Bodrum Gündem

CHP Muğla İl Kongresi Ardından

1 Ekim Pazar günü gerçekleşen CHP Muğla il kongresinde iki aday yarıştı. Ancak asıl yarışan adaylar mıydı? Yoksa gölgesinde ve altında kaldıkları, yılların biriktirdiği yanlışları taşıyan seçilmiş bazı siyasetçiler miydi? Kısaca meslekleri gibi gördükleri makamları eylemleriyle, söylemleriyle ait oldukları kurumları ve yaşadıkları toprakların sorunlarına sebep olan aktörlerin gölgesinde kalan bir il kongresi yaşadık. Kafamın içindeki deli sorularla güya demokratik bir yarış olduğu sürekli söylense de kendileri gibi düşünmeyenleri düşman olarak görerek yok sayılan, iki gün öncesine kadar beyaz derken, akşamdan sabaha renk değiştirenlerin bir kez daha görüldüğü bir kongre yaşadık. Yıllardır oynanan ‘’demokrasi tiyatrosu’’nu bir kez daha izlemekten ve yine siyasetin kirli alışverişi içinde olamamanın sonucu gördüklerim ve yaşadıklarımın dayanılamaz acısını bir kez daha tüm benliğimde duydum… Kendimi bir kez daha çıkmaz bir sokağın içinde sıkışıp kalmış gibi hissederek boğazımda oluşan yumrular nedeniyle suskunum. Biliyorum elbette herkese, yaşanılanlara verilecek yanıtlarım fazlasıyla vardır. Tabi bunlar asla sosyal medya üzerinden değil, yeri zamanı geldiğinde görülecek ve duyulacaktır. Bodrum Muğla yerelinde yıllardır üreterek var olmaya çalıştığım siyaset sahnesinde aldığım, kazandığım tek şey halkın ve örgütümün sevgisi ve saygısı oldu. Bu nedenle CHP içinde emeğimin karşılığı olarak her zaman söylenecek sözlerim var olacaktır diyerek il kongresinde konuşmak için divana dilekçemi verdim. Divan başkanı MYK üyesi Ahmet Akın. Maalesef 1500’e yakın katılımcının olduğu bir kongrenin 750 kişilik bir salona sığdırıldığı bir ortamda sıramın gelmesini saatlerce bekledim. Konuşma süresinin beş dakikayla sınırlandırılmasına rağmen eski vekillerin aynı konuları belki birer saate yakın konuşmalarına rağmen örnek partili dostum Nazmiye Halvaşi’nin konuşmasının sürekli kesilmesi çok manidardı. Çünkü her şeyi rahatça konuşabileceğimiz kurullarda dahi aykırı düşüncelere asla yer verilmiyordu. Bizler birbirimizin yüzüne ayna tutmaya çalıştığımızda ellerimiz yine kenetlenmeye devam ettiğinde iktidar olacağımızı asla unutmayalım. Velhasıl benim konuşmama izin verilmedi. O nedenle bende konuşamadığım metni buradan yayınlıyorum.

Son dönemlerin en coşkulu ve heyecanlı geçen 38.CHP Muğla İl Kongresinde yeni başkan Zekican Balcı oldu. Umarım yeni dönem Muğlamızın ve ülkemizin özlediği hak ettiği değişimi gerçekleştirir. Bodrum ilçe örgütü olarak yönetimde, disiplin kurulunda ve kurultay delegeliklerinde alınan temsiliyetler, partimize ve ülkemize hak, hukuk ve adalet yolundaki katkıları sözde değil özdeki değişimin gerçekleşmesinde örnek olur. Ben yürekten inanıyorum. CHP Türkiye’dir. CHP Türkiye’nin gelecek güvencesidir.

