Bodrum Gündem

Cumhuriyet / Ahmet Biçer BG Dergi yazıları…

29.10.2021
0
A+
A-

Nasıl oldu?

Onlar Toprağa düştüler

Ve biz buradayız.

Güneşimizi ve yıldızlarımızı onlara borçluyuz.

Aziz Ruhlarını anarak ve onları hiç unutmadan  yaşayacağız.

Ruhları Şad olsun…

Elbette bizi Cumhuriyete taşıyanlardan söz ediyorum.

 

Cumhuriyetin anlamını kavrayanlar onu yaşatmak için çalışmayı, en kutsal görev sayarlar.

98 yıl olmuş Cumhuriyet Kurulalı,

Bu direniş ve diriliş öyküsü, Bu mucize ve Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ ün Sonsuza uzanacak en büyük eserinin öyküsü.

Bir anlamda yeniden doğuşun üstünden 98 yıl geçmiş.

29 Ekim gerçekten en önemli günümdür benim. Bunu sadece milli duygularım diye yorumlamayın. Ben bu başarı öyküsünü tam da anlayamadım aslında. Ya da başka bir deyişle aklım almıyor

Düşünsenize yıl 1923, Nasıl yaşıyordu insanlar, Birbirleriyle nasıl iletişim kurdular, Nasıl bir araya geldiler, Bu ruhu birbirlerine nasıl aktardılar. Nasıl örgütlendiler, Bu örgütlenmeyi nasıl gizlediler. Hangi silahları vardı.

Var olan silahları nasıl cepheye taşıdılar. Ne yiyorlardı, Ne içiyorlardı. Neyle ısındılar. Geceleri nerede uyudular.

Kurtuluş savaşını nasıl kazandılar.

Benim dedemin yüzünde keser yarasının izi vardı hep sorar dururdum küçükken, nasıl oldu diye, Kurtuluş Savaşına giderken keserini almış yanına ve üzerine düştüm diye anlatırdı.

Şimdi daha iyi anlıyorum neden gülümsediğini anlatırken, bugünden o günleri anlamak kolay da değildi.

Her fırsatta yanına oturur dinlerdim öykülerini, benim masalımdılar.

Ama dedemin, ben masal gibi dinlerken yaşadığı acıları hissedip bu günlere nasıl geldiğimizi düşünüp gülümsediğini, hiç anlamamıştım.

Bazen lafını kesip nasıl olur dediğimde,“inanırsan olur oğul” derdi de, ben inancın kudretini bilecek yaşta olmadığımdan anlamazdım.

Aklım almıyor dedim ama zamanla inancın kudretiyle açıklayabildim kendime, bu dünyanın en büyük başarı öyküsünü

Bu yüce Milletin diriliş öykülerini tarih de yazdı elbette.

Yazdı da, hatta ben de defalarca okudum ama hayretim bitmedi. Sanırım bu gidişle de bitmeyecek.

Cumhuriyetimizin 98. yıldönümünü kutladığımız şu günlerde, büyük önder ATATÜRK’ÜN gençliğe emanet ettiği ” Ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olan” bağımsız son Türk Devleti yine birtakım tehditlerle karşı karşıya.

İçimlzden ve dışımızdan Global dünyanın doymazları, önce sizi taraf yapıyor, Diğerleri de karşı taraf oluyor. Tutuşması gereken eller birbirine yumruk oluyor.

Eminim onlar da, o arada ellerini ovuşturuyor. Nasıl paylaşırız hesapları yapılıyor.

Hep aynı oyun. En kolayı da bu zaten. Belki başka oyun da bilmiyorlar.

Küçük parçalara ayrılan şeylerin kolay öğütüldüğünü bilenlerin hevesleri kursaklarında kalabilecekse eğer,

Bunlara aldırmadan el ele tutuşabilirsek ,Birlikte aynı yere koşabilirsek,

Bunu becerebilirsek, bir kez daha kurtuluş savaşı yapabiliriz demektir.

 

Değerli dostlarım,

Düşünsenize bu aşk niye, Niçin içimiz içimize sığmıyor.

Aramızda onu gören yok bile.  Ama, Çok özlüyoruz.

Ayak izleri gözlerimizin önünde hala

Keşke hepimiz ayak izlerinden yürüyebilseydik.

Hep beraber Yürüyemedik Atam. Çok fire verdik.

Anladık senden bir tane daha yoktu.

Onun için seni örnek alan birçok ülke Başkentlerine heykellerini diktiler. Ana caddelerine Adını yazdılar.

Bugün onu gururla hatırlarken, onun gibi bu vatan için savaşmış, yaşamını kaybetmiş, şehit olmuş tüm kahramanları bir kez daha minnetle hatırlıyorum.

Çünkü bu Cumhuriyet var olduğu sürece, bu isimsiz kahramanların, hikâyeleri kuşaktan kuşağa anlatılmaya devam edecek…

Cumhuriyet Bayramını Coşkuyla kutladıktan hemen sonra bir Ölmediğini ve asla Ölmeyeceğini bilmesem Hüzün kaplardı içimi.

Her 10 Kasımda çok üzgün olurdum.

Ama bu gün başka düşünüyorum. Ya hiç olmasaydın.

İyi ki varsın Atam

Cumhuriyet Bayramımız kendini bu vatana, bu topraklara ait hisseden herkes için kutlu olsun…

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.