Asabiyiz, Asabi

İlerleyen yaşıma uygun bir uğraş buldum, 55 yıl önce hayatıma yön veren sporuma geri döndüm, Kürek ile uğraşıyorum, hayatında çeşitli nedenlerle spora yaklaşamamış kişilere küreği deneyebilecekleri, sevebilecekleri ve mutlu olacakları bir ortam yaratıyorum.

“Bodrumda sabahın karanlığında kürek çekmeye kimse gelmez” demişlerdi, yanıldılar. Tam tersi oldu, güneşin doğuşunu denizin sessizliği içinde ait olduğunu hissettiğin ekip arkadaşlarınla birlikte yaşamak sanki bir terapi gibi insanları kendine bağladı.

Denizin o muazzam gücünü hissederek ona karşı kendi gücünü deneyerek kürek çekmek yüzlerce insanda bağımlılık yarattı.

Geçen gün Kürek Sporunu tanıtmak, ülkemizde ve dünyada neler olduğunu anlatmak için yaptığım toplantılardan yirmi birincisini gerçekleştirdik. Biraz da teknolojiyi kullanarak ZOOM üstünden dünyaya açıldık.

Katılanların ilgisi, bilgiye olan açlıkları, samimi katılımları beni çok etkiledi. Moral ve motivasyon yüklendim.

Ertesi sabah gazeteleri açtığımda (evet hala gazete okuyorum) bütün neşem kaçtı. Bizim mutlu azınlığımızın dışında spor dünyasında ne fırtınalar koptuğunu fark ettim.

Ülkemizde spor denince akla gelen ilk spor olan futbol camiasında kabul edilemez derecede utanç verici olaylar dönüyor ve bu bütün sporseverleri, sporcuları, aileleri, yöneticileri içine alıyor.

Futbol Merkez Hakem Kurulu 13 hakemi ihraç etmiş. Camia nedeni açıklanacak diye bekleme içinde. Şimdi hiçbir şey bilmesek de düşünebileceklerimizin hepsi olmaması gereken pis işler. Bunun mantıklı bir çözümü yok. İşler bu safhaya gelirken elinde yetki olan kişiler neredeydi?

Bunun üstüne yerel bir gazetede içimi daha da karartan şöyle bir habere rastladım, inanmak istemeyerek iki kere okudum:

“Aydın İl Disiplin Kurulu, Aydın Süper Amatör Lig 1. Grup’ta mücadele eden Kuşadası Trabzon Gençlik Spor’u ligden ihraç etme kararı aldı. Ligde çıktığı tüm maçları kaybeden Kuşadası Trabzon, iki maçta hakemi darptan dolayı toplam 6 puan silme cezası almıştı.”

Düşüncelerim birbirini ile kesişmeye başladı. Amatör Futbol Takımının sporcuları neden bu kadar sinirlenip kendilerini kaybederek hakeme saldırmışlardı? İyi futbol oynayamadıkları için hep yenildiklerine mi sinirlenmişlerdi, yoksa hakemler doğru, adil, centilmence kararlar vermemişler miydi?

Acaba Türk Futbolunun en üst kademesi MHK’nın, en iyi diye bildiğimiz 13 hakemin işine son vermesi hakemlerin yetersiz olduklarını mı ispatlıyor? Bu durumda sanki hakeme itiraz eden gençleri bir kez daha dinlemek gerekir diye düşünüyorum.

Şu düştüğümüz çıkmaza bakın, utanç verici…

Sırayla mantık yürütmeye çalışırsak hakeme karşı gelen sporcu oyundan atılır, bunda münakaşa edecek bir şey yok ama futbolumuzun en üst kademesindeki yüz yıllık kulüplerimiz “o hakem bir daha bizim maçımızı yönetemez” diye hedef gösterirlerse sahadaki gençlere kim doğru örnek olacak?

Sporumuz dünya genelinde tamiri zor yaralar almaktadır. Burada kulüplerden, hakemlere, yöneticilerden medyaya ve taraftar guruplarına kadar her kes sorumludur. Sahadaki futbolcu bu zincirin en altında ama en çok göze batan olduğu için ceza ona patlamaktadır.

Asıl cezayı gerçek sorumlular kendilerine vermelidir.

Asabiyiz demekle sorumluluktan kurtulamayız.

Gene de çok asabiyiz.

Siz en iyisi kürek çekmeye gelin. Fabrika ayarlarına geri döneceğinizi garanti ediyorum…