Bodrum Gündem

Çocuk Yetiştirme Ehliyetiniz Var mı? /Celal Gürsoy Bodrum Gündem Yazıları..

Beni düşüncelerimin arasında çelişkiye düşüren olay şöyle başladı: bir kafede girişin hemen önündeki ilk masada oturuyoruz. Camdan dışarıyı seyrediyoruz. Küçük bir çocuk bisikleti ile birlikte geldi, yanında babası da vardı, kapının girişine bisikletini babasının yardımı ile park etti. Bisikletin girişi engellemekte olduğunu baba fark etmemişti. Oysa kapının öbür tarafında park için yeterli yer vardı. Olayı seyredenler arasında babayı uyarmak isteyenler oldu, sonra vaz geçildi, ama sonradan gelenler zorlukla içeriye girebildiler.

Düşünceler birbirini kovaladı, örnekler ve benzer olaylara bağlı olarak fikirler havada uçuştu, biraz sakinleşince yorumlar derinleşmeye başladı. Bu basit olay bir eğitim konusu muydu ve eğitim okulda mı, evde mi verilmeliydi. Masadaki genel kanıya göre çevreye saygı göstermek, adap ve edep sahibi olmak ilk önce ev ortamında, sonra da yakın aile ve yakın arkadaş çevresinde oluşuyordu. Bu kavramları eğitim diplomaları ile ölçmek doğru olmayacaktı. Kişinin iki tane üniversite diploması da olsa davranışları kaba ve düşüncesiz olabiliyordu.

Şimdi sıra asıl soruya gelmişti. Peki bu olgunluktan yoksun birinin yetiştirdiği çocuk sizce nasıl biri olabilirdi? Daha da ileri gidelim, bu kişi çocuk yetiştirebilir miydi? Daha da ileri gidelim mi? Böyle kişiler çocuk sahibi olmalı mı?

Masadakilerin düşünceleri bu noktaya ulaşınca radikal bir karar vermek gerekiyordu;”Çocuk sahibi olmak için ehliyet mi almalıyız?”

Suç işleyen çocukların çoğunluğunun aile eğitiminden yoksun olduklarını, hayatın kopuk tarafında yaşayıp, yanlış arkadaşlar edindiklerini ve yanlış kişileri örnek aldıklarını biliyoruz. Önemli olan daha önceden tedbir alıp onlar yanlış yola sapmadan doğruları görmelerini sağlamak olmalı değil mi? Güzel, peki şimdi görev kimde? Tabi ki ailede.

O zaman çocuk sahibi olmak isteyen aileleri eğitmek gerekmez mi? Onları çocuk nasıl bakılır, beslenir, temizlenir, gazı alınır, aşı yapılır gibi eğitirken bir taraftan da daha önemli olarak çocuğu topluma faydalı, çevreye saygılı, adap ve edep bilir kişiler olarak yetiştirmenin eğitimini vermek gerekmez mi?

Düşünceler ve fikirler uçuşurken sonunda bir soruya gelip takıldık. Hadi bir eğitim verilmesinin gündeme geldiğini kabul edelim, peki bu eğitimi kim verecek? Bazı çevrelerin beğenmediği “Amerikanlaşmış” eğitimciler mi, “Araplaşmış” eğitimciler mi, “Atatürk’ün izinde gidenler mi? Devlet bu işe el koyarsa temayül ne tarafa olacak?

“Çocuk Yetiştirme Ehliyeti” almış ebeveynlerin çocukları hangi okullara gidecek? Çocuklar İmam Hatiplere mi, batı bağlantılı kolejlere mi yoksa kimin tarafından finanse edildiği bilinmeyen (veya bilinen) kolejlere mi yönlendirilecek?

Örnek olarak Batı Dünyasına baktığımızda problemin değişmediğini ve çözüm olmadığını görüyoruz. Son çare olarak sağ duyulu, belli bir kültüre ve adaba sahip kişilerin etraflarını etkilemesi, bir anlamda pozitif yönde bir “Mahalle Baskısı” yaratması düşünülebilir ama tek tek bireylerin çabasının bütün bir memleket sathına yayılması ve etkili olması beklenemez. Ayrıca kaba alışkanlıklara sahip saygısız insanların da kendilerine karışmaya kalkışanlara karşı nasıl davranacağı da risk taşıyan bir konu.

Top dönüp dolaşıp hemen her konuda olduğu gibi Medya ve Sivil Toplum Kuruluşlarına geliyor. Ancak onlar belirli bir program çerçevesinde birlikte hareket ederlerse oraya hissedilir bir kalite yükselmesi çıkabilir. Yoksa bu günkü kaos kutuplaşarak devam eder.

Hayat standardımızı çevreye duyarsız, adap-edep-saygı sahibi olmaktan çok uzak, az gelişmiş, terbiye yoksunu, seviyesiz insanların eline bırakmayalım.

MERAKLISINA ÖDEV: “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı” ve onların yürüttüğü “ASDEP” nedir, ne iş yapar? İnceleyin, araştırın, cevabı bulmaya çalışın…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.