Bodrum Gündem

(şimdi ANAyasa zamanı) ANA yasa, toprak ANA (2)

26.11.2011
0
A+
A-

Her yıl 21-27 Kasım haftası  Erozyonla Mücadele Haftasıdır.Bu yılki mücadele haftası önceki benzerlerinden  daha önemlidir. Bu önem erozyonla kaybedilen toprak miktarının çok fazla olmasından ziyade,bu kayba neden olan sebeplere bir çözüm oluşturacak  yeni  bir anayasa yapma hazırlıklarının başladığı döneme denk gelmesidir.

Yeni ANAyasa taslak çalışmaları,toprakANA?nın yıllardır başındaki büyük dert olan erozyona da bir ilaç olabileceğidir.

Latince kökenli olan  erozyon kısaca, tıpkı farenin tahtayı kemirmesi gibi toprağında erozyon ile kemirilmesidir.

Toprak erozyonu,bitki örtüsünün olmaması veya tahrip edilmesi nedeniyle yağmur,su ve rüzgar gibi doğal etkenlerle toprağın aşınması,taşınması ve kullanılmayan bir yerde birikmesidir.

Yılda 743 milyon ton toprağımızı erozyonla kaybediyoruz. Topraklarımızın dörtte üçü şiddetli ve çok şiddetli erozyon tehdidi altında. Tarım alanlarımızın % 59?nda, meralarımızın % 64?ünde ve orman varlığımızın % 54?ünde erozyon yaşanıyor. Son 50 yılda 4 milyon hektar alan erozyon ve çölleşmeden kurtarıldı. Ancak bu hızla devam edilirse, erozyon ve çölleşme tehdidi altındaki toplam 57,6 milyon hektar arazi varlığımızı kurtarmak için yaklaşık 700 yıla ihtiyaç var.

Yukarıdaki sayısal değerleri anlamakta güçlük çekiyorsak, ülkemizdeki toprak kaybının büyüklüğünü  başka kayıplar ile kıyaslamak faydalı olacaktır.Vereceğim değerler yılda ton/KM2 cinsindendir.Türkiye,erozyonla toprak kaybında tek başına kıtaları geride bırakmaktadır.Afrika da 26,5 ton,Avrupa da 35 ton,K.Amerika da 95 tondur.Dünya ortalaması 142 ton iken,ülkemizde yaşanan toprak kaybı  955 tondur.

Ne anayasa,ne enflasyon krizi,ne ekonomik istikrarsızlık veya ülkemiz etrafındaki savaşlar nede AB ,Kıbrıs sorunu kalıcı ve erozyon sorunu kadar tehlikeli değildir.

Erozyon  sessiz,sonuçlarını geç hissettiren gerçek ve kalıcı bir krizdir.Sosyal/Ekonomik ve tüm krizleri de aynı anda içinde barındırır.

Toprak erozyonuna dayalı kuraklık ve kıtlığın ve onun sonunda yaşanan sorunlar insanlık tarihi kadar eskidir.Dünyanın bir çok bölgesinde zaman zaman yaşanmış ve bir çok uygarlığın sonunu belirlemiştir.

Topraklarımıza çok yakın aşağı Mezopotamya da,Sümer,Akad ve Babil uygarlıklarının çöküşü,Mısır da son Firavunlar Devri uygarlığının çöküşü,Yukarı İndüs Vadisindeki çöküşler, toplumlar tarihinde? yağmur yine  acılımı  yağacak  ? treatment of erectile dysfunction ağıt deyişine neden olan Sarı Irmak Boyundaki eski Çin uygarlıklarının çöküşü. Yakın geçmişte yaşanan  ? bir toprağın ölümü ? cheap Levitra get Valtrex olarak  tarihe geçen Oklahoma?ya toprağa hücum olayı ve kendi topraklarımızda 1950?li yıllarda Konya Karapınar da yaşanan rüzgar erozyonu ile yaşamlar altüst olmuştur.(Konya Karapınar  da ki çölleşmeye karşı Toprak Su Genel Müdürlüğünün başlattığı erozyonla mücadele çok başarılı olmuş,erozyona dur denilmiş ve bu başarı dünyadaki çevre hareketinde ?Türk Deneyimi? olarak anılmıştır.)

            ?kulakları çınlasın Turgut Özal zamanında kaldırılan Toprak Su Genel Müdürlüğü ve sonrasında ülkemizin toprak ve suyunda     yaşanan her türlü olumsuzluklar bugün,politik uygulamalar adına  tüm acı sonuçların yaşanmasına sadece bir örnektir.? 

Eğer insanoğlunun geçmişte yaşanan acı olaylardan  ders almak gibi bir alışkanlığı olsa idi,en çok insan olarak kendisinden büyük darbeler yediği erozyon olayından ders alır  ve doğaya çok daha akılcı bir şekilde yaklaşırdı. Bu akılcı yaklaşımların çok önemli bir zemini de ve toplumun yaşamında kalıcı olması  adına  Anayasal Yönetimdir . Anayasal Yönetim yasama-yürütme-yargı organlarıyla,insanoğlunun toprak üzerindeki acımasız  egemenlik istemlerini, genel kabul görmüş kurallar ile denetim altına almalıdır. Topraklarımızın  yok oluşuna seyirci kalmamalıdır.

Şimdi Anayasa yapma zamanı,

4342 sayılı Mera veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunları,1961,1982 Anayasalarının 44,45,56,131 ve 169 maddeleri içerik ve uygulanmalarında  eşsiz,bereketli ve verimli topraklarımızı korumada yeterli değildir. 

Doğaya  karşı işlenen suçun öcü,insan adaletinden daha zorlu olur-Dostoyevski, bilinci ile tasarı çalışmaları devam eden ANAyasa ,toprakANA ?ya evimiz,ocağımız,nefesimiz,hayatımız adına sahip çıkmak zorundadır.

El Koyun,Türkiye Çöl Olmasın !

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.