Bodrum Gündem

Akbelen’e Gelen Süreç / Av. Onursal Özbek yazıları

Akbelen’e Gelen Süreç / Av. Onursal Özbek yazıları

Muğla Barosu Bodrum İlçe Temsilcisi Avukat Onursal Özbek, termik santrallere karşı yıllardır süren mücadelenin en kitlesel örneği olan Akbelen’in dünden bugüne geldiği süreci değerlendirdi.

Bodrum Gündem Haber

Muğla’da üç adet termik santral faaliyet gösteriyor: Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy. Yapılma kararı alınmasından itibaren tepkilere neden olan Kemerköy Termik Santrali’ne karşı 12 Ekim 1984 ilk direniş hareketini başlatan Türkevleri köylü kadınlarından günümüze geldiği noktaya kadar kronolojik sırayı kaleme aldı.

Muğla Barosu Bodrum İlçe Temsilcisi Avukat Onursal Özbek’in “Akbelen’e Gelen Süreç” başlığını taşıyan yazısının detayları şöyle;

“Ülkemizde, 70’lerde projelendirilen termik santraller 1980’lere gelindiğinde faaliyete geçiyor. Bu kapsamda Muğla’da üç adet termik santralin faaliyet gösteriyor: Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy. Yapılma kararı alınmasından itibaren tepkilere neden olan Kemerköy Termik Santrali’ne karşı ilk olarak Milas Gökova’da bulunan Türkevleri köyü kadınları 12 Ekim 1984 nöbet eylemi başlatıyor. O dönemin muhalefet partisi Halkçı Parti Genel Başkanı Necdet Calp “Gökova’ya santral yaptırtmayız” diyerek iktidarla çatışsa da Başbakan Turgut “Biz yaparız” diyor ve santral yapılıyor.

26 yıl önce bölge halkı tarımsal üretimi olumsuz etkilemeleri sebebiyle termik santrallere karşı tazminat davası açıyor. Yargısal süreçler yurttaşların haklılığını ispatlıyor ve 1997’de termik santrallerin kapatılmasına hükmediliyor. Ancak dönemin bakanlar kurulu, yargının kararını uygulamıyor. 2005 yılında AİHM, kararı uygulamadığı ve Muğla’daki termik santralleri kapatmadığı için Türkiye’yi mahkûm ediyor. Gökova Körfezi’nde yer alan Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri ile Linyit Maden İşletmesi, İÇTAŞ Enerji ve LİMAK Enerji ortaklığı ile 23 Aralık 2014 tarihi itibari ile işletilmek üzere devralınıyor. Kemerköy Termik Santrali, çevre mevzuatına uygun olmayan 13 santral arasında yer alırken, atık izni lisans süreci içerisinde 30 Aralık 2019 tarihinde depolama için geçici faaliyet belgesi alıyor. Bir yıllık süre içerisinde atık sahasını çevre mevzuatına uygun hale getiremediği için bu belgenin 30 Aralık 2020 tarihinde iptal edilmesine rağmen, 13 Ocak 2021 tarihinde bakanlık tarafından tekrar geçici faaliyet belgesi verilerek günümüze dek çalışmalarına devam ediyor.

Maden sahaları açıldıkça Muğla’da yaşam alanları yok oluyor. 8 köyün tamamı, 15 köyün de önemli bir bölümü kömür ocakları için yok ediliyor. Zeytinlikler, tarım alanlarını ve ilin %68’lik alanını kaplayan ormanlar harap oluyor. Sağlık ve Çevre Birliği’nin 2022 yılı raporlarına göre 2020’ye kadar Muğla’daki 3 termik santral 68 binden fazla erken ölüme, 43 binden fazla erken doğuma, 455 binden fazla çocukta bronşit vakasına ve 98 milyar Euro’nun üzerinde sağlık masrafına neden oluyor. Bölgede halkın yüzde 60’ından fazlası hayatını tarımsal üretimden kazanıyor. Türkiye’de üretilen zeytinin yüzde 13’ü, zeytinyağının yüzde 8’i Muğlalı zeytin üreticileri tarafından gerçekleştiriliyor. Sadece yörenin hava ve suyu değil, zeytin üretimi de santrallerin küllerindeki kobalt, kurşun ve çinkodan gelen kimyasallardan etkileniyor. Türkiye’nin ilk coğrafi işaret sahibi zeytininin ve yağının kalitesi bu nedenle tehlike altında.

