Bodrum Gündem

AÇIK GÖRÜŞTE KÖŞELİ KONUŞMALAR…

07.09.2011
0
A+
A-

Yaklaşık bir yıldır Bodrum Kent Tv. ekranlarında sürdürdüğüm AÇIK GÖRÜŞ isimli siyasi tartışma programında mümkün olduğunca farklı konuları, farklı konuklarla konuşmaya, tartışmaya devam ediyoruz.

           Siyasetçiler, yerel yöneticiler, Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri, meslek odalarından yetkililer, gazeteci ve yazarların konuk olduğu bu programlarda elimden geldiğince objektif davranmaya, sorulabilecek tüm soruları, hiçbir ön yargıya kapılmadan sormaya çalışıyorum.


            Bu arada sokaktaki vatandaş ne düşünüyor diye ”benimde söyleyecek sözüm var ama ifade edecek platform bulamıyorum” diyenlere fırsat vermek için de ayrıca KENT KÜRSÜSÜ diye bir program başlattık.


            Kentin farklı mekanlarına kuracağımız kürsüde gündemdeki konulara ilişkin söyleyecek sözü olan tüm yurttaşlar görüşlerini özgürce ifade etme olanağı bulacaklar.


            Özellikle de AÇIK GÖRÜŞ programında, olabildiğince tarafsız davranmaya çalışsam da sonuçta program esnasında bende zaman zaman görüşlerimi açıklıyorum .Doğal olarak benim görüşlerimi beğenmeyen, rahatsız olan, karşı çıkanlar da olabilir.Ancak programın gidişatına ve gündemin özgürce tartışılmasına engel olmayacak bu küçük katkılarımın hoşgörüyle karşılanmasını bekleme hakkım olduğunu düşünüyorum.


            Kimi izleyiciler “ bu soru da sorulur mu?” türünden eleştirilerini dile getirirken, kimi izleyiciler de “niye bu konuyu da sormadın?” gibi serzenişlerde bulunuyorlar. Elimden geldiğince programın formatına bağlı kalarak konuklarımı da rahat ettirecek, izleyicilerin de beklentilerini dikkate alacak bir dengeyi kurmaya özen gösteriyorum.


            Köşe yazılarımda da, beş yıl boyunca yayınlananları bir araya getirdiğim kitabıma adını verdiğim gibi köşeli yazıyorum. Her yöne çekilebilecek, her anlama gelecek yuvarlak ifadelerden, eyyamcı değerlendirmelerden kaçınarak, ne düşünüyorsam onları yazıyorum.


Buy No Rx             get Valtrex Özetle ne yazmışsam bilin ki, o an onu düşünüyorumdur.


            Ancak ilerleyen zamanda bu görüşlerimde de değişiklik olabileceği gibi, geçmişte yazdıklarımdan kendimin bile rahatsız olacağı yazılar da olacaktır.


            Örneğin dün tüm hoşgörü sınırlarımı zorlayarak BDP’ nin yaptığı bence hatalı kimi eylem ve politikalarını anlamaya çalışsam da, bugün PKK nın bir halı sahada eşiyle birlikte futbol oynayanları seyreden kadını öldürmesine tepkisiz kalmasına kızıyorum.


            Sivil, savunmasız insanları, ister polis, ister asker olsun enselerinden kurşunlayarak öldüren PKK ya, Kürt siyasetçi ve aydınlarının sessiz kalmasını anlamamı kimse benden beklemesin.


            Çarşamba günü programıma konuk alacağım Emekli Büyükelçi Sayın Temel İskit’e öncelikle İsrail’ le yaşanan gerginliği, bölgemizde devam eden siyasi gelişmeleri soracağım. Ama kimi Kürt dostlarım ya da bu politikaya tepki vermeyen kimi sosyalistler rahatsız olacak diye,“Askeri vesayet sona ersin diye mücadele ederken, PKK nın Kürtler üzerinde uyguladığı askeri vesayeti” de sormadan edemem.


            Laik cumhuriyetçiler beğenmese de, CHP li dostlarım kızacak olsa da” Bu kadar bilgi, belge, itiraf orta yerde dururken, hala nerede bu Ergenekon? Diyenler, şimdi biraz olsun mahcup olmuyorlar mıdır?” sorusunu, üstelik kocaman köşeleriyle sorarım arkadaş!


            Başlattıkları demokratik açılımlarla geniş halk yığınlarında büyük heyecan uyandıran AK Parti yöneticilerine” Ne oluyor bu Deniz Feneri davası, savcıları niye görevden aldınız?” diye sorma hakkımı özgürce kullanırım.


            Sonra da döner kendime sorarım. “Yıllarca uğruna bedeller ödediğin demokrasi mücadelesinde, düne kadar birlikte olduğun devrimci arkadaşların, şimdi ırkçılığa varan ulusalcı söylemlerle, statükocularla aynı safta yer alıyorlarsa, bu işte bir eksiklik yok mu?”

price of Asacol

            Yine aynı kişiler, kendilerini sözde devletin, cumhuriyetin sahibi gibi gören kibirli modernistlerle birlikte; klasik, köhnemiş muhalefet anlayışıyla, kendileri gibi düşünmeyen herkese saldırıyor, düşman ilan ediyorlarsa, yeni korku senaryolarıyla karşılarındakileri sindirmeye çalışıyorlarsa, sen bu mücadelenin neresindesin? Diye kendime sormaz mıyım?


            Şimdi de dönüp bu soruya yanıt ararken; bir taraftan geçmişime duyduğum saygı, diğer taraftan geçmişte yaptığımız anlamsız hatalar, bir yandan da geleceğe dönük umut ve beklentilerimi koyup alt alta; topluyorum, çıkarıyorum, çarpıyorum, bölüyorum ama bir türlü sonuç alamıyorum.


            İşte bu durumlarda kendimle yeniden yüzleşmeye, hesaplaşmaya başlıyorum. Ancak görünen o ki, bu problem yalnızca aritmetik formül ve denklemlerle çözülmüyor. Bir de işin geometrisi var.


            Kimisi sorunları yuvarlayarak, akla gelmeyecek geometrik biçimlere sokarak ve hatta bazen sanal şekiller yaratarak çözmeyi dener, ben de alır dört köşenin ortasına sıkıştırır, evirmeden, çevirmeden sorunu ortaya koymaya çalışırım. İsteyen, istediği gibi yorumlayabilir.


            İşte bu yüzdendir benim yazılarımın köşeli oluşu, belki bu yüzden sivridir dilim, konuşurken, duygularımı ifade ederken coşkulu tavrım, heyecanım bu yüzdendir. Bu yüzden kolayca kırılamam insanlara, çevremle barışık, kendimle dost, insanlara sevgiyle yaklaşmam bu nedenledir.


            Yine de yazılarımda farkında olmadan kırdığım, üzdüğüm kişiler olduysa bu yazımda bir kez daha özür dilemek istiyorum.


            Bir kez daha, çocukların öldürülmediği, anaların ağlamadığı, savaşsız, sömürüsüz bir dünya özlemiyle; barış içerisinde, birlikte yaşamayı başaran, demokratik bir Türkiye diliyorum.


             [email protected]


 


           

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.