Bodrum Gündem
TANDOĞAN UYSAL

TANDOĞAN UYSAL

Tandoğan Uysal; 1985 yılında Anka Haber Ajans’ında muhabir olarak başlayan basın hayatı sırasıyla, Ulusal Basın AJANSI (UBA) Anadolu Ajansı İsveç Bürosu ve Hürriyet Gazetesi’nde 25 yıl süren İsveç Temsilcisi olarak çalıştı. İsveç Devlet Radyosu Türkçe bölümünde serbest gazeteci olarak çalıştı.

    Stockholm’den Bodrum’u ve Ahmet Aras’ı yazmak nasıl bir şey?

    İsveç’in başkenti Stockholm’de 40 yıla yakın yaşadıktan sonra Türkiye’de yaşayacak ve yatırım yapacak yer düşünüyordum.

    Çocukluğumdan beri bir hayalimde turizm yatırımcısı olmaktı. Onun için önceleri Marmaris ve koyları üzerinde odaklaştım.

    Sonra gazetecilikten arkadaşım Buket Akgüner Karakaya’nın tavsiyesi üzerine Bodrum’a geldim ve Bodrum’un 2 katlı mimarisi ve koylarındaki yerleşimlerin birbirine yakın oluşu ve 2 katlı beyaz görüntüsü beni etkiledi ve Bodrumlu oldum.

    Oysa Bodrum’a 12 yaşında ilk kez gelmiştim. Kumbahçe’de, Bodrumlu bir ailede misafir edilmiştim. Oradan da bir gönül bağım vardı, Bodrum ve Bodrumlulara.

    -Bodrum’un 70 yıllarını görmüş ve yaşamış biriyim.

    Bodrum’a gelip o yokuştan inen ve gidemeyenler kervanına bende katıldım.

    Sonra yatırım yaptım ve mesleğimin gazeteci olması nedeniyle Bodrum üzerine duyarlılığım yazımsal açıdan ağır bastı.

    İlk önce kendi Facebook ve İnstagram sayfamda Bodrum üzerine yazdım ve paylaşımlarda bulundum.

    Daha sonra Sayın Çiğdem Erko’nun yönettiği “Bodrum’un Başkanı Ahmet Aras” Facebook grubunda yazılarımı paylaştım.

    En son olarak da sağolsun gazeteci kardeşim Sevgili Fatih Bozoğlu’nun teklifi üzerine “Bodrum Gündem” adlı haber sayfasında yazmaya başladım.

    Bodrum yazılarımı tabiatıyla beğenen, takdir eden, eleştirenler olsa da beğenenlerin sayısının yüksek olması eleştirisel yaklaşımlar olsa da beni fazla etkilemiyor. Doğru yolda yazdığımı hissediyorum.

    Bodrum yazılarımda dolayısı ile Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ve yönettiği Bodrum Belediyesi de önemli bir yer tutuyor.

    Ahmet Aras ile ilk tanışmam göreve geldiği yıl oldu.

    Seçimi kazanmış herkes kutlamak için Bodrum Belediyesine ziyarete gidiyordu ben de o dönemde birlikte çalıştığımız Ahmet Aras’ın da arkadaşı olan Kaplan Kıral ile gitmiştik.

    Sonra da Ahmet Aras ile bir gazeteci olarak randevu istemiştim beni görüşmem için eski Başkan Yardımcılarından Hüseyin Tutkun’a yönlendirdiler. Onunla görüşüp haber yapmıştım.

    Bu süreçte yatırım yaptığım Victoria Pizza’nın açılışına davet ettim ve yönetimdeki arkadaşları ile kırmayıp açılışıma katılıp beni onurlandırdılar.

    Bir pizza restoranının açılışına Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın değer verip açılışını yapması, benim için çok önemliydi.

