Bodrum Gündem

Delil olmadan dava açılamaz

Delil olmadan dava açılamaz

Avukat Remzi Kazmaz; “Deliller karartılmamalı, yok edilmemeli, ortadan kaldırılmamalı. Şimdi sıra Hukukta ve Adalette…” dedi.

Bodrum Gündem Haber

Avukat Remzi Kazmaz, depremde ortaya çıkan en büyük korkulardan ikincisi depremdeki zararların tazmini, delillerin karartılması, yok edilmesi ve faillerin cezalandırılması konusu olduğuna dikkat çekti.

Kazmaz “Daha önce Marmara depremine şahit olan, deprem sonrası “gönüllü avukat” olarak görev alarak bütün bu süreci yaşayan ve katkı sunan biri olarak gözlemlerimi paylaşmak istiyorum. Öncelikle deprem öncesi ve deprem anında alınması gereken tedbirler, yapılması gereken önlemler ve arama kurtarma konusunda maalesef sınıfta kaldık…” dedi.

Şimdi devreye HUKUK girdi…

Bütün deprem bölgelerinin suç mahalli olduğunu vurgulayan Remzi Kazmaz açıklamasına şöyle devam etti; “Bütün deprem bölgesi Cumhuriyet savcılarının gözetimi ve denetimi altındadır. Yürütülecek olan soruşturmada esas olacak deliller derhal ivedilikle savcılık denetiminde toplanmaya başlanmalı. Bu süre içerisinde yıkılan bina enkazları kaldırılmadan mutlaka bu enkazlardan ileride soruşturmalara destek olacak deliller alınmalı. Demir, çimento ve kullanılan malzeme türleri gibi. Geçmiş Marmara döneminde bu çalışma ya yapılmadı ya da eksik yapıldı. Haliyle soruşturma da tamamlanamadı ya da eksik yapıldı. Bu durum kovuşturmayı etkiledi. Zaten etkisiz olan cezalarla sanıklar o dönemi, ceza almadan ya da çok küçük cezalarla kapattılar. O zaman yıkılan binaların enkazları inceleme yapılmadan kaldırılmamalı ve çatlak binalar yıkılmamalı…”

Yurttaşlar binaların enkazlarını kontrol ