Bodrum Gündem

AÇILIM RÜZGARLARI 3 KUKLALAR OUT KARDEŞLİK İN

Geçenlerde AK PARTİ İlçe Teşkilatının organize ettiği Alevi Açılımıile ilgili bir toplantıya davet edildim.Konuşmacı,açılımın mimarlarından,Başbakanın Alevi açılımı danışmanı Doç.Dr.Necdet Subaşı idi.

AÇILIM RÜZGARLARI 3 KUKLALAR OUT KARDEŞLİK İN
04.02.2010
0
A+
A-

Alevi açılımı ve Alevi çalıştayları başladığından bu yana bazı endişelerim vardı.Böylesi hassas bir konunun istismar edilmesinden korkuyordum.Ama Necdet Bey′in yaptığı dört saatlik enfes sunumdan sonra rahatladım,ülkem adına derin bir “oh”çektim ve “İŞTE BU!”dedim.Bu yazı dizisine ilham kaynağı olduğu için,hocama şimdiden teşekkür ederim.


Niçin?Gördüm ki süreç, bilimsel yöntemlerle,bilimadamlarının elinde her türlü politik endişelerden arındırılmış olarak yürütülüyor.Karşımda hassasiyetler dikkate alınmış ,risk analizleri yapılmış vicdani ve ahlaki bir proje gördüm.Doğrusu içim rahatladı.


Yine gördüm ki,açılım kervanı inançların pazarlık ve müzakere konusu yapılmasının etik olmadığı ortak paydasından hareketle yola çıkmış.Bu bağlamda AÇILIM,Aleviler üzerinde ideolojik beklentisi ve rant endişesi olanlar tarafından pek hoş karşılanmamış olabilir.Hatta provakasyonlar da olabilir.Ama rantı ve tahtı sallananlar için söylüyorum;nafile,çırpınmayın!Çünkü İslam′la sorunu olmayan samimi Alevi tabanında AÇILIM çok net anlaşılmaya başladı.


Tarihin derinliklerinden gelen yok edilme ve asimile endişesiyle kendi kabuğuna çekilmiş bu “kardelen çiçekleri”nin artık açılması gerekiyor.Kişi bilmediğine düşmandır.Başlayan süreç Alevi ve Sünniler arasında kardeşliğin pekişmesine,önyargıların ve tabuların yıkılmasına vesile olacaktır.Bundan ülkemizin ve devletimizin karlı çıkacağı gün gibi aşikar.Bu süreci sabote etmek isteyen kuklaların maskelerinin düşeceğini görür gibi oluyorum.Onun içindir ki bu açılım da,Sayn Başbakan′ın dediği gibi tam bir kardeşlik pojesidir.Bundan kimse korkmasın,gocunmasın.


“Açılım da nerden çıktı?Bir bu eksikti…”gibi söylemleri duyar gibi oluyorum.Ama bu tepkileri de makul karşılamak lazım.Asırlık tabuları yıkmak kolay değil.Kaş yaparken göz çıkarmamak için Sünni çoğunluğun da hassasiyetleri tabii ki dikkate alınmalı.Belki devletin laik gözü Sünnilere de şaşı bakıyordur.Her iki taraf için en objektif yöntem sanırım empati ve açılım olacak.


Aynı Allah,aynı Kur′an,aynı Muhammed,aynı Ali… evet,aynıları çoğaltabiliriz.Bunlar zaten ortak paydamız.Hatta bu ortak paydamızın daha fazlasını geçen hafta Bodrum Kapalı Spor Salonu Cem töreninde dinlediğim genç DEDE′nin konuşmasında gördüm.Zaten aynı bahçenin gülleri olmasaydık,şu anda açılımı değil,Alevilerin “azınlık statüsü”nü konuşuyor olurduk.Burada altını çizmek istediğim ve açılım sonrası kazanımlarımızdan biri deAlevi kardeşlerimizi AZINLIK tuzağına düşürmek istiyen istismarcıların,komplocuların oyununu bozmak,tuzaklarını bertaraf etmek olacaktır.