    Çünkü İsveç’ten bir konsept getirmiştim. Sayın Ahmet Aras, bu emeğimi bir dünya mutfağını Bodrum’a getirdiğim için bu katılımı ile taçlandırmış oldu. Buradan kendisine insanı bir yaklaşımım oldu. Bu da çok normal bir şey.

    -Ahmet Aras’ı övdüğümde oldu, yerdiğim de oldu

    Okurlar çok yakından bilir Bodrum Belediyesi’nin kontrolünde olan Paşatarlası’ndaki denize bakan duvarda Bodrum’u tanıtan iki iki İngiliz gencin aşk hikâyesini anlatan çizime yapılan tacizi ilk ben yazmıştım.

    Yine Paşatarlası gibi göz önün de bir yerde yasal olmayan yoldan deniz dolduruldu. Bunu yazan yine ben oldum.

    Bu eleştirisel yazılarımda bir şekilde Bodrum Belediyesi, Sayın Ahmet Aras, duy sesimi diyordum.

    Yasal olmayan yoldan denizi dolduran işletmelere Muğla Tarım ve Orman Müdürlüğü para cezası verdi.

    Doldurulan deniz eski haline hala getirilmedi yine ben yazdım. Yine de düzeltilene kadar da yazacağım.

    Bodrum’daki yerel gazeteci meslektaşlarım örneğin bu konuya hiç el atmadılar.

    Ben Stockholm’den görüp duyarlılık gösterdim ve yazdım. Peki, kim kazandı? Tabii ki güzel Bodrum.

    -Bu durumda ben Sayın Ahmet Aras’ın nasıl yağdanlığı olurum?

    Ben Stockholm’den Bodrum’a  böyle eleştirisel yazarak el atıyorsam ben Sayın Ahmet Aras’ın nasıl yağdanlığı olurum?

    Bu yazılar Bodrum Belediyesi ve Ahmet Aras’a yönelik değil de kime yönelikti?

    Eğer “Yağdanlık olsaydım” Bodrum’daki yerel gazeteciler gibi ben de umursamazdım. Ancak o yapılanların başta haber değeri vardı. Gazeteciysen iki elin kanda olsa bu haber değerlerini atlamayacaksın.

    -Kendi sosyal medyamdaki paylaşım ile ses getirdim.

    Sadece kendi sosyal medyamdan, bu eleştirisel yazılarım üzerine Bodrum Belediyesi ekipleri de söz konusu yere gelerek düzeltmek zorunda kalmıştı.

    Yani Bodrum’dan 3,500 kilometre uzakta bir yerden Bodrum’a karınca kararınca katkı koymuşumdur.

    Ben de boş, boş laf üretmek yerine iş yapıp katkı koymak vardır.

    Ayrıca bu yazıların hepsi Sayın Ahmet Aras’a yönelik bir yazıydı. Yağdanlık olsaydım bundan çekinir, yazmazdım.

    -AK Parti’yi eleştirmem beni Ahmet Aras, yağdanlığı yapıyor

    Bir objektif gazeteci olarak Bodrum konusunda Ahmet Aras’a rakipleri tarafından yapılan eleştiri ve saldırılar iktidarı elinde bulunduran AK Parti’nin senaryoları olduğuna inanıyorum.

    O nedenle yazılarım Ahmet Aras’ı destekli gibi gözüktüğü için bu çevre beni Ahmet Aras’ın yağdanlığı gibi göstermek istiyor.

    Daha önceki yazılarımda yazdığım gibi Bodrum’un sorunu iktidarı elinde bulunduranların çözmemesinden kaynaklı sorunlardır.

    Bodrum Belediyesi’nin başında Sayın Ahmet Aras’ta,  İYİ Parti’den Sayın Mehmet Tosun, DP’den Sayın Mehmet Kocadon da olsa bu sorunlar çözülmez.

    İktidarı elinde bulunduran AK Parti, ne pahasına olursa olsun Bodrum’u almak istiyor.

