Bodrum Gündem

Ortak Akıl ve Bodrum

Bodrum’un son durumundan şikâyet etmeyen yok gibi… Dokusu bozuldu, ruhu zedelendi, kaçak ve sağlıksız yapılaşma çok zarar verdi bu çok değerli kente…

Altyapısı yetersiz, kanalizasyon ve su patlaklarının onarımına yetişilemiyor, üstelik susuzluk ve gidip gelen elektrik perişan ediyor milleti. Trafik rezaleti, yolların durumu, ulaşım sorunu ise tüy dikiyor bu sorunlar yumağına. Ama bütün bunlara rağmen göç, tüm hızıyla sürüyor hala. Bodrum’un bu hale gelmesinin sebebi sadece beceriksizlik, iş bilmezlik, tecrübesizlik olamaz. Bunların da büyük etkisi var ama asıl neden Ankara’nın oy alamadığı bu kadar değerli bir yeri defterden silmesi ve (beter olsunlar) gözüyle bakmasıdır.

Ankara’nın bu politikasını hepimiz biliyoruz, yıllardır yaşıyoruz. Ama bir milyar doları aşkın turizm geliri elde edilen bir yere de böyle yapılmaz ki… Adeta boğazlıyorlar Bodrum’u. Türkiye’nin her yerini yollarla donattığını iftiharla anlatan bir iktidar, Bodrum çevre yollarını inatla yapmıyor, iç arterlere destek olmuyor, kanalizasyon ve arıtmaları ısrarla desteklemiyor. Nüfusa göre Muğla merkeze verdiği üç-beş kuruşla her şey yapılsın bitirilsin istiyor ki, buna kargalar da gülüyor tabii.

Avrupa’nın en iyi marinasıyla kentin en gözde yeri haline gelen Yalıkavak’a tek şeritli köy yolundan beter bir yolla gidiliyor hala. Peş peşe ölümlü kazalar olmasına rağmen, tüm yönetim yıllardır seyirci bu tabloya. Torba-Gündoğan arası da öylece bekliyor, Turgutreis- Gümüşlük arası da aynı, Bodrum-Yalıçiftlik arası da… Torba yolu üzerindeki ormanlar delik deşik, oteller ve villalar canına okudu güzelim ormanın. Buralara nasıl izin veriyorlar, kim dağıtıyor bunların ruhsatını? Turgutreis yolu hala bitmedi. Zaten mevcut trafiği kaldıramayan daracık bir yoldu. Şimdi bir de bisiklet yoluyla daha da daraltmışlar. 20 dakika durdum seyrettim, tek bir bisikletli geçmedi yoldan. İnsanın geçeceği yol yok ama bisiklete var. Sevsinler sizin bisiklet yolunuzu. Bitez’de de aynı durum mevcut…

Evet, Bodrum’un herkesi şikâyetçi hale getiren bu durumunda Ankara’nın payı büyük. Peki yerel yönetimlerin hiç mi suçu yok? Olmaz olur mu, bir kere yerel yönetimler yetkilerini yeterince kullanmıyorlar. Zorda kaldılar mı, topu bir üstlerine atıyorlar. Bodrum Büyükşehir’e, Büyükşehir Ankara’ya… Halk derdini kime anlatacağını şaşırdı. Sanırsınız olup biten tüm bu rezaletlerin sorumlusu halk. Gerçi halkın bir kesiminin de kabahati yok değil. Mandalina ve zeytin bahçelerini sattılar, evlerine kat ilave ettiler, balkonları eve eklediler, müştemilat diye çıkmalar yaptılar, tarlaları gazinoya çevirdiler, restoranlarla sahillerde denize girecek yer bırakmadılar, şimdi de bağırıp duruyorlar. Dikkat edin en çok bağıranlar da bunlar… Dışardan gelenler Bodrum’u mahvetmişler. Yahu siz sattınız onlara yerleri. Satarken iyiydi de şimdi mi kötü?

Şikâyetler Bodrum’da kavgaları kızıştırdı. Herkes birbirini suçluyor, birbirini yeriyor, verip veriştiriyor kızdıklarına. Şikâyetle, bağırmayla, çağırmayla, sürekli eleştirmeyle düzelmiyor bu işler. Ortak akılla, herkesin kavgayı gürültüyü bırakıp taşın altına elini sokmasıyla düzelir ancak. Buna kafa yoracağımıza, gelecek belediye başkanlığına kimi oturtacağız hesaplarına giriştik şimdiden. Sen-ben-bizim oğlandan hangisini seçeceğiz? Eskilerden medet umanlar var hala. Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı. Yenilere bakmak lazım artık. İşbilenlere, beceriklilere, Bodrum’u layık olduğu yere taşıyacaklara ihtiyaç var. Bodrum’un tahsilli, başarılı, lisan bilen, dünya görüşü ve bilgisi olan öyle güzel evlatları var ki, niye bunların önünü açmazlar, niye onları aday göstermezler ki? Sözüm tüm yerel yöneticileri de kapsıyor. Odalar, dernekler de bunun içinde tabii…

Bodrum’un ağır yaralı hale gelmesinin başlıca sebeplerinden biri de, yıllardır yapılamayan altyapıyı bir yıla sığdırma çabası olmuştur ki, bunda da Osman Gürün dostumuzun kusuru hoş görülemez. Tüm şehri bir anda kazdırma, kanalizasyon ve arıtmaları bir anda bitirme, yolları hemen tamamlama kararı, işte Bodrum’un bu acıklı hale gelmesine sebep oldu. Oysa yavaş yavaş gitse, bir yeri bitirmeden diğerine başlamasa, işi yarım bırakıp giden müteahhitlerin anlaşmalarına büyük cezalar koysaydı, bu noktalara gelmezdik. Osman Gürün Bodrum’un her şeyine birden saldırdı. Daha yollara hakim olamazken, kanalizasyonları halledemezken, denizlere sahip çıkmaya kalkıştı. Sürekli patlayan su borularının tamamını kışın değiştirse ve topu DSİ’nin üzerine atmasaydı, ne halk böylesine şikâyetçi olur nede susuz kalırdı. Osman Gürün’ün evdeki hesapları çarşıya uysaydı, bugün bambaşka ve sorunları çözülmüş bir Bodrum’da yaşardık.

Bodrum’daki en büyük yanlışlarımızdan biri de, kaçak ve imar planını zorlayan yapılaşmaya, kentin estetiğini ve güzelliğini bozan girişimlere, tüm yeşilliği katleden aşırı ranta dönük yatırımlara engel olamamaktır. İzin Ankara’dan geldi, ruhsat Başkent’ten verildi mazeretleri Bodrum merkez için geçerli olamaz. Belediye istese yolunu, suyunu, elektriğini vermez, oraya giden hatları çalışmaz hale getirir, genel halk sağlığını etkileyeceği görüşüyle altyapısı tamamlanmadan kimseye adım attırmazdı. Ama bunun için kararlılık, cesaret, biraz da gözü karalık gerek.

Bodrum’un ihtiyaçları belli. Planıyla programıyla bunlar derlenip toplanıp, tüm milletvekillerinin de desteğini alarak Ankara’nın kapısını çalmak lazım. Parlamento’ya gitmek lazım. İstanbul ve Ankara’da medyaya durumu ciddiyetle anlatmak lazım. Seyredilen televizyonlara topluca çıkıp, durumu izah etmek gerek. Bunun için kolları hemen sıvamalı, kavgayı ve gürültüyü bir yana bırakmalı, fikri ve bilgisi olanlardan ve sivil toplum kuruluşlarından da destek alınarak sorun Başkent’e taşınmalıdır. İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki…

Geçmişte rahmetli Özal’ın döneminde Marmaris’e ne yapıldıysa, altyapı sorunları hemen nasıl bir planla çözüldüyse, Bodrum’a da öyle yapılması lazım. Bodrum’un sorunlar yumağı belediyelerin çok kısıtlı imkanlarıyla çözülemez.

Bu konuya ilerde yine değineceğiz.

Can Pulak

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. Necat Efe dedi ki:

    Bodrumla ilgili çok kapsamlı yazı için çok teşekkür ederim.Ancak sorunların tarafları açısından empati yapılırsa bazı bilgi ve çözüm yolları değışebilir.Sonuçta çözüm aşağıdan yukarı doğru değil yukarıdan aşağıya doğru kararlarla daha hızlı ve doğru sonuçlanabilir.

  2. Babür Berksan dedi ki:

    Can pulak in tüm dediklerine katılıyorum

    1. Zeki yurt dedi ki:

      Dağa taşa dereye tepeye inşaat verelim evsel atık sularını vidanjörle boşaltırız diyelim, Bodrumun sorunu siyasi değildir dil bilen dünyayı tanıyan lider yöneticiler lazım Can Pulak kardeşimizi kutluyorum.

  3. Mustafa B. dedi ki:

    Her cümlesi ile doğru 👍👏👏👏

  4. Osman uyar dedi ki:

    Bodrum’un durumunu harika olarak,tasvir etmişsiniz.iki saatte 10 araba geçmeyen köy yollarına dünyanın yatırımı yapıldı,Bodrum,ortakent-yalıkavak yolu senelerdir tek şerit.Ben hayatımda CHP ye oy vermedim.Bu durumu içim sızlıyarak hergün izliyorum.ilgililer inşallah gerekeni yapar.
    Bence çözüm yolu:Bu turistik şehirlerimiz,hemen il yapılıp,özel bütçelerle ,valilerin idaresine bırakılmalıdır.BODRUM,MARMARİS,KUŞADASI