Bırakalım Aleviler de,tıpkı İslam′ın diğer mezhep mensupları gibi inandıkları İslam′ı kendi yorumlarına göre yaşasınlar.Zaten Laik devletin görevi insanları ve inançları kalıba sokmak değil,onların özgürlüğünü güvence altına almaktır.Mevcut değerlerin olduğı gibi korunmasını ve yaşanmasını sağlamaktır.Bu evrensel etik kural Sünniler için de,Aleviler için de,diğer mezhepler için de,hatta diğer dinler için de geçerli olmalıdır.


buy Asacol

Gelelim empati konusuna.Eğer Türkiye′de Alevi İslam anlayışı çoğunlukta olsaydı ve okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde bizim çocuklarımıza Alevilik öğretilseydi Sünni-Hanefi olarak biz buna razı olur muyduk?Asla olmazdık.Eğer bu işlem Devlet ve Diyanet eliyle zorla yapılsaydı bunun adı Din Eğitimi değil asimilasyon olurdu.


O halde kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi diğer kardeşlerimize,hatta diğer dinden olanlara da yapmamamız gerekiyor.Anadolu′da 1000 yıllık mazisi olan Aleviliğe bu pencereden bakmaz isek AÇILIMI anlama şansımız yok demektir.


Şimdiye kadar iktidarlar hep Alevi oylarına oynadılar.Yani kazan-kazan.Hiç bir siyasi parti riski göze alamadı.Bu bağlamda AK Partiyi ve Sn.Başbakan Erdoğan′ı kutlamak lazım.


Oportünist yaklaşımlarla gelinen nokta belli.Alevilerin dinsel açıdan hiçbir rahatsızlıkları ve sorunları yoktur demek, yıllardır “Kürt sorunu yoktur-Kürt yoktur”demeye benzer Yani yok demekle hiçbir sorunumuz yok olmadı.Deve kuşu gibi başımızı kuma gömmekle iş bitmiyor.Biraz cesur olalım,risk alalım.


Halis Türkmen boyu olarak varlığını sürdüren Alevi kardeşlerimiz Çaldıran′dan sonra Anadolu topraklarında zihinsel yalnızlığa düşmüştür.Zaman zaman bu yalnızlık travmaya dönüşse de onlar devletine itaatte kusur etmemişlerdir.Türk kültürünü kendi inanç manzumeleriyle hayatlarına nakış nakış işlemişlerdir.Zevkle dinlediğimiz ve icra ettiğimiz Alevi türkülerini,nefeslerini Anadolu Türk kültüründen çıkardığımızda doğacak boşluğu bir düşünelim.


Yavuz Sultan Selim′in Şah İsmail′le olan siyasi hesaplaşması,canımız gibi sevdiğimiz Peygamberimizin torunu Hz.Hüseyin ve diğer Ehl-i Beyt′in şehit edildiği Kerbela gibi olayları çoğaltmak mümkün.Bunlardan aklı başında hiçbir Müslüman mutluluk duymaz.Hatta tarihteki talihsiz ve acı olaylar bütün Müslümanların yüreğini sızlatır.Bu öfke ve kırgınlığı birden yok edecek sihirli bir değnek yok.Herkesin inandıkları ve doğruları kendinde kalsın.Anladığım kadarıyla “AÇILIM”böyle bir misyon üstlenmişde değil.


Halkımızın sağduyusu,kardeşlik ve hoşgörü kültürümüz bizim en büyük güvencemizdir.Yeter ki,siyaset canbazları,ideoloji artıkları,gerilimden nemalanan işbirlikçiler yakamızdan düşsün.


Darbelerden,terörden,baskı ve zulümden,ayrımcılıklardan,halkı ötekileştiren komplolardan arındırılmış daha demokrat,daha şeffaf,daha çağdaş-hatta daha çağcıl-,daha insancı bir TÜRKİYE hepimiz ortak paydasıdır.İnanıyorum ki,halkımızın “KARDEŞLİK RUHU”,”BALYOZ” dan daha güçlü ve daha caydırıcıdır.


cheap Viagra

Hoşçakalın


Ahmet KARATAŞ


([email protected])

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.