    Onun için Bodrum’un sorunlarının çözülmesi için “Ya iktidar değişmeli” ya da “Bodrum AK partiye teslim olmalı”

    Yoksa Bodrum’un sorunları başka türlü çözülmez.

    Sayın Ahmet Aras ile ilişkimiz hep gazeteci ile bir Belediye Başkanı çerçevesinde olmuştur.

    İşletmem konusunda en ufak bir talebim ve tasarrufum olmamıştır. Bunu kimse de iddia edemez.

    Örneğin bu sene Bodrum eski Kaymakamı Sayın Bilgehan Bayar ve Bodrum Belediye Başkanı olarak Sayın Ahmet Aras, Paşatarlası’ndaki işletmemin akşamları sahile masa sandalye atmasına yasak getirmişler, nerdeyse her gün Bodrum Belediyesi Zabıta ekipleri ile denetlemişlerdir.

    Oysa 6 yıldır diğer işletmeler gibi işgaliye cezası ödeyerek, hem daha önceki Kaymakamı ve Belediye Başkanı dönemini görmüş bir işletme olarak gündüzleri şezlong, akşamları da masa düzenine geçip servis yapıyorduk.

    Bu sene nedenini bilmediğim bir sebepten bu faaliyetim durduruldu.

    Bende konuyu avukatıma vererek, hukuki yoldan hakkımı arıyorum.

    Ben kendince haksızlığa uğradığıma inanıyorum. Bakalım hukuk ne diyecek onu merak ediyorum.

    Ancak bu demek değildir ki, kendi özelimdeki bir yaşanmış, Ahmet Aras’a yönelik bakışımı değiştirir.

    İşin içinde iki resmî makam var. Yakında akla kara da belli olacak. O zaman da gerekirse yazımı yazacağım. Bu konuda hiç tereddüt etmem.

    Bodrum’da yaşayanların çok iyi bildiği üzere işletmelere denize sıfır hatta denizin içine masa kurduruyorlar.

    İşte ben böyle bir ayırımcılığa uğramama rağmen atıp tutmadım. Hukuka, adalete saygılıyım. Yasal yoldan bir Türkiye vatandaşı olarak hakkımı arayacağım.

    Kimin nezdinde hem Kaymakamlık hem de Belediye nezdinde.

    Elma İle armutu birbirine karıştırmayan bir gazeteci prensibinde.

    Stockholm’den Bodrum’u yazan bir gazeteci olarak yazılarımın büyük kitleler halinde beğeni topladığını hem “Bodrum’un Başkanı Ahmet Aras” Facebook sayfasında hem de Bodrum Gündem’in sayfalarında görmek beni ayrıca çok memnun ediyor.

    Stockholm’den Bodrum’u düşünüp yazmak aslında Bodrum için bir kazanç olmalıdır.

    Her gazeteci gibi bende eleştiriye saygı çerçevesinde açığım. Tabii ki meyve veren ağaç taşlandığı içinde çok huzurluyum.

    Saygılarımla

    Şimdilik Stockholm’de yaşayan bir Bodrum Sevdalısı

    Tandoğan Uysal

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    1. Şamil Balkan dedi ki:

      Bodrum bir tatil kasabası olmaktan çıkmış kamu görevlilerinin üç maymunu oynadığı rantiyecilerin doldurduğu iyi insanların kaçtığı her türlü yolsuzluğun döndü bir yer haline gelimştir geçmişin güzellikleri kaybolmuş şimarık ve hatsiz insanların doldurduğu bu yere bir dur denmez ise geçmiş olsun.

    2. Ender işbil dedi ki:

      Tandoğan bey iyi günler…İsmi Ender CHP ye oy veren bir seçmen olarak.Bodrumun yollarının yollara atılmış su ve kola şişeleriyle dolu olduğunu ve tabiki yollarının rezalet olduğunu ve daha bir çok olumsuzlukların olduğunu bilmenizi isterim…biraz dünyayı gezen birisi buraya gelip yaşamaz ….