Bodrum Gündem

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet ARAS’a Açık Mektup:

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet ARAS’a Açık Mektup:

 

Sayın Başkan,

Çok zor bir dönemde görev yapıyorsunuz. Sizin iyi niyetli ve yurtsever bir insan olduğunuza inanıyorum. Bir yurttaş ve Bodrum sakini olarak, size kamu hizmetinizde daha başarılı olmanıza katkı adına fikirlerimi iletmek istedim, haddimi aşıyorsam lütfen kusuruma bakmayın. Böyle bir huyum var, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet SEZER’e de yazmışlığım vardır (ama o açık mektup değildi).

1 . Etrafınızdaki dalkavuklara dikkat edin. Bunlar, Turhan Selçuk’un Abdülcanbaz’ındaki “Gözlüklü Sami”lerdir. Kim iktidardaysa, kim güçlüyse onun yanında “kraldan çok kralcı” olur, aşırıya giderler. Amaçları yalnızca ve yalnızca kendi çıkarlarını korumak ve arttırmaktır.

Örneğin: Bu ülkede en aşırı “Atatürkçülük” yapanlar Doğu Perinçek ve ekibidir. Bunlar “Türklerin beyaz ırktan geldiğini” iddia ediyorlar. Suratlarına Mustafa Kemal maskesi takıp gezdiler geçmişte. Bakın, bugün AKP’nin hizmetindeler.

Yani demem o ki, bir işte aşırıya gidenden şüphe duymak gerekir.

Bunlar, sizi propagandanın “Sevgi Bombardımanı” adlı tekniği ile içeriden çökertirler. Bu teknikte, beyin yıkama, zihin kontrolü, bilerek bir kült veya ideoloji içinden seçilen figürü aşırı sevgi, düşkünlükle onu ve temsil ettiği idealler ve değerlerinden ayırmak, uzaklaştırmakta kullanılır.

Örneğin: Pandeminin zirvesinde, hepimiz korku ve karamsarlık içindeyken sizin belediye hoparlörlerinden Nazım’ın “Güzel günler göreceğiz çocuklar” şiirinin aranjmanını paylaşmanız tüm Bodrum sakinlerini kucaklayan, umut verici, harika bir eylemdi. Ama ardından “Elbet bir gün buluşacağız” paylaşımı ölümü çağrıştırdığı için hiç olmadı. Hele “Bodrum, Bodrum, bak kaç kişi kaldık şimdi” paylaşımı iyice umutsuzluk verdi.

Demek ki propagandistlerinizi dizginlemeniz gerekiyor. Aşırıya gidiyorlar.

2 . Yanılmıyorsam eğer, genç yaşınıza rağmen siyasetten bir ikbâl beklentiniz yok. Olsaydı eğer, bugüne kadar belli olurdu (mülahâzat hânesi açık bırakılmak kaydıyla yazılmıştır).

Siz, Bodrum’u sağaltmak istiyorsunuz, tek eliniz bağlı olduğu halde diğer elinizle mücadele ediyorsunuz. Geceniz gündüzünüze karışmış. Bana göre askerlik bir meslektir, bu sizin için hem bir avantaj hem de dezavantaj.

Sayın Başkan siz iyi komutan mısınız yoksa kötü komutan mısınız?

Siz, asker seven bir komutan mısınız?

Sizin askeri seven bir komutan olduğunuzdan hareketle; askerin nereli olduğu, teninin tonu, saçının gözünün rengi, şivesi, boyu posu, kıllı olup olmadığı, kız gibi olması, dövmeli olması, şu ya da bu olması fark etmemeli. Asker, iyi komutanın evlâdıdır.

Bu anlayışı Bodrum’da yaşayan, çalışan her yurttaşa “ötekileştirmeden” uyguladığınızda, “Bodrum’un Komutanı” olarak tarihe geçeceksiniz.

3 . Eşit olunmadan özgür olunmaz. Özgür olunmadan kardeş olunmaz. Adalet olmadan eşitlik olmaz.

Adalet için mücadelenizde, kararlarınızı, her mesleğin ehlinin görüşünü, önyargısız ve kendi akıl-vicdan süzgecinizden geçirerek aldığınızda ve akıl-bilim-bilgelik ile uyguladığınızda, gelecek kuşaklar sizi rahmetle anacaktır.

Bundan büyük ikbâl mi vardır?

Gazânız mübarek olsun.

Saygılarımla.

Serdar Anlağan

30.08.20 / Müskebi

 

Yorumlar

  1. Tanju Anlağan dedi ki:

    Çok doğru ve içtenlikle yazılmış. O seçilmiş etrafının sarılması her ülkede ve her devirde var ancak bizim ülkemizde aşırı derecede. Şimdi bir de danışman modası var, liyakatli ise durun yok.