Bodrum Gündem

Barış İçin İki Kıyının Kardeşliği Önemli ( The Brotherhood of Two Coasts is Important for the Peace )

Sosyalist Enternasyonal Başkanı, Yunanistan eski Başbakanı Yorgo Papandreou Bodrum’a geldi ve ben de bu anlara tanık oldum. Üstelik çok can alıcı sorular sordum ve can alıcı yanıtlar aldım. Bu tanıklığımı yazarken, can kardeşim Başar Cudi Münir’de Papandreou’nun konuşmalarını İngilizce olarak deşifre ederek yazıya döktü. Böylelikle hem İngilizce, hem de Türkçe bir köşe yazısı çıktı ortaya. Doğrusu Mehmet Can Meral’in çektiği fotoğraflar da yazıyı mükemmel tamamladı…

CHP Bodrum İlçe Yönetiminden İbrahim Apak ve Bodrum Belediyesi CHP’li Meclis Üyesi Emre Köroğlu ile birlikte, İşinsanı Birol İnan’ın teknesi ile Kos’tan Akdeniz Edebiyat Günleri’nin konuğu olarak Bodrum’a gelen Sosyalist Enternasyonal Başkanı, Yunanistan eski Başbakanı Yorgo Papandreou’yu Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras karşıladı. Bodrum Belediyesi zabıta ekibi tarafından adeta askeri bir tören ile karşılanan Yorgo Papandreou’nun memnuniyeti yüzüne de yansımıştı.

Dostluğu pekiştirmek amacıyla çalışmaya devam edeceğiz.

Yorgo Papandreou tekneden iner inmez Bodrum Gündem’in sorularını yanıtladı.

Akdeniz Edebiyat Günleri’nin konuşmacı konuğu olarak Bodrum’a geldiniz. Neler hissediyorsunuz? Şeklindeki sorumuza şu yanıtı verdi; “Başkana nazik daveti için teşekkür ederim. Kültür ve halklar arasındaki harika hikayelerden bahsedeceğiz. Her zaman Türk-Yunan dostluğu için uğraş verdim. Halklarımız arasınra birbirine karşılıklı saygı temeline dayanan dostluğu pekiştirmek amacıyla çalışmaya devam edeceğiz. Zira bu, şu anda savaşlarla dolu dünyamızın tam da ihtiyacı olan şey. Dünya ancak böyle daha ileri gidebilir. Enerjiden salgın hastalıklara karşı sorunlarla ancak işbirliği içinde mücadele edebiliriz. Benim getirdiğim mesaj budur ve bunun için sayın başkana çok teşekkür ederim…”

“I would like to thank the mayor for his kind invitation. We’ll talk about culture and great stories about peoples. I’ve always been in favour of Greek – Turkish friendship of our citizens, peoples and we’ll continue to work in this way; because this is what the world needs, we need to respect each other that’s the only way the world will go forward and particully now, when we have a time of war, a time of terrible, big problems from energy to pandemics only with cooperation. This is the message I have to bring, I thank the mayor again…”

Yorgo Papandreou’yu çok özel bir tören ile karşılayan Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ta şöyle konuştu; “Ben sayın Başbakan’a etkinliğimize katıldığı için çok teşekkür ediyorum. Akdeniz Edebiyat Günleri Zülfü Livaneli ve Livaneli Vakfı ile birlikte yürüttüğümüz bir proje. Bodrum birkaç gün çok önemli bir etkinliğe evsahipliği yapacak. Edebiyat konuşacağız ama edebiyat ile öçevre ilikisini de konuşacağız. Yorgo Papandreou barış için, Türk Yunan dostluğu için çok önemli bir isim. Aynı şekilde Zülfü Livaneli de Türk Yunan barışı için mücadele eden bir isim. Bizler Bodrum’dan barış mesajları verirken , dünyanın bu gün yaşadığı iklim krizini konuşacağız. Çevre ile birlikte edebiyat ve sanat konuşacağız…”

Bodrumlular sevgi ve dostlukla karşıladı…

Karşılama seronomisinin ardından Sosyalist Enternasyonal Başkanı, Yunanistan eski Başbakanı Yorgo Papandreou ve Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras birlikte Bodrum Kalesinin önünden Bodrum Belediye binasına kadar sohbet ede ede yürüdüler. Bu arada yurttaşların sevgi gösterileri Aras ve Papandreou selamlaşmaları da dikkat çekti.

Bodrum’da yaşamaktan onur ve gurur duydum…

Bodrum kalesinin girişine kadar geldiğimizde o an aklıma gelen bir konuyu da siz okuyucularım ile paylaşmak isterim. Bildiğimiz üzere Türkiye ve Yunanistan ilişkileri her zaman pamuk ipliğine bağlıdır. Ve Bodrum’a Yunanistan’ın eski Başbakanı geliyor ve yanında koruması yok. Daha da ilginç olanı etrafta resmi polis de yok. Sosyalist Enternasyonal Başkanı, Yunanistan eski Başbakanı Yorgo Papandreou ve Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras ellerini kollarını sallaya sallaya Bodrum sokaklarında güvenle yürüyorlar. Bodrum ile onur ve gurur duydum. Türkiye’nin ne kadar güvenli bir ülke ve Bodrum’un da ne kadar güvenli bir kent olduğunun göstergesidir bu. Turizm açısından değerlendirildiğinde sadece bu görüntü bile ne kadar önemli ve gurur verici olduğunu anlatıyor.

