Bodrum Gündem

Arşipel’in Rüzgârıyla Uçtu Gitti Cevriye Ana

Denizlerin en güzeli o.
Mavilerin en özeli.
Gök mavi, cam mavi, gece mavisi.
Turkuaz, lacivert, koyu çividi.
Hepsi.
Arşipel mavisi o.
Mavilerin en yücesi.

Arşipel (Archipelapos) antik çağda Ege Denizi’nin ismiydi.
Eski deniz demekti.
Ya da denizlerin anası.
Poseidon’un fırtınalarıyla kabarır, Afrodit’in köpükleriyle yıkanırdı.
Kültür, sanat, doğa, estetik ve Akdeniz uygarlığının kaynağıydı.

Andromed’lerin, Siren’lerin, İkar’ların, Europa’ların, Daedal’ların, Pasiphae’lerin, Helen’lerin, Nereid’lerin, Okeanid’lerin, Andromak’ların, Hippodamia’ların, Niobe’lerin, Kybele’lerin, Aspasia’ların, Sapp- ho’ların yurduydu

Cevat Şakir’e göre.
Altı yedi bin yıl önce kayığı ilk yüzdüren dalgalar ve dalgalara ilk binen kayıklar hep buralıydılar.
Buradaki şekillerin gerek fikri, gerek mimari niteliği doğruluktu.
Yalan, ikiyüzlülük cici bicileriyle örtünüp gizlenmeyi kabul etmemezlikti.

 

Arşipel anadır.
Kadındır.
Kıyılarında nice kadınlar doğurmuştur.

Tanrıçalar yaratan Frigyalı Kybele, evlatları için gözyaşı dökmekten sonsuza dek taş kesilen Sipyluslu(Manisa) Niobe, üç farklı yöne bakan Laginalı(Yatağan) Hekate, Afrodit kültü rahibesi antik şair Lesvoslu(Midilli) Sapp-ho, Platon ve Aristofanes’in hayranlık duyduğu Miletli(Didim) Aspasia, Platon’a ilham kaynağı olan Kolophonlu(Değirmendere) Arkeannesse, yoksullara yardımları nedeniyle heykeli yontulan Knidoslu iyilik meleği Lykaithion, kocalarının kaybettiği savaşın bedelini ömürboyu köle olmakla ödeyen Karyatidler(Karya kızları),  insan hayalinin yarattığı en güzel varlıklardan Phokaialı(Foça) denizkızları gibi niceleri hep Arşipel’dendiler.

 

O kadınların günümüz temsilcilerindendi Cevriye Ana.
Mesudiye Mezgit’in gülen yüzüydü.
89 yıllık bir kadim bilgiye sahip, giyimiyle kuşamıyla, zarafeti ve konuşmasıyla tam bir Arşipel kadınıydı.
Basma fistan başörtüsü kim bilir kaç yüzyıllık bir gelenekti bu kıyılarda.
Gün ağarıp Venüs doğduğunda, evinin önüne oturur, gelene geçene merhaba diyerek sabahyıldızı olurdu.
Geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz eşi Adem Abiden kalan, şimdi damadı Ömer’in işlettiği kahvede neşeli sohbetlere katılırdı.
Küçücük bahçesinde yetiştirdiği sebzeler ve 4-5 tavukluk kümesi onun dünyasıydı.
O küçük dünyasında büyük mutluluklar yaşayandı.
Bol nane ekerdi bahçesine, mis gibi nane kokardı mahalle.
İkram ederdi ürettiklerini komşularına, “kopar evladım” derdi, “kopar yabana gitmesin.”

Bu sabah kaybettik.
Önce Ballı Baba, sonra Adem Abi, şimdi de Cevriye Ana.
Mezgit tarihinin yaprakları bir bir uçtu sonsuzluğa,
Arşipel’in rüzgarlarıyla.
Geriye Cevriye Ana’nın basma fidan başörtüsü kaldı.
Kırmızı begonvil yapraklarıyla mezarının başında.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.