İmamoğlu’nun “ego” sorunu?

Millet ittifakı, yeni sistemde (Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi) Cumhurbaşkanlığı makamının çerçevesini çizdi. 6 siyasi parti lideri, nasıl bir Cumhurbaşkanı adayı istediklerini de kamuoyuyla paylaştı.

Buna göre;

-Cumhurbaşkanı 7 yıllığına halk tarafından seçilecek.

-Seçilen Cumhurbaşkanı, partisinden istifa edecek, partisiyle ilişkilerini kesecek.

-Cumhurbaşkanı, görevi sona erdikten sonra, seçimle gelinen başka bir siyasi göreve gelemeyecek.

-Cumhurbaşkanı yurt dışına çıkınca, Cumhurbaşkanlığı’na TBMM Başkanı vekâlet edecek.

-Cumhurbaşkanı kanunları veto edemeyecek, sadece geri gönderebilecek.

– Cumhurbaşkanı, milletlerarası bir sözleşmeden gece yarısı tek başına çıkma kararı veremeyecek.

Neler güçlendirildi?

Bunların bazıları, parlamenter sistemde de vardı. Peki, hangi maddeler, yeni sisteme uygun olarak, “güçlendirildi”?

Parlamenter sistemde Cumhurbaşkanı’nı TBMM seçiyordu. 5 yıllığına seçilen Cumhurbaşkanı, görev süresinin sonunda yeniden Cumhurbaşkanlığına aday olabiliyordu. İsterse yeniden siyaset de yapabiliyordu.

Yeni sistemde ise;

Cumhurbaşkanı, halk tarafından ve 7 yıllığına seçilecek. Görev süresinin sonunda bir kez daha Cumhurbaşkanlığına aday olamayacak. Hatta siyaset de yapamayacak.

Sıra geldi, Cumhurbaşkanı adayına

Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Millet İttifakı’nda ismi geçenler, şimdi bu kriterleri değerlendirmeye başladı.

Kemal Bey’in “ego” kriteri…

Bunların dışında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da kriterleri var.

Kemal bey, nasıl bir Cumhurbaşkanı istediğini Kadir Has Üniversitesi’nde açıkladı.

–  Cumhurbaşkanı adayı, egosunun esiri olmayacak

– Egosunu yenen, devleti bilen, devleti tanıyan biri olacak

– “Altılı Masa”yı çalıştıracak, bazı temel kararları altılı masa ile beraber, müşterek alma sözü veren birisinin cumhurbaşkanı adayı olması lazım.

– Oh ne güzel ya, cumhurbaşkanı seçildim, bir imzayla her şey oluyor. Nereden çıktı bu Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, ben bunu (tek adam sistemini) kabul ediyorum, böyle devam edeceğim’ demeyecek.

CHP lideri, “egosunu yenen” ve “altılı masayla uyum” kriterleri ile kimleri hedef aldı, daha doğrusu kimleri uyardı?

Bana göre;

Bu mesajların adresi, doğrudan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’ydu. Yine, bana göre Kemal Bey Cumhurbaşkanı adayı olmayacak. Seçimi kazanma ihtimali yüksek olan Ekrem İmamoğlu’nu aday göstermeyi düşünüyor.

Ama endişesi var.

İmamoğlu’nu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterdiği netlikte değil henüz.

Kemal bey, benim de aralarında olduğum çok az sayıda gazeteciyle yaptığı sabah kahvaltısında, Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul için Belediye Başkan adaylığını açıklamıştı.

Biz Ankaralı gazeteciler, “kim bu”, “tanıyor musun” diyerek birbirimize baktık, tanımıyorduk. Allah var ya, içimizden “CHP yine kaybetti” diye geçirdik.

Kemal bey ise bizi izliyordu. Tanımadığımızı anlayınca Ekrem beyi anlatmaya başladı. Kazanacağından emindi.

Ama bu defa öyle değil.

İmamoğlu’nun, Kemal Beyin güvenini kazanması lazım. Çünkü, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, Ekrem İmamoğlu’na “güvenilemeyeceği” Kemal beyin de kulağına gitmişti.

Kamuoyunda, İmamoğlu’nun, “Cumhurbaşkanlığı makamının cazibesine kapılarak, kimseyi dinlemeyeceği” konuşuluyor.

Egosuna hâkim olamayacağı için, “güvenilemeyeceği” açık açık ifade ediliyor.

Ayrıca, “lider” havasına girerek, “altılı masa ile çalışmayacağı veya sorun çıkaracağı” kuvvetli bir şekilde iddia ediliyor.

Milletin ağzı torba değil.

CHP Lideri bu nedenle, “İmamoğlu, egosunu yenerse aday olur” diyor.

Ne diyorsunuz Ekrem bey?