Bodrum Gündem

Memleketimden İnsan Manzaları

04.11.2011
0
A+
A-

Son zamanlarda canımı sıkan o kadar çok şey var ki; Bir yandan terör belası, bir yanda Van’ da meydana gelen 7.2′ lik deprem, diğer bir yanda ise N.Ç. ile ilgili olarak Yargıtay’ ın vermiş olduğu ve Kandilli Rasathanesinin şiddetini ölçmeye yetemediği bir karar. Bir yanda yazar Ragıp Zarakolu ve Marmara Üniversitesi öğretim elemanlarından Prof.,   .Dr.Büşra Erşanlı’ nın KCK ile bağlantıları olduğu gerekçesiyle tutuklanmaları,  son olarak da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinin okullarda kutlanmasının deprem gerekçe gösterilerek iptal edilmesi  vb….

Terör bu ülkenin Kürdüyle, Türküyle bütün yurttaşlarını canından bezdirdi. Bizi yöneten siyasi iradenin daha fazla zaman kaybetmeden Kürt sorununun çözümüne yönelik bütün adımları atması gerekiyor ki daha fazla can yanmasın, bir tane dahi ölüm olmasın…

Gelelim deprem konusuna! Ülkemizde pek çok il depremle yerle bir olmuş, zaman içinde kendini toparlamış ve depremle ilgili olarak yaşadıklarını, ölümleri ve yıkımları yaralar sarıldığında hemen unutmuş.  Kaçak, plansız,  dere ağızları ve fay hattının geçtiği yerlere evlerini, işyerlerini, kamu binalarını kondurmuşlar. Bu yapılara Belediyeler de imar izni vermişler. Bizim aklımızı başımıza almamız için daha ne olması gerekiyor diye merak ediyorum. Yakın tarihe baktığımızda Marmara depremi daha dün gibi; binlerce ölü, on binlerce yaralı ve ekonomik zararın ne kadar büyük olduğunu ne çabuk unuttuk.Van’ da ki manzara gerçekten insanın içini burkuyor. Çok katlı bir bina yerinde duruyor, yanındaki bina yerle bir. Sormak gerekiyor o çürük binaları yapan müteahhitlere ve o binalara oturma izni veren yerel yöneticilere ?Deprem sonrası eserleriniz sizi nasıl etkiledi?  diye.  Deprem sonrası  neredeyse bütün tv kanallarında depremle ilgili çok çarpıcı bilgiler verdiler. Beni en çok şaşırtan İstanbul’ daki binaların %65 inin kaçak ve ruhsatsız olduğunun söylenmesi  idi. Sayın Başbakanın  söyledikleri de çok önemli! Bundan sonraki süreçte yapılacak olan binaların mutlak surette depreme dayanıklı olarak yapılmasını, aksi takdirde yani gecekondu diye adlandırdığımız binaların yapımına izin verilmeyeceği, bütün engellemelere rağmen yapan olursa da ‘ iktidarımızı kaybetmek pahasına olsa bile’ yıktırılacağını, esasında bu işlerin sorumlularının yerel yönetimler olduğunu söyledi. Bu söylenenleri duyduğumda acaba 9 yıldır iktidarda olan, ondan önce de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı  yapan, yanı sıra neredeyse yerle bir olan Erciş’ in belediye başkanı acaba AKP?li değil de muhalefet partisi miydi acaba? Biraz samimi olmak gerekmez mi Sn.Başbakan. Artık çuvaldızı kendinize batırmanız gerekmiyor mu?

buy Propranolol

Ya N.Ç olayına ne demeli?  Duyduğumda kulaklarıma kadar kızardığım, midemin bulandığı, başımın döndüğü, gözlerimin karardığı ama ülkemin ne yazık ki somut bir gerçeği olan bu olayda Yargıtayın vermiş olduğu karar. Hafızalarımızı biraz tazelemeye çalışalım. Hüseyin Üzmez kendisinden onlarca yaş küçük bir kızla zorla cinsel ilişkiye girdiği için kısa bir süre cezaevinde kaldı ve tahliye edildi. Konya Selçuk Üniversitesinden bir Prof. kadınlar dekolte giyerek tacize ve de tecavüze davetiye çıkarıyorlar dedi. Münevver Karabulut cinayetinde yüce mahkeme Cem Garipoğlu’ nun 18  yaşından küçük olduğuna ve   çocuk mahkemesinde yargılanması gerektiğine karar verdi.OGÜN SAMAST da aynı gerekçeyle yani kemik yaşı 18 olmadığı gerekçesiyle çocuk mahkemelerinde yargılanıyor.AMA N.Ç. henüz 13 yaşında iken sistematik bir şekilde tam 26 kişinin tecavüzüne uğruyor. Aciclovir online 13 yaşında bir çocuk nasıl kendi rızasıyla 26 ‘ YARATIK’ la beraber olur? İnsaf, vicdan, ama mutlaka empati diyorum bu kararı ‘KENDİ RIZASI İLE BİRLİKTE OLMUŞTUR’ diyenlere. Yüce mahkemeler böyle kararlar verdikleri sürece ne kadına yönelik şiddet azalır, ne sokak ortasında kadın cinayetleri sona erer. Kadına bakış açımızın değişmesi gerekiyor. Kadın hiçbir zaman ikinci sınıf muamelesi görmemiştir, görmeyecektir. Çünkü kadın ve erkek birbirlerini tamamlayıcı bireylerdir.

Accutane cost

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI etkinliklerinin deprem gerekçe gösterilerek iptal edilmesini de anlamak sahiden güç. Ümmet toplumundan ulus devlet oluşturan Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını unutturmaya çalışmanın, en önemlisi de bu ülkenin kuruluş günü yani T.C’nin kuruluş günü olan 29 EKİM kutlamalarının resmi bölümünü engelleyebilirsiniz ama halkın sokağa çıkmasını engelleyemezsiniz. Bu ülkenin duyarlı yurttaşları Türkiye’nin dört bir yanında çocuklarıyla birlikte ellerinde bayraklarla Cumhuriyet coşkusunu yaşadılar. Hele Ankara ve ANITKABİR gerçekten görülmeye değerdi.Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar, çocuklar, gençler ve de gaziler CUMHURİYET ve ATATURK’ e ne denli bağlı olduklarını göstermek için bir araya geldiler ve ATATÜRK’ ün 10’uncu Yıl Nutku’nda söylediği gibi  ?en büyük bayramımızı? bir arada kutladılar. Bundan sonraki süreçte kutlayacağımız bayramların herhangi bir depreme kurban edilmemesini, 2 gün sonra kutlamaya başlayacağımız Kurban Bayramının dostluğa, barışa, sevgiye, dayanışmaya kapı aralamasını, bayram dolayısıyla Türkiye’nin dört bir yanına seyahat eden sürücülerin trafik terörüyle tanışmamaları için trafik kurallarına uymaları gerektiğini hatırlatır,İYİ BAYRAMLAR dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.