Bodrum Gündem

Kişilik ile Kimlik

Dümeninde çok insan olan gemi alabora olur.

Japon Atasözü

Kişilik kelimesi Lâtince kökenlidir ve Batı dillerindeki karşılığı olarak kullanılan sözcükler şunlardır: Personality, Personalité, Persönlichkeit. Türkçe konuşma dilimizde, çok sık olmasa da Fransızca olan Personalite kelimesini, gençlik ve çocukluk yıllarımda İstanbul’da duyuyordum. Günümüzde Personel kelimesi dilimizde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Kişilik kelimesi, Lâtince Persona kelimesinden türetilmiştir. Persona, Antik Çağ’da tiyatro oyuncularının rollerine uygun olarak yüzlerine taktıkları “maske” anlamına gelmektedir. Bu maskeyi takan oyuncular, kendi benliklerinden sıyrılarak kendilerine ait olmayan kimliklerle ilgili davranış biçimlerini sergiliyorlardı.

Bu açıklamalardan hareketle; kişilik, çok sayıda davranış kalıplarından meydana geliyor. Biz söz konusu kalıpları; ailemiz, çevre ve okul ilişkilerimiz, iş hayatımız ve medya gibi dış etkiler yoluyla buluyoruz, öğreniyoruz ya da bunlar bize öğretiliyor. Bu öğrendiklerimiz ve bize öğretilenler bir anlamda bizi biçimlendiriyor.

Akıp giden zaman içinde çok sayıda kişilik; diğer bir ifadeyle maskeyle dolaşıyoruz. Bu maskelerden hangileri bizi ifade ediyor? Hangileri varlığımızın özüyle veya kimliğimizle ilgili? Çarpıcı sorunun şu olduğunu düşünüyorum:

Maskelerin arkasında kim ya da kimler var?

Şunu net olarak ifade edelim ki, hayatımızda, yürüttüğümüz sosyal roller gereği mutlaka maskelerimiz olacaktır; ancak bunlar, varlığımızın özü ve kimliğimizi oluşturan temel değerlerimiz üzerinde yükseliyorsa bir anlam ve değer taşıyacaklardır. Aksi takdirde insana sorarlar:

Hangisi sensin? Aynaya baktığın zaman kimi ya da kimleri görüyorsun?

Buraya kadar anlattıklarımı aşağıdaki şekiller yardımıyla özetlemeye çalıştım:

Kimlik ile kişiliğin ayrımını yapmak zor olabilir; ancak zorunludur. Söz konusu zorluklar nelerdir?

Kimliğimizin dümene geçmesini ve yönetmesini engelleyen zorlukları; “Yanlış Kişilikler” olarak tanımlayabiliriz. Bunları yaratan da bizim tutumlarımız ve davranış biçimlerimiz oluyor. Somut olarak ifade etmeye çalışalım: Kıskançlık, Nefret, Kibir, Yalan, Bencillik, İhtiras, Sahtecilik, vb.

Varlığımızın özüne ve gerçek benliğimize ulaşmamızı zorlaştıran diğer “Yanlış Kişilikler” arasında “Başkaları benim için ne der?” ve “Sahnede olayım ışıklar beni aydınlatsın!” anlayışları bulunmaktadır. “Yanlış Kişilikler” kimliklerimiz arasındaki uyumu engellediği gibi varlığımızın özüne giden yolda da güçlü engellerdir. Bu nitelikteki insanlara hepimiz hayatımızda tanık oluyoruz ve kaçınılmaz olarak onlarla birlikte yaşıyoruz. İşte başka, evde başka, arkadaş ortamında başka nicelerini görüyoruz. Oysa, her zaman söylediğim gibi:

Bir insandan ancak bir insan çıkar

Bu engelleri aşıp varlığımızın özüne yolculuğa çıkmamız güçlü bir iradeyi ve sabrı gerektirir. Konunun farkındalığı ise kendimizi inşa etme yolunda ilk büyük adımdır. Bunun anlamı; Ben kendi gerçeğimi görüyorum ve kabulleniyorum demektir. Bu irade bizi muhteşem bir yolculuğa çıkaracak ve en temel sorularımızın cevaplarını bulduğumuz limana yanaştıracaktır:

Ben neden varım? Nereden gelip nereye gidiyorum? Neden gidiyorum? Nasıl gidiyorum?

Bu soruların cevabı; keyifli, huzurlu, dingin ve mutlu bir hayat demektir.

Herkese yol açıklığı diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

  1. aslıhan gürkanlı dedi ki:

    “Quo vadis?” Çarmıha gerildikten sonra dirilip yeniden çarmıha gerilmeye giden İsa’ya sorulan bu soru bazen tutunduğumuz kimliklerimizi bırakıp (çarmıha gerip) Öz’ün doğmasına izin vermemizi hatırlatıyor; tıpkı kaleme aldığınız yazının hatırlattığı gibi. Elinize yüreğinize sağlık.

    1. Metin Aycıl dedi ki:

      Çok çok teşekkür ederim 🙏🙏🙏💕💕💕

  2. Fevziye Aköz dedi ki:

    Metin Hocam,
    Keyifli dingin huzurlu ve mutlu bir yaşam diliyorum.

    1. Metin Aycıl dedi ki:

      Değerli Hocam, aynı şekilde ben de size diliyorum.