Bodrum Gündem

BİR İNSANLIK DERSİ..

01.09.2011
0
A+
A-

Erzurumda ihtiyaç sahibi yoksul ailelere Ramazan nedeniyle kuru gıda yardımı yapmak isteyen bir derneğin bu teklifini yüzlerce yoksul aile geri çevirdi.

“Biz idare ederiz, siz bunları Afrika’dakilere gönderin.” Dediler.


“Bizim ülkemizde de yoksul insan çok, Somali’den bize ne!” diyen o kibirli modernistlere verilecek en güzel cevaptır umarım.


Kendisi kuru ekmeğe muhtaç olduğu halde “Somali’ ye gönderin” diye yardımı kabul etmeyen bir yaşlı kadının şu sözleri de eğer bu sözde elitlerin vicdanlarını azıcık rahatsız etmiyorsa, söyleyecek bir şey kalmıyor.

purchasing Plavix

“Biz aç kalırsak, komşumuz kapımızı çalar. Afrika’dakilerin kapısını çalacak kimsesi yok.”


Bizim ülkemizin yoksulu böylesine onurludur, kimsenin ona acımasını istemez. Hele de kendisini bahane ederek Somali’ye, Gazze’ye, Libya’ ya yapılacak yardımlara karşı çıkan o mahcup aydınları da çok iyi tanır.


Tıpkı içerde tutuklu bulunan gazetecileri, milletvekillerini bahane ederek Ergenekon’a sahip çıkan sözde laik, çakma Atatürkçüleri tanıdığı gibi. Cheap metoclopramide


Bir dönem ordunun en tepesinde bulunmuş bir komutanın itiraflarına ya da kendi deyişiyle özeleştirisine rağmen hala “ benim ordum yanlış yapmaz, paşalarıma söz söyletmem” diyen sözde demokratları tanıdığı gibi.


Demokrat olmanın, dindar olmanın, Kürt olmanın suç sayıldığı bir ülkede; kendi hükümetiyle savaşan bir ordudan, “AK parti gitsin de, isterse ülke batsın” diyen zihniyetten, irtica geliyor paranoyasıyla bizi korkularımıza mahkum etmek isteyen statükoculardan kurtulmak adına yapılan her olumlu girişime, değişime, yenilenmeye karşı çıkanlara inat, Erzurumlu bu yoksul ama onurlu insanların verdiği insanlık dersi, bence onlarca bilimsel makaleden daha çok anlamlıdır.


Tabi her fırsatta” biz de artık halka ineceğiz” diyen, özrü kabahatinden büyük cumhuriyetçilerin bunu anlayabilmesini beklemek de yanlış!


Bayram da Somali’yi ziyaret edecek olan CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu tavrına rağmen Somali’ ye gösterilen ilgiye, salt AK Parti karşıtlığı üzerinden karşı çıkan sosyal demokratların da bir kez daha ve ciddi biçimde kendilerini sorgulamalarında yarar var diye düşünüyorum.


Dünyanın neresinde olursa olsun; ölen bir çocuk, ağlayan bir ana yüreğimizi sızlatmıyor, vicdanımızı rahatsız etmiyorsa, bence fikirlerimizi, takım tutar gibi tuttuğumuz partiyi ya da savunduğumuz ideolojileri değil, öncelikle dönüp kendi insani değerlerimizi sorgulamamız gerekiyor.


Yıllardır devletin derinliklerine ahtapot gibi sızarak,kendi egemenlikleri uğruna on binlerce insanı faili meçhullerde yok eden; kardeşi kardeşe, devleti vatandaşına düşman hale getiren, istemediği hükümetleri darbelerle, muhtıralarla, andıçlarla alaşağı eden karanlık güçlerin tüm kirli işleri; belgeler, bilgiler, itiraflarla ortaya dökülmüşken, hala gözlerini kapatıp, “göremiyorum, düzmece bunlar” diyenlerin de sanırım o Erzurumlu yoksul ama onurlu vatandaşlarımızdan alacakları dersler olacaktır.


Eleştirileri haklı zeminde ve önyargısız yapmazsak, bu kez Deniz feneri davasının savcılarının hangi gerekçeyle değiştirildiğine ilişkin eleştirilerimiz de anlamsız hale gelir.


Oysa bir yardım kuruluşu olarak bilinen Deniz Feneri’ nin Avrupa yapılanmasına yönelik kamuoyunda oluşan ciddi kaygılar varken, sanık avukatlarının yaptığı başvuruya dayanarak, hiçbir hukuksal gerekçe göstermeden savcıların görevden alınması da vicdanlarımızı rahatsız ediyor.


AK Parti hükümetinin, Adalet Bakanlığının bu konuda kamuoyuna açıklama yapması gerekmez mi?


Bu ülke bütün kurum ve kuruluşlarıyla temizlenecekse eğer, bu konuda en duyarlı ve sorumlu davranması gereken, ülkeyi yöneten iktidar olmalıdır.

treatment of erectile dysfunction

Aksi halde hükümet “kendine yakın olanların pisliklerini örtmeye çalışıyor” suçlamasının muhatabı olur ve işte o zaman Somali’ ye yapılan yardımların da hiçbir anlamı kalmaz.


 Azınlıklarla ilgili alınan olumlu kararlar, askeri vesayetin sonlandırılması konusundaki sivil ve kararlı tavır, yeni anayasa yapılmasına yönelik iyi niyetli çabaları da gölgeler.


Geldiğimiz noktadan sonra, bu ülkede hiç kimse ya da kurumun yanlış yapma, yapılan yanlışları görmezden gelme ya da yok sayma hakkı yoktur.


Hele de suç işleme, suçluyu kayırma hakkı, iktidar partisi dahil, hiç kimseye verilemez.


Seçimlerden hemen önce başlayan milliyetçi söylemler ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın teröre ilişkin hırçın tavırları umarız en kısa zamanda barış diline dönüşür ve son konuşmasında izlerini gördüğümüz diyalog yaklaşımı sürdürülür.


Adında barış olan BDP’ nin de mecliste yerini alarak, Türkiye partisi olma yolunda çaba göstermesi halinde, yeni yasama döneminde, ülkemizin en önemli sorunu olan Kürt sorunu ve bunun sonucu olan terörün sona ermesi, barış içerisinde birlikte yaşayabilme ortamının oluşturulması umuduyla, herkesin bayramını yürekten kutluyorum.


[email protected]


 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.