Bodrum Gündem

Bunu Yazmaktan Nefret Ediyorum Ama…

Haklı çıkacağına inandığım bir konuda, haklı çıktığım zaman, “Ben söylemiştim”, ya da “Ben yazmıştım” demekten gerçekten nefret ediyorum.

Çünkü bu konu özellikle ülkem ile ilgili ise, bunu yazdığım zaman, yani haklı çıktığımı teyit ettiğim zaman, sonuçta ben haklı çıkmışımdır ama ülkem zarar görmüştür.

Çünkü düşüncelerim, umutlarım, dileklerim daima ülkemin menfaati içindir. Ama bunlara aykırı kararlar ve davranışlar olduğu zaman, haklı çıkmaktan dolayı nasıl üzülmem?

Üzülmemem ve haklı çıktığımı yazmaktan nefret etmemem mümkün mü?

Türkiye özellikle şahısa bağlı bir sistemle yönetilmeye başladığından bu yana ne yazık ki, “Haklı çıkma”larımın sayısı da arttı.

Ama son, “Haklı çıkmam” hayırlı oldu!

10 büyükelçinin Osman Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına uyularak cezaevinden tahliye edilmesi çağrısı için, Cumhurbaşkanı Erdoğan, özetle bu büyükelçileri “İstenmeyen adam” (Persona non grata) ilan ederek, ülkeden kovacağını söylemişti.

Bundan tam 3 gün önce, 22 Ekim 2021’de Erdoğan’ın açıklamasının hemen ardından yine bu sayfada yazdığım yazının başlığı şöyle idi:

ERDOĞAN’IN ESİP GÜRLEMESİ “LAFTA” KALACAK!

Kaldı mı?  Kaldı. Maalesef yine haklı çıktım.

Sarayın algı operasyoncuları ise, başta ABD Büyükelçisi olmak üzere dün 10 büyükelçinin yaptığı, Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesine riayet ettikleri yolundaki açıklamasını, “Geri adım” olarak lanse edip; Erdoğan’ın “Persona non grata”yı uygulamaktan vazgeçmesini de bu “Sözde” geri adıma bağlamışlardı.

Yalan. Geri adım filan yok. Bu adamlar bu açıklamalarıyla uluslararası sözleşmelere uyduklarını vurgulamış oldular.

Nitekim sarayın algı operasyoncularına ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan tokat gibi bir açıklama geldi.

Bu açıklamanın özetle meali şöyle: “Geri adım filan atmış değiliz!”

Kısacası üç gün önce yazdığım, “Erdoğan’ın esip gürlemesi, ‘Lafta’ kalacak!” başlıklı yazımda yine haklı çıktım!

Ha, iyiki de haklı çıktım. Çünkü 10 büyükelçinin kovulması, Türkiye’yi dış politikada aklınızın alamayacağı kadar büyük kaoslara sürüklerdi.

Ama prestij?

Onu da boş verin canım, bu ülkeyi yönetenlerin dış dünyada Katar dışında hangi ülkede prestiji kaldı?

Aklıma bir de şu meşhur rahip Brunson geldi. Erdoğan, hapisteki Brunson için, ” Bu fakir bu görevde olduğu sürece, bu can bu bedenden çıkmadıkça Brunson’u alamazsın” dememiş miydi?

Bu büyük lafların ardından rahip Brunson serbest bırakılıp elini kolunu sallaya sallaya ABD’ye dönmemiş miydi?

Büyüklerimiz ne demişler:

Büyük lokma ye, ama büyük konuşma!

26 Ekim 2021-Salı-Fatih Güllâpoğlu

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.