gelirim.”

“Sağ olsun çocuk arabaya kadar taşıdı ama suratı çok asıktı, bir şey mi oldu?”

“Hah, ona geçen aldığımız karpuzun kelek çıktığını söyledim, bu da kötü çıkarsa bir daha ondan almayacağımı, tüm arkadaşlarıma da söyleyeceğim dedim.”

“Ama biz buradan ilk kez karpuz aldık.”

“Evet ama o bunu bilmiyor ki.”

“İyi bir taktiğe benziyor.”

“Bu büyük şehir manevrasıdır, her yerde çalışır.”

“Sende bir gariplik var, geldiğimiz yerde bu kadar saldırgan değilsin.”

“Orası Büyük Şehir, kendini uyanık sanan yaratıklarla dolu, herkes her an tehlikede yaşıyor. Burası başka. Millet saf saf etrafta dolaşıyor. Küçük bir çocuk gibi basitler. İnsan ister istemez kendisini bunlardan üstün görüyor.”

“Biz ne de olsa büyük şehir çocuğuyuz. Aramızda bir fark olmalı, değil mi ama!!!”

“Tabi ki, neyse etrafta bu kadar deli varken sağ salim eve vardık, şurada boş bir yer var, kapıya da yakın, bavulları kolay taşırız, oraya park ediver.”

“Sevgilim orası kavşak, dönmek isteyenlerin görme alanını engelleriz.”

“Sen de buraya yaklaştığımızdan beri başıma polis kesildin. Etrafta bir tane bile yok ama benim arabada bir tane var. Sen de geldiğimiz yerde bu kadar polis rolü oynamıyorsun, neden?”

“Demin sen söyledin ya: orada kendini uyanık sanan yaratıklar var, bu ortamda polis olmak bir kenara sen de uyum sağlayıp aşırı uyanık olmak zorundasın.”

“Neyse şunu unutma, biz Bodrum’luların şehirli ağabeyleri olarak buraya para harcamaya geldik, biraz ayrıcalıklı olabiliriz sanırım. Neticede bütün kış yatıp, yazın bizim gelmemizi bekliyorlar, onun için sesleri çıkmaz.”

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.