Bodrum ÇYDD’den 19 Mayıs Coşkusu

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bodrum Şubesi, 19 Mayıs 2023 Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı özel bir etkinlikle kutladı.

Bodrum Gündem Haber

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Bodrum Şubesi, etkinlik kapsamında ÇYDD’li gençler, Bandırma Vapuru’nu temsil eden Aksona teknesi ile Kumbahçe Mahallesi’nden denize açıldılar. Limandaki diğer teknelerin korna sesleri ile karşılanan Aksona teknesi, İskele Meydanı’na yanaştı. İskele Meydanı’nda ÇYDD’Lİ gençler, Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ve Gençliğin Ata’ya Yanıtı’nı okudu.

Ardından Bodrum Bandosu Onuncu Yıl Marşı, Hayat Bayram Olsa ve Mavi Boncuk parçalarını çaldı. Bunu Devran Dans Bodrum Halk Oyunları ve Viva Dans gösterisi takip etti.

İskele Meydanı’ndaki etkinliklerin ardından Tepecik Mahallesi’ne giden gençler, ÇYDD’nin kurucusu rahmetli Prof Dr Türkan Saylan’ın büstü ile fotoğraf çektirdiler. ÇYDD Bodrum Şube Başkanı Meltem Ulusoy, konuşmasında “O gün 18 Mayıs 2009’du. Hepimizin hayatının bir sonu vardır ancak bazı insanlar o sondan sonra ölümsüzleşir. Türkan Hoca, onlardan bir tanesi. Eğer biz bugün buradaysak, hep birlikteysek, sabahtan beri marşlarımızı hep birlikte söylediysek, birlikte yürüdüysek o zaman demektir ki biz gerçekten Türkan Hoca’nın gençleriyiz arkadaşlar. Ve toprağa verildiği gün 19 Mayıs o kadar anlamlı bir gün ki, kitabı vardı “Güneş Umuttan Şimdi Doğar” derdi. 19 Mayıs ile çok bütünleşen bir kitap ismidir. Ben aslında sizlere söyleyeceğim her şeyi okuduklarımdan, dinlediklerimden söyleyebilirim. Ben bu derneğe üye olmadan önce de derneğe giriyordum, tanıyordum ama Türkan Hoca ile birebir çalışan, onunla mesai yapan, tanıyan üyelerimiz, yol arkadaşlarımız, büyüklerimiz, önderlerimiz var onlar Türkan Hoca ile çok anılar biriktirmişlerdir” dedi.

ÇYDD Bodrum Şube Üyesi Meral Saraçoğlu ise “Şimdi bir çoklarınız biliyorsunuz arkadaşlar, özellikle gençlikle bunu paylaştık, Türkan Hoca’nın bir düşü vardı. Neydi o düş? Okumayan kız çocuğu kalmasın. Neden? Çünkü bir kız çocuğunun hayatı ne çok şeyi değiştiriyor. Özellikle kırsal alanlarda, Doğu’da, Güneydoğu’da, çünkü ailelerinin tercihleri iki çocuğundan biri okuyacaksa hiç olmazsa erkek olan okusun idi. Ama kız çocukları en fazla ilkokuldan sonra dönüyordu. Türkan Hoca bunu nerede gördü, doktor olarak en ücra köşelere gitti, biliyorsunuz, cilt doktoru olarak cüzzamla savaş konusunda. Gerçekten Türkiye’de cüzzamı yok eden biri idi ve bu konuda farklı ödülleri de var. Ama orada başka bir şey daha yaptı arkadaşlar. Hayata Türkan Saylan gibi bakmak bu işte. Oraya gittiğinde sadece cüzzamı yok etmek için uğraşmadı. O insanların hayatlarında ne yanlışsa onu düzeltmek için savaştı. Ve bütün arkadaşlarını, çevresini seferber etti. Şimdi benim yaşamında Türkan Saylan hep şöyle der: “Hayat sana teşekkür ederim bana güzel şeyler yapma fırsatı verdiğin için.” Ben de derim ki “Hayat sana teşekkür ederim, karşıma Türkan Saylan’ı çıkardın.” Şimdi hani hep o bakar, çok önceden görürdü geleceği. Şimdi bizlerin mutluğu ne biliyor musunuz? Sizler hani o çağdaş yaşama, Türkan Saylan’ın düşlerine öyle bir sıkı sıkıya sahip çıkanlarsınız, ben hepinizin içinden Türkan Saylan çıktığını görüyorum. Arkadaşlar, hepimizin bir geleceğimiz var ve o gelecek çağdaş olmalı. O çağdaş gelecekte kız çocukların, kadınların yeri çok önemli. Neden? Çünkü karanlık kadın ile erkeği birbirinden ayırıp kolayca yutabilir. Onların kolay bir çözümü var, ama bizim bir gücümüz var: Kadın erkek el ele vermek çünkü Hoca’nın düşü oydu. Kadın kenarda kalır, erkek yürürse toplumun yarısı geride kalır. O bir hekimdi, gerçek bir hekimdi, insanı yüreğinde hisseden, onlara dokunan bir hekim. Ama, aynı zamanda bir öğretmendi. Bir Cumhuriyet öğretmeni. Ve ona Atatürk’ün kızı denmesinin gerçekten bir nedeni var. Atatürk’ü anmak yerine anlamayı seçti. Hep birlikte biz de onun yolunda yürüyelim. Bugün burada olmaktan, böyle yaş ortalamamız düşük olarak burada olmaktan çok mutluyum arkadaşlar. Meltem hocama da teşekkür ederim.” Dedi.