BİREY VE YAŞAM…

Bu gün yeni bir gün. Bu gün kendimizi koruma, duvarlarımızın aynı zamanda bizim hapishane duvarlarımızın sınırları, yeni yaşamlara açılmamızın önündeki engellerimiz ,yani önyargılarımız, korkularımız, tabularımız, çaresizliklerimiz olduğunun ne kadar farkına varabileceğiz. Hiç düşünemediklerimizin, hissedemediklerimizin, konuşamadıklarımızın, göremediklerimizin, tadamadıklarımızın, yapamadıklarımızın, yaşayamadıklarımızın ne kadarını bir düşünce, bir konuşma, bir davranış, bir yaşama ve bilincimize dönüştürebileceğiz? Bu gün geri kalan yaşamımızın ilk günü ve aslında aradığımız içimizle ve dışımızdaki dünyayla barışı ve uyumu yakalamak saygı-uyum-duyarlılık-nezaket-coşku-yaşam sevinci-heyecan-güven-aşk-sevgi ,refah içinde beğenilerek kaliteli bir şekilde yaşamak.İsteğimiz bu ve  zaman su gibi akıp gidiyor. Çoğu zaman yaptığımız da bu günümüzün çaresizliklerini  yarına taşımak, yeni çaresizlikler öğrenmek ve onlarla yaşamaktır. HALBUKİ BU GÜNDEN DAHA GÜZEL YARIN YOKTUR….HER ŞEY SAHİP OLDUKLARIMIZ ANLADIĞIMIZ VE ANLADIKLARIMIZI YAŞAYABİLDİĞİMİZ KADARDIR. YANİ DEĞERLERİMİZ VE İNAÇLARIMIZ NEYSE ONLARI YAŞARIZ, DIŞINDA KALANLAR İSE SADECE HAYALLERİMİZDİR, UMUTLARIMIZDIR VE ULAŞMAK İSTEDİKLERİMİZDİR. FANTAZİLERİMİZDİR VE BELKİ GELECEKTE YAŞAYACAKLARIMIZDIR..
Esasında dikkatlice bakarsak insanın gereksinimleri bellidir;Yeme-İçme,Giyinme- Barınma,Üreme ve bunlara bağlı olarak düşünme, konuşma yapmadır. Ve bütün bunları karşılıyabilmek için de işe ihtiyacı vardır. Çalışacaktır, üretecektir ve bu üretimden de üretime katkısı oranında(Bilgisine, becerisine, tecrübesine, verimliliğine göre) pay almağa çalışacaktır ve hak hakkaniyet de budur.
O zaman her şey bu kadar sade, basit, anlaşılır gözüktüğü halde neden büyük çatışmalar kavgalar içerisindeyiz ?
Çünkü Türkiye insanımızın ezici çoğunluğu birey olmayı ve bireylerde bir araya gelerek bir demokrasi oluşturmayı başaramamışlardır.. Birey olabilmek hak ve özgürlüklerini bilmek, anlamak, sahip çıkıp yaşamaktır. Dışımızdaki insanların hak ve özgürlüklerini de kendi hak ve özgürlüklerimiz  gibi kabul edip, saygı gösterip, sahip çıkıp savunabilmek, mücadele edebilmektir. Yani bu ülkede yaşayan herkes bireyi temel alan ortak asgari hak ve özgürlük müştereklerine, anlayışlarına sahip olabilmelidir. Müştereklerimiz sana göre bana göre değil gelişkin insana göre ,uygun kabul edilebilir olmalıdır. Bu nedenle de bireysel sınırlarımızı belirlerken dışımızdaki insanlarında bireysel sınırlarını kabul edebilmeli sınırlarına saygılı olabilmeliyiz.
İşte insanı birey yapan temel hak ve özgürlüklerimiz.
a. Temel Haklar
Bu haklar insanın doğuştan sahip olduğu, insanın insanca yaşayabilmesi için gerekli olan haklardır. Bu hakların başlıcaları şunlardır: order cheap Cialis
 Yaşama hakkı
 Kişi dokunulmazlığı hakkı
 Sağlık hakkı
 Eğitim hakkı
 Dilekçe hakkı
 Özel yaşamın gizliliği
 Konut dokunulmazlığı
 Seçme ve seçilme hakkı
b. Temel Özgürlükler
İnsanların kişiliğini geliştirme ve insanca yaşayabilmesi için başkalarının haklarını ihlal etmeden özgürce yaşayabilmesini sağlayan haklardır. Bu hakların başlıcaları;

 Düşünce, kanaat ve ifade özgürlüğü Strattera Buy
 Basın özgürlüğü
 Din ve vicdan özgürlüğü
 Haberleşme özgürlüğü
 Seyahat özgürlüğü
 Toplantı hak ve özgürlüğü
 Bilim sanat özgürlüğü,
3. İnsan Haklarının İşlevselleştirilmesinde Devlete Düşen Görevler

a. Eğitim Görevi
b. Yasama Görevi
c. Yürütme Görevi buy Plavix
d. Yargı Görevi
e. Devletin Kişi Özgürlüğüne İlişkin Görevleri

Sahip olduklarımız yaşadıklarımız kadardır.
[email protected]