Nuran yüksel /5 Ekim 2023/Bodrum

Nuran Yüksel’in 1 Ekim Pazar günü gerçekleşen CHP Muğla il kongresinde ki konuşması;

Sayın Divan… Sayın Konuklar… CHP’nin Çok Değerli Üyeleri, Sevgili Yol Arkadaşlarım

Kuruluşun ve kurtuluşun partisi, partim CHP bugün 100 yaşında bir çınar. Ancak CHP 2. Yüz yıla nasıl giriyor. 100. yılında Türkiye çökmüş, değerlerini kaybetmiş, gençleri umudunu yitirmiş, dünyayı yakalayamamış, emeklisi, işçisi, köylüsü açlık sınırının altında çaresiz bırakılmış bir şekilde giriyor. Peki bu durumun suçlusu sadece AKP iktidarı mı? Muhalefetin, özellikle 1950’den beri iktidar olamayan CHP’nin hiç mi suçu yok. Muğla CHP’nin, Muğla’da, Bodrum’da yaşayan CHP’liyim diyenlerin bugünün Türkiye’sine katkısı ne olmuştur. Muhalefetin parçası olan herkes, geçmişte yapılan hataların sonunda bugünlere gelindiğini asla unutmamalıdır. O nedenle yarınlar için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini artık anlamak ve görmek zorundayız. Gençlerimizi umutsuzluğa, mutsuzluğa itenlerin, beyinlerini yıkayanların yalnızca tarikatlar, yobazlar, satılmış anlayışlar olmadığını görmek zorundayız.

Bugün görmemiz gereken en önemli gerçek şudur. Türkiye’nin içinde bulunduğu durum CHP’nin içinde bulunduğu durumdan kaynaklanmaktadır. Kabul edelim ki partimiz içindeki ilkesizlik, tutarsızlık karşısında her geçen gün Halkımızın bizlerin öfkesi, isyanı daha da artıyor. Ancak bu demek değildir ki kızgınlıklarımızda haklı dahi olsak geri çekilelim. Aksine daha çok içinde olacağız. daha çok gerçekleri görerek yeniden özümüze, kendimize dönmek için “bende varım, buradayım” diyerek elimizi taşın altına koymaktan vazgeçmeyeceğiz.

14-28 Mayıs genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucu çok büyük bir travmayı yaşayarak ve yaşatarak girdik olağan kongre sürecine. Halkın ve ülkenin gerçek gündeminden uzaklaşarak hemen değişim rüzgârının etkisine kapıldık. Umarım bu rüzgâr fırtınaya, hortuma dönüşerek temel değerlerimize zarar vermez. EVET, unutmayalım ki CHP TÜRKİYE’DİR. CHP Türkiye’nin aydınlık yarınlarının güvencesidir. CHP DEĞİŞECEK TÜRKİYE’DE DEĞİŞECEKTİR. ÖNCE ÖZGÜVENİMİZİ TEKRAR KAZANARAK DEĞİŞİMİ OLMASI GEREKEN BİR ŞEKİLDE, sol değerlere tekrar sahip çıkarak HALKIMIZIN GÜVENİNİ SAYGISINI TEKRAR KAZANARAK Gerçekleştirebileceğimizi hatırlamamız gerekir.

Sevgili yol arkadaşlarım, 25 yıldır Bodrum Muğla’da aktif Kadın siyasetçi olmanın dayanılmaz ağırlığını iliklerine kadar hisseden çok az sayıdaki kadınlardan biriyim. Özellikle belediye başkanlığı için görev talebinde bulunduğum zamanlarda yaşadıklarım, yaşatılanlar ne olursa olsun hiçbir dönem de partime ve seçilmişlere sırtımı dönmeden, hakaret etmeden, siyaseti sadece sosyal medya üzerinden yapmadan aktif olarak çalışmaya ve üretmeye devam ettim. 20 yıldır kurullarımda kendime karar vericilere, partililerimize sürekli bir soruyu sordum. Bugün yine aynı soruyu soruyorum. Önce insan olarak, sonra bir partili gözünde önemli olan nedir. Siyaset insanı, partili kimdir, nasıl olmalıdır. Bütün bunların yanıtını özellikle bu süreçte anlamak şart olmuştur.

Siyaset hedefe ulaşmak için her şeyin mubah sayıldığı bir durum değildir. Siyaset yapıyorum diyenler bir an düşünsünler kimler ne kadar söyledikleri sözlerin arkasında durmuşlar. Kaç kişi birlikte yol yürüdükleri, birlikte var oldukları kaç kişinin gözlerinin içine bakarak konuşabiliyorlar.

Evet, bütün bu gerçekleri gören cumhuriyet öğretmeni bir kadın olarak içim çok acıdı. Ancak hiç bu dönem ki kadar acı çektiğimi ve kendimi yalnız hissettiğim dönem olmadığını söylemek isterim. O NEDENLE dünü unutmadan, günümüz siyasetinin gerçeklerini atlamadan, bir kez daha sesleniyorum. Siyasal yaşamda görev almak onurlu bir toplum hizmetidir. Siyasette almak yoktur. Alınan ve kazanılan tek şey halkın takdiri, sevgisi ve saygısıdır. Milletvekilliği, Belediye başkanlığı, meclis üyelikleri meslek değildir. Siyaset insanı olmak önce bilgi, emek, özveri cesaret, sabır zaman ister. Ne çocukların, ne işin, nede sevdaların asla seçilmişlerin mazereti olamaz. Yeri zamanı geldiğinde toplumun sesini duyarak vazgeçmeyi, yerini umudu çoğaltacak bir yol arkadaşına bırakabilmeyi bilmek siyasetçinin en erdemli karakteri olmalıdır.

Sevgili arkadaşlarım, siyaset 100 km koşusu değildir, bir maratondur. Önümüzdeki yerel seçimler CHP ve ülkemiz için gerçekten bir kader seçimi olacaktır. Halka rağmen, halkı yöneten bir avuç azınlığın mutluluğu için çalışan AKP iktidarını düşürmek, yerelde ve tüm büyükşehirlerde iktidar olmak zorundayız. Bu konudaki en büyük sorumluluk CHP’ye yani bizlere düşüyor. Bu nedenle öncelikle Muğla siyasetini doğru görmek ve değerlendirmek zorundayız. Kendi içimizdeki iktidar kavgasını kişiler üzerinden kan davasına dönüştürerek çözmemiz mümkün değildir. Siyasette bugün burada demokratik yarışı hâkim kılmalıyız. Her kademe seçimlerinde tabanın söz ve karar sahibi olacağının netleşmesinin önünü açmalıyız. Aksi halde Muğla’da kaybedeceğimiz belediyelerin sayısı kaçınılmaz olur. Türkiye’de yeni belediyeler değil elimizdekileri de kaybederek çok ağır bir seçim yenilgisiyle karşılaşırız.

 O nedenle artık CHP’li karar vericilerin ve partililerin kendi kişisel gurup çıkarlarını egolarını, koltuk sevdalarını bir kenara bırakmaları şarttır. Zaten artık tepeden inme, halkın sesi göz ardı edilerek belirlenecek kararlarda yönetimlerin yapmadığını halk gereğini yaparak cevabını verecektir. Onun için hemen bugün gereksiz, anlamsız, düşmanca, tartışmaları bir kenara bırakıp yerel seçimlere odaklanmak ve tekrar Muğla’nın ülkemizin umudu ve CHP’nin gerçek anlamda kalesi durumuna getirmek zorundayız.

Aslında söylenecek çok söz var ama ne olursa olsun önümüze bakmak zorundayız. PARTİMİZ CHP’nin tarihsel geçmişiyle Türkiye’nin dönüşümlerinde her zaman öncü olmuştur. Bugün CHP’nin inançlı, yurtsever, kadrolarıyla çıkacaktır. Yeter ki önce kendi içimizdeki demokrasiyi ve samimiyeti güçlendirelim.

Sonuç olarak kişisel çıkarların değil, toplumsal çıkarların adına yapılan örgütlü çalışmaların çoğaldığı, kadından ve genç beyinlerden yana Cumhuriyetin geliştiği güçlendiği bir CHP özlemiyle il kongremizin Muğlamıza, ülkemize ve PARTİMİZE BAŞARILAR GETİRMESİNİ DİLİYORUM.

Nuran Yüksel  /Muğla /1 Ekim 2023  

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.