Bodrum Gündem

Avşa Adası’nda 3 Vatan Haini

Yıl 1988, aylardan yaz.
Nihayet ailesiyle tatile çıkıyordu Giregöz.
Asıl adı Gregos’tu ama nüfus kağıdına Giregöz diye geçirmişlerdi.
Giregöz Merkezoğlu.
Eşi ve iki kızıyla Marmara Denizi’ndeki Avşa Adası’nda yapacaklardı tatillerini.
Yola çıkmadan bir gün önce İstanbul’da Topkapı’ya gitti.
Bit pazarından çakma bir tişört ve eşofman altı aldı.
Çakmaydı ama üstüne yakışmıştı.
Dönemin parasıyla 20.000 lira ödedi, tatilde giyecekti.
Ertesi gün Avşa adasında Zülfi Kanarya pansiyonuna yerleştiler.
İlk günler herşey güzeldi.
Hava, deniz, balık, rakı, ne trafik gürültüsü, ne işin stresi.
Oh mis.
Ancak bir gariplik vardı.
Bizim Giregöz sahilde, pazarda yürürken çoğunluk ona pis pis bakıyordu.
Bir anlam veremedi Giregöz.
İçinden “hayırdır” dedi, “ada insanları genelde güler yüzlü, neşeli olur ama…”
Bir gün balık pazarında anladı gerçeği.
O bit pazarından aldığı çakma t-shirtün üzerinde kocaman “Emporio Armani” yazıyordu.
Tepki onaydı.
Etrafını sardılar.
“Sen Ermeni propagandası mı yapıyorsun, hain” diye bağırdılar.
Dayak yemekten son anda kurtuldu, kendini otele zor attı.
Kısa bir süre sonra jandarma bastı oteli, Giregöz’ü gözaltına aldılar.
Yaka paça nezarete attılar.
İçerde onun durumda iki tatilci daha vardı.
Hasan Bahar ve Ülgen Çağdaş.
Hasan’ın t-shirtünde, Ülgen’in de şortunda “Emporio Armani” logoları vardı.
Ortak noktaları buydu.
Suçları çok ağırdı!
Ermeni propagandası yapmak!
Suç aleti iki t-shirt, bir şort.
Deliller sağlam.
Üç vatan haini bir arada.
Ellerine kelepçe vuruldu, t-shirt ve şortlara el konuldu.
Üç tatilci hayli hırpalandıktan sonra Marmara Adası Sulh Hakimliğine sevk edildi.
Hakimlik yeminli tercüman istedi.
Belediye hoparlöründen tercüman arandı.
Üç kişi başvurdu.
Bilirkişi konumundaki tercümanlara soruldu.
“Tişört ve şortta yazan Emporio Armani ne demektir?”
Üç bilirkişi de aynı yanıtı verdi.
“Ermeni İmparatorluğu demektir.”
Tekrar soruldu.
“Bu Ermeni propagandası yapmak, vatanı bölmeye çalışmak değil midir?”
Bilirkişiler önce şaşırdılar, sonra aynı şeyi söylediler.
“Değildir efendim.. Emporio Armani dünyaca ünlü bir ticari markadır.. Topkapı’da, Mertel’de milyonlarca çakması satılır.”
Bu kez hakimler şaşırdı.
Çünkü deliller çürümüştü.
Savcılık bir iki saat ifadelerini aldı.
Giregöz, “ben suçsuzum, devletime ve milletime bağlı bir vatandaşım” dedi.
Hasan, “t-shirtte ne yazdığını bilmiyordum, bilsem almazdım” diye kendini savundu.
16 yaşındaki Ülgen ise, “şortu annem bana almıştı. O da, ben de İngilizce bilmiyoruz” şeklinde ifade verdi.
Bir süre sonra İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcılığı kararıyla, üç tatilci serbest bırakıldı.
“Suç unsuru” olarak el konulan t-shirt ve şortlar sahiplerine geri verildi.
Giregöz Merkezoğlu, Hasan Bahar ve Ülgen Çağdaş ilk gemiyle İstanbul’a geri döndüler.
O gün, bugün tatile çıkıyorlar mı, bilinmiyor.
Bugün 12 Eylül.
Faşist darbenin 43. yıldönümü.
O günleri unutmamak gerek.
Not: Kurgu değil gerçektir.
Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.