KALEMİN KEMİĞİ YOK..

Listeleri ve sıralamaları beğenenler, değişime sevinenler, değişime sevinip ama kaygı duyanlar, beğenmiş gibi yapanlar, her şeye rağmen kabul ederek sineye çekenler, beğenmeyen ama beğenmiş numarası yapanlar, birde beğenmeyenler var.

Katogorize etmediğim bir grup varsa onu da siz ekleyin.

Ama en çok adamına ve ortamına göre hareket edenler var. Ne olur ne olmaz diyerek, beğenmiş gibi yapayım, yada beğenmemiş gibi yapayım diyenler çoğunlukta. (Üzgünüm kalemin ucunu biraz fazla açmışım biraz sivri olmuş. Dikkat et o kaleme bir tarafına batar uyarıları olacaktır mutlaka. Elimden geldiğince dikkat ederim.)  

CHP’de kafalar karışık. AKP ne olacak bu liste ile hedefi zor tuttururuz demekte. Yüksel Özden’i vekilliği sırasında hiç kimse görmedi, ikinci sırada diye hayıflananlar çoğunlukta. MHP sanki hiçbir şey yokmuş gibi, herkesi sinir eden bir sakinlik içinde. DP Beyler Hocayı ikinci sıraya koyunca, ona destek veren İl başkanına ateş püskürüyor. Birinci sıra olsaydı belki Bodrum tam destek verirdi diyenler var.

Genel olarak durum böyleyken özele inerek CHP’de ise hiç kimsenin hatırlamak istemediği bir şeyi anımsatmakta yarar görüyorum.

Bu konuyu anımsatmakta geç kaldığımı biliyorum, lakin mazeretim var; kontenjanla ilgili görüş beyan etmek, benim hadime düşmezmiş denildiği için, ben dışarıdan Bodrum’a geldiğim için bana ne oluyormuş denildiği için, ben iki gün önce politikaya girdiğim için, aldığım bilgiler sonucu kontenjan olacak olan adayın haberini yaparak reklam ettiğim için ve üzerine de Hala Kontenjana Hayır! Demeyi sürdürdüğüm için yediğim hakaretlere, tepkilere, hatta küfürlere olan şaşkınlığım ancak geçtiği için geç kaldım.

Anımsayalım isterseniz hep beraber?

Aylar öncesinde CHP Muğla’da kontenjan istemiyoruz diye deklarasyon yayınladı. Dönemin İl Başkanı ve 12 İlçe başkanı. İmza altına alınıp her bir başkan çelik ağlarla örülü kasalarında sakladılar, günü gelince çıkaracağız merak etmeyin diyerek. (Ne kasaymış arkadaş bir türlü açılıp çıkamadı bir A4 kağıda yazılı imzalar.) İmza sahipleri ve ona destek veren çooooook kişi ön seçim ile YSK’ya teslim süresi arasındaki sürede deklare ettiği bu tavrı yerine getirmesi beklenirken, bir anda her şey alt üst oldu.

Kasadan duran imzalı A4 kağıdını kimse hatırlamak bile istemedi. Hatta hatırlayanlara işaret parmağı büzülmüş dudaklara götürülerek işaret yapıldı.

Kontenjan ideal bir görüş olarak yayıldı, bütün vücutları sıcacık sardı.

Biz Bodrum’dan Neşe Gökbel’i kontenjana sokalım derken, Muğla Ayla Kara üzerinde yoğunlaştı. Bu ablalarım kontenjana tepki olarak başvuruda bulunduklarını bizzat bana ifade ettiler. Bende inandım. Her iki isimde birikimleri, partililikleri ve emekleri tartışılmayacak milletvekilliğine yakışan isimlerdi, bu gerçektir. (Ama bu gerçeği inanarak söyleyenler konusunda kuşkularım çoook. Çünkü onların yüzüne gülüp, arkasından bunlara mı kalmış diyenler vardı. “Aaaa çok oluyorum ama !!!” Ne yazık ki bunu söyleyenlerde bir değil iki değil, çoooooktu.)

Demokrasi için hayatlarını verenler kısa bir süre önce verilmiş tüm sözleri unuttular. (bu sözüme de sadece bir iki ağabeyim ve ablam üzerine alınmasın. Unutanlar da üç değil, beş değil çoooooooktu)

Bu başka bir şey dediler. (nasıl başka bir şey? herkes anladı bir ben anlayamadım) Kontenjan Bodrum için, Muğla için kullanılmalı dediler. Kontenjan gerekli dediler, son şansımız dediler.

generic Propranolol  

Ama unuttukları bir şeyler vardı.  

Kimse bu söylediklerimi hakaret olarak algılamasın. (Unutkanlık siyaset hastalığıymış, Süleyman Beyde de vardı, ve daha bir çok liderimizde de)

Ama herkes üzerine alınsın. Unutanlar da alınsın, unutulmasına izin verenlerde, hiçbir şey yapmayarak hatırlatmayanlarda alınsın üzerine. Hele unutmuş gibi yapanlar daha çok alınsın.

Herkes vicdanını sorgulasın, sorgulayalım.

Pardon!