Biz Türkiye ve Yunanistan mülteci krizinin ne olduğunu çok iyi biliriz…

Bu düşünceler içindeyken Sosyalist Enternasyonal Başkanı Papandreou ile Başkan Aras’ın önünde durdum ve nazik bir şekilde bazı sorularım olduğunu söyledim. Başkan Aras tercümanlık yaptı ve Papandreou da sorularımı yanıtlayacağını söyledi.

İlk sorum;

– Sosyalist Enternasyonal’in başkanı olarak Halen devam etmekte olan Rusya – Ukrayna Savaşı hakkında ne düşünüyorsunuz?

“Sosyalistler olarak biz hepimiz halklar arasında dayanışmaya önem veririz. Ukraynalı aileler ve elbettei ruslar, gencecik askerler, bu berbat savaşta ölüyorlar. İnanıyoruz ki eğer bu dünyada hepbirlikte barış içinde yaşamak istiyorsak uluslararası hukuka, her ulusun milli egemenliğine ve ulusal sınırlarına saygı duymalı ve sorunları silahlar yerine diplomasi ve diyalogla çözme yoluna gitmeliyiz. Şu an yalnızca Avrupa için değil tüm dünya için acı günler yaşanmakta. Sadece Ukrayna halkı değil tüm Avrupa ve dünya halkları acı çekiyor. Bu savaş dünyanın çok değişik yerlerini değişik şekillerde etkiliyor. Örneğin Ukrayna ve Rusya’dan Afrika’ya mısır ve buğday ithali durmuş durumda ve bu o bölgelerde açlık ve fakirlik yaratıyor, hatta mülteci hareketlenmesine dahi yol açabilir. Biz Türkiye ve Yunanistan mülteci krizinin ne olduğunu, insanların acı çekmesi olduğunu, çok iyi biliriz. Sosyalist Enternasyonal olarak çeşitli girişimlerimiz var her iki tarafla da nasıl yardımcı olabileeğimiz konusunda görüşmeler halindeyiz…”

– What is your opinion about the ongoing Russian – Ukranian War, as the head of Socialist International?

“We are all, as socialists, very much in favour of solidarity between peoples. Ukrainian families and Russians, of course, young soldiers are being killed in this terrible war. We also believe that we need to, if we want to live in peace in this world, we must respect international law, respect national sovereignty, territorial sovereignty of every nation, respect borders and solve problems through dialog and through diplomacy, not through  weapons. So this is a terrible moment for the world and for Europe and also for the world and much suffering. Suffering is for, of course, for the people of Ukraine but also in Europe. It is also heading in many many places around the world because of the energy, the food, a lot of corn, a lot of wheat from Ukraine and russia used to go to Africa and other parts of the world and this would create many many problems of poverty and also refugee crisis. So as far as we know, Turkey and Greece know the refugee crisis, what it means; suffering of many people. So we are in solidarity with, anything we can do, we, as Socialist International, we are taking initiatives, we are talking with both sides to see how we can help…”

Türkiye ve Yunanistan olarak Ukrayna sorununa barışçıl bir çözüm getirebileceğimize inanıyorum…

İkinci sorum ise İsmail Cem’I de anarak sorduğum bir soruydu ki verdiği yanıt hem çok diplomatik, hem de çok manidar.

– Türkiye ve Yunanistan’ın savaşan taraflar arasında bir barışla öncülük edebileceğini düşünüyor musunuz?

Her zaman Yunanistan ve Türkiye’nin birbirlerine karşılıklı saygı çerçevesinde ortak hareket etmesinin yararına inanmışımdır. Ortak hareket ettiğimizde sesimiz tek tek çıktığından çok daha gür çıkıyor. İsmail Cem ve benim Ortadoğu’da İsrail ve Filistin’e gitmeye karar verdiğimizde yarattığımız etkiyi hatırlıyorum. Biz, Yunanistan ve Türkiye olarak, işbirliği yaparak Ortadoğu’ya barış mesajı götürmemiz çok anlamlıydı. Arafat ve Ariel Şaron tarafında hemen karşılık budu ve bizi çok iyi karşıladılar. O dönemde bölgede güzel bir momentum yakalamıştık. Birlikte çalıştığımızda çok güçlü bir ses ortaya koyacağımızdan ve şu anda dahi Ukrayna sorununa barışçıl bir çözüm getirebileceğimize inanıyorum.

– Do you think Turkey and Greece would take a lead on peace between the two countries?

“I have always have beliefs that Greece and Turkey should cooperate together with respect with each other. We have much more stronger voice, not two voices but multiple voices. I remember when İsmail Cem and I, we decided together to go to Middle East to meet with the Israelies and Palestanians and that created a very strong impact that we, two countries, can work together in peace and bring a message of peace to the Middle East. Immediately both Arafat and Ariel Sharon  welcomed us and we were able to create some good momentum in that area. So I beleive when we work together, we have a very strong voice and it would be a good thing to do even in this moment for Ukraine to help bring peace around the Ukrainian problem…”

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.