Bodrum Gündem

Tek Suçlu Trafo mu? Datça yangını üzerine…

Tek Suçlu Trafo mu? Datça yangını üzerine…
“SORU SORULMAYAN HAYAT, YAŞAMAYA DEĞMEZ…”
Datça’nın Mesudiye bölgesinde 700 hektar orman ve tarım alanının kül olmasına neden olan yangının suçlusu bulundu!
Patlayan trafo.
Teknik ekipler inceleme yaptı ve Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı.
Bakalım sonucu ne olacak?
Peki tek suçlu trafo deyip bu kara defteri kapatacak mıyız?
Kapatmamamız gerekiyor.
Kapatırsak, bu yangınlar bitmez.
Bu nedenle bazı soruların yanıtlanması ve bazı tedbirlerin alınması gerekiyor.
Çünkü, soru sorulmayan hayat, yaşamaya değmez.
Öyleyse soralım.
Öncelikle bu ve diğer trafoların düzenli olarak yıllık bakımı yapılıyor mu? İnceleme yapan bazı uzmanlar, hava radarını besleyen bu trafoda sigortalı klemens kullanılmadığını ve yangının bu nedenle çıktığını iddia ettiler. Bu iddia doğru mu? Devlet bu trafoyu daha önce denetledi mi? Denetlediyse raporu nerede?
Cumhuriyet Savcılığı soruşturması sonunda devlet bu trafoyu işleten şirket hakkında hukuksal bir işlem başlatacak mı? Halkın, doğanın ve devletin zararı o şirketten tazmin edilecek mi?
Aynı şekilde bir çoğunu, kamuoyunda “Beşli Çete” diye ifade edilen şirketlerin işlettiği enerji nakil hatlarının yıllık bakımları yapılıyor mu? Bunlar devlet tarafından denetleniyor mu? Denetleniyorsa raporları nerede?
Sorulara devam edelim. Orman Bakanlığı eskiden tedbir amaçlı ormanlarda dip temizliği yapar, otları, çalı çırpıyı temizletirdi. Bu temizlik bu sene yapıldı mı? Örneğin Mesudiye’de patlayan trafonun bulunduğu alan daha önce temizlendi mi? Temizlenmediyse neden?
Mesudiye’de yangın başladıktan yaklaşık bir saat sonra çevre ilçelerden 9 helikopter, 5 uçak gönderildi. Ancak, onlar gelene kadar yangın büyüdükçe büyüdü. Oysa yarımada bir iki yangın söndürme helikopteri ve uçağı konuşlandırılsaydı, alevlere daha erken müdahale edilemez miydi? Anakara ile tek bağlantısı olan cennet Datça yarımadasının kaderi neden çevre il ve ilçelerden gelecek helikopter ve uçaklara bırakılıyor?
Gündüz söndürme çalışmalarına katılan helikopterler ve uçaklar hava kararınca geri döndü. Onlardan yaklaşık bir saat sonra iki tane gece görüşlü helikopter göreve başladı. Aradaki o bir saatte yangın kaderine terkedildi ve rüzgarın etkisiyle dört tarafa yayıldı. Oysa daha erken gelmeleri, gündüz helikopterleri ile uçakları gider gitmez söndürmeye başlamaları gerekmez miydi?
Gündüz çalışan helikopterler yakıt ikmali için inecek alan arıyor. Mesudiye’de biri futbol sahasına inince, diğeri Kargı’ya gitmek zorunda kalıyor. Bu da zaman kaybına neden oluyor. Yarımadanın bütün bölgelerinde helikopterlerin yakıt ikmali yapması için belirli alanlar ayrılamaz mı? Eğer yanıt hayır ise, neden?
Bir soru da Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne. Datça yarımadasındaki yangın riski bilinmesine rağmen Datça-Betçe karayolu tam 4 aydır neden asfaltlanmadı? Yangın bölgesine karadan ulaşımı sağlayan bu tek yol neden köstebek tarlası gibi bırakıldı? İtfaiye araçlarının, ekiplerin, iş aletlerinin bu yolun bozuk olması nedeniyle yangın bölgesine geç ulaşmasında sizin sorumluluğunuz yok mu?
Ben sahada yangın anında yaptığım gözlemler sonunda bu soruların cevaplarını aradım.
Biz toplum olarak bunlar gibi onlarca sorunun yanıtını aramalı ve takipçisi olmalıyız.
Çünkü eleştirel düşünebilen ve sorgulayan toplumlar ilerler.
Yoksa, böyle kaderimize razı oluruz.
Sedat Kaya – Datça – 15 Temmuz 2022
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.