Bölgede çıkan 200 milyon tona yakın linyit, 20 yılı aşkın süre boyunca, çevre mevzuatına aykırı olarak, filtresiz bacalarda yakıldı. Binlerce kanser hastasının vebalini taşımaktalar.

Akbelen’de Ne Olmakta?

Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerini işleten, Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki YK Enerji, İkizköy’deki Akbelen Ormanı’nın 740 dönümlük bölgesini, termik santrallere linyit sağlayan açık maden ocağına katmak için gerekli izinleri alıyor ancak dört yıl önce, 1984’te Gökovalı kadınlarınkine benzer şekilde İkizköylüler’in direnişiyle karşılaşıyor. 17 Temmuz 2021 sabahında Akbelen Ormanı’na giren Orman İşletmesi kesim ekibi, İkizköy halkı yetişemeden 30’a yakın ağacı kesiyor. Bu kesim Akbelen Direnişi’nin de dönüm noktası oluyor.

İkizköylüler, sivil toplum örgütlerinden temsilciler ve çevre aktivistleri,  o günden beri ormanda 24 saat nöbet tutuyorlar. Hem bedenlerini ağaçlara siper ediyorlar hem de hukuk mücadelesi veriyorlar. Şu ana dek Muğla İdare Mahkemesine yapılan tüm yürütmeyi durdurma talepleri İdare Mahkemesince reddedildi. Bu tam bir hukuk skandalıdır.  Bilindiği gibi, “yürütmeyi durdurma” talebi, geri dönüşü olmayan, giderilemez zararları engellemek için yapılır. Bu talep İdare Mahkemesi tarafından kabul edilir ve yargılama bitene dek konu edilen zararın devamı engellenir, durdurulur. Akbelen’de ise İdare Mahkemesi bir hukuk garabeti ortaya koymuş ve yürütmeyi durdurma taleplerini reddetmiştir. Bu şu demektir; eğer Danıştay bu kararı bozarsa olan kesilmiş ağaçlara, İkizköylülere , Muğla’ya ve Türk halkına olacaktır. Yerine getirilemez, geri dönülemez bir rezaletle karşı karşıyayız.

Tüm bu süreçte, jandarma ve polis tarafından, Akbelen’de direnen köylüklere, köylülere ve doğaya destek verenlere ve onları savunan avukatlara karşı müthiş bir düşmanca tavır sergilenmiştir.  Hemen her gün orman alanına vatandaşların girmesi engellenmiş, biber gazı, cop ve hatta TOMA ile su sıkmak suretiyle İkizköy- Akbelen Direnişçisi düşman (!) kuvvetlerine saldırılmıştır.  Gözaltı veya yakalama kararı olmadan köylüler ve aktivistler yaka paça araçlara bindirilerek, hukuka aykırı şekilde tutulmuş, psikolojik ve fiziksel işkence görmüşlerdir. Bodrum, Muğla, İzmir ve Milas’tan gönüllü avukatlar, tüm bu süreçte köylüler ve aktivistlerin savunuculuğunu yapmaktadırlar.

Akbelen Direnişinde Kimler Var?

Elbette İkizköylüler, Karacahisarlılar ve Çamköylüler direnişin temeli. Çevre gönüllüleri, aktivistler ve Bodrum, Muğla, Milas ağırlıklı olarak STK’lardan desteklemeye gelenler var. Bodrum Kent Konseyi hep alanda. TİP, YSP ve CHP üyeleri de sürekli alandalar. CHP Muğla milletvekilleri Cumhur Uzun, Süreyya Öneş ve Gizem Özcan günlerdir hep alanda ve direnişçilerle birlikteler.  Bodrum Kent Konseyi Başkanı Arif Yılmaz, Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ve bazı sanatçılar da (Bugün Zülfü Livaneli alandaydı) destek verdiler.

Akbelen direnişinin bir diğer isimsiz kahraman grubu da avukatlar. Baştan beri Akbelen’e ve köylülere destek olan Av. İsmail Hakkı Atal ve Av. Ali Arif Cangı ile neredeyse tüm gözaltılarda gönüllü avukatlık yapan Av. Mustafa Emre Atmaca, Av. Yavuz Özkan, Av. Uygar Kahraman, Av. Feyha Karslı, Av, Meltem Salman, Av. Meltem Anayaroğlu, Av Arzu Ayyıldız, Av. Nuray Şahbudak, Av. Seher Cıngıl, Av. Cengizhan Karaşin vs ismini yazamayacağımız onlarca gönüllü avukat.    “

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.