Bodrum Gündem

Neden bu halkın kaderi hep ölmek hep yalnız bırakılmak oluyor?

Neden bu halkın kaderi hep ölmek hep yalnız bırakılmak oluyor?
03.03.2023
0
A+
A-

Dün TBMM’de Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili Meclis Deprem Araştırma Komisyonu kurulmasının görüşmeleri vardı. CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin partisi adına Genel Kurul’da konuşma yaptı.

Bodrum Gündem Haber

 “İktidar siyasetin enkazın altında kaldı” diyen CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin şunları söyledi:

Asrın Yönetim Felaketine Tanık Olduk Bu Yüzden Öfkeliyiz

“Ölüm hep bana, bana mı düşer usta? / Yalnızlık hep bana, bana mı düşer usta?” demiş şair. Neden bu halkın kaderinde hep ölmek, hep yalnız bırakılmak oluyor arkadaşlar? Neden bu kader planı bizde oluyorken 9 şiddetinde deprem yaşayan Japonya, Şili gibi ülkelerde yok? Nerede yanlış yapıyoruz ki bu kader planı hep bizde acıya sebep oluyor? Acılıyız, ülkemizin başı sağ olsun. Öfkeliyiz, bir doğa olayı karşısında asrın yönetim felaketine tanık olduk, bu yüzden öfkeliyiz. En eğitimli, en disiplinli, en donanımlı ordunun hayati önemi haiz dakikalarda deprem bölgelerine gönderilmediği için öfkeliyiz. Bu kararı verenler kurtarılabilecek binlerce insanın vebalini taşımaktadır. Hâlâ çadır temin edilemediği için arabasında yatan insanlarımız var. Ölü sayımız resmî rakamlarla 45 bini aştı, yaralı ve sakat sayımız yüz binlerle ifade ediliyor. Göçük altından çıkarılamayan yurttaş sayısını bilmiyoruz ve kayıp çocuklarımız var.

Liyakatsizlik, Kibir, İnat Ve Kompleks Süreci Buraya Getirdi

Depremler doğanın bir gerçeği; yüzyıllar öncesinde de vardı, şimdi de var, yarın da var olacak. Ülkemiz fay hatları üzerinde ve bu bilimsel bir gerçek. Bunu bile bile önlem alınmaması, deprem yönetmeliğinin harfiyen uygulanmaması, bilimden uzaklaşılması, “Bilim adamları ne diyor?” diye bunlara kulak verilmemesi göz göre göre faciaya hazırlıksız yakalanmamıza sebep olmuştur. Liyakatsizlik, kibir, inat ve kompleks bu sürecin kötü yönetilmesindeki dört ana sebep. Bu insanlar “Beni huzur içinde yaşat.” diye, bunun için iktidara görev verdi ama iktidar vatandaşları beton blokları arasında bıraktı ancak siz de siyaseten enkazın altında kaldınız.

20 Yıl Boyunca İnşaat İle Övündünüz, Depremle Tüm Dekor Çöktü

1999 yılındaki depremden sonra bir vergi getirildi; özel iletişim vergisi, deprem vergisi olarak bilinir sonradan özel iletişim vergisi olarak değiştirildi. O zamandan bu yana ÖİV alınır vatandaşlardan. “Nerede bu vergiler?” diye sorulduğunda “Duble yollara, demir yollarına, havalimanlarına gidiyor.” demiştiniz. Yaptığınız yollar, viyadükler çatladı, havaalanları kullanılamaz hâle geldi. Yaptığınız hastaneler ortadan ikiye bölündü. Yirmi yıl boyunca inşaat, beton, yol diye övündünüz, 7,7’lik depremle tüm dekor çöktü. O gün 7,7 şiddetinde deprem olduğu ama aynı zamanda o enkazın altında AKP iktidarının her noktasını sarmaşık gibi sardığı rant sistemi kaldı. Bilimden saptınız “Kader planı.” dediniz, insanların inancını böyle bir durumda dahi istismar etmeye devam ettiniz. Madem kader planına inanıyorsan “Neden her gittiğin yere 3 bin kişilik koruma ordusuyla gidiyorsun?” diye sorarlar insana.

Erdoğan’ın Aklı Fikri Hâlâ Betonda

Sayın Erdoğan bölgeye gidiyor, konuşma yapıyor, diyor ki: “Bir sene müsaade edin, toplu konutlar yapacağız.” Hâlâ aklı fikri betonda yıllardır olduğu gibi çünkü elinin altında onlarca, yüzlerce bıçkın müteahhit var. Eğer elinde çekiç varsa her sorunu çivi olarak görmek istersin, Sayın Erdoğan da sorunu o şekilde görüyor. Tek adam rejiminin piyasacı mantığı bizi getirebileceği yere getirdi arkadaşlar, rant ve kâr hedefiyle sonuç bu. Artık köhneleşmiş, eskimiş, vakti dolmuş piyasacı ekonomik politikaları bir kenara bırakmak gerekiyor. Her şeyi piyasaya, kamusal olarak sağlanması gerekenleri de hayırseverlerin insafına bırakmakla gelebildiğimiz yer burası. Salgında dağıtılamayan maskeler, açıklanamayan ölüm istatistikleri, orman yangınlarında bulunamayan uçaklar, helikopterler… Şunu tekrar vurgulamaya devam etmemiz gerekiyor: Hayatımız, kelimenin tam anlamıyla doğru düzgün işleyen bir kamuya ve doğru düzgün işleyen bir planlamaya bağlı.

Komisyon Devlet Mekanizmasının Neden Kilitlendiğini Tespit Etmelidir

kurulacak komisyon bu sürecin bir felaket olarak yaşanmasında siyasetin rolünü tüm boyutlarıyla ortaya koymaya, böyle kritik bir vakada devlet mekanizmasının neden kilitlendiğini tespit etmeye, bu kilitlenmede mevcut tek adam rejiminin rolünü ifşa etmeye, görevini ihmal ve suistimal edenlerin hukuk önünde hesap vermesini sağlamaya, bundan sonraki süreçte Meclisimize düşen görevleri belirlemeye, depremzedelerimiz için sosyal devlete yakışır uygulamaları hayata geçirecek bir çerçeve sunmaya, bundan sonra böyle bir felaket durumunda halkımızın böyle mağdur olmaması için bir yol haritası çıkarmaya çabalamalıdır ve Meclisimiz araştırma komisyonunun ulaştığı sonuçları takip etme iradesi göstermelidir. Aksi hâlde bu komisyon sadece kurulmuş olur.

Cumhuriyet Kimsesizlerin Kimsesidir

Mustafa Kemal Atatürk’ün eğer gerçekleşmezse bu topraklarda büyük acılar yaşamaya devam edeceğimiz 2 şiarıyla bitirmek istiyorum: “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” ve “Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.