İktidarlar ne zaman kendini toplumun üzerinde hissederlerse kaybeder!

İşte spor kulüpleri “iktidar istifa” diye slogan attı diye o kulübün taraftarlarına tribün yasağı getirilmesi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin deprem bölgesinde gezerken, depremzedeler ile ilişkisinde protesto edilirken, onlara yönelik küçük düşürücü, el ve kol hareketli azarlaması. İsyan eden bir depremzedenin, iktidara ve devlete yönelik isyanına iktidar milletvekillerinin kayıtsız kalışını dün izledik.

-MHP Genel Başkanının depremzedelerle diyaloğu böyle olmamalıydı

Oysa hayatı kurtulan, ancak yakınlarını kaybeden depremzedenin isyanı kadar normal bir şey yok. Deprem bölgesinde olağanüstü hal ilan eden iktidarın mensupları da oraya gittiğinde gelecek tepkilere tahammüllü olmayı bilmesi gerekir.

-Bıçak kemiğe dayanmış insan psikolojisi var oralarda

Düşünün, o tepki veren insanlar, bir insanın yaşayabileceği en kötü duruma düşmüş. Yani, bıçak kemiğe dayanmış bir ruh halindeler. Gözlerinde ve ruhlarında isyan var. Onları en iyi anlaması gerekenlerin başında da iktidar mensupları olmalı.

-Aslında Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ı kutlamak lazım.

Ayrıca telafisi olmayan bu durum karşısında, ne depremzedeye ne de onların acısını paylaşan tribüne tepki verilmemeli. Örneğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı kutluyorum. Onun Adıyaman’daki konuşmasında, “helallik” istemesi kadar doğal bir şey yoktur. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aslında helallik istemekle, iktidarın bu depremdeki eksikliklerini kabul ederek bir özür dilemiştir.

-20 yılda ilk kez eğildi

AK Parti’nin 20 yıllık iktidarında en güçlü lideri ilk kez yapılan hatayı kabul etmiş. Onun inançları dilinde özür yerine helallik istemiştir. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı burada kutluyorum. Tam bir devlet adamı gibi hareket etmiştir.

Her şey de istifa etmek gerekmiyor. Helallik veya özür de bir hatanın kabülü anlamındadır.

-Tribün yasağı işin en felaketi!

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplumun psikolojisine bir şekilde olumlu bir etki yapan “helallik” istemesinden sonra tribünlerde “iktidar İstifa” sloganlarına müdahale edilmeseydi, bu kriz iyi idare edilseydi,  bugünkü gerginlik yaşanmazdı. İktidar, deprem sonrasında yaşanan organizasyon bozukluğunda başarı olamadığı gibi toplumda oluşan psikolojik artçıları da yönetememiştir. Tribün İle kavga kimseye bir şey kazandırmaz. Ülkeyi yorar.

-Tribündekiyi tepkiyi artçı deprem olarak görün.

Tribündeki iktidara yönelik istifa tezahüratları da aslında depremin psikolojik artçılarıdır.

Bir şekilde bu dünya döndükçe yaşamda devam edecek. Şimdi iktidar, istifasını isteyen tribünlere kafayı takacak. Türkiye’nin barış ve kucaklaşmaya ihtiyacı var. Kulüpler birleşmiş deprem bölgesine yardım götürmek için maçların hasılatlarını bağışlayacak kampanyaları planlarken, kulüp taraftarlarına tribün yasağı getirmek doğru olmaz. O zaman önümüzdeki tüm müsabakalar seyircisiz oynanacak demektir. Bu da hem toplumda huzursuzluk hem de deprem yaralarının sarılmasına bir engel oluşturacak. Tribün İle kavgaya gerek yok. Herkes işini layıkı ile yapsın yeter.

Sevgi ile kalın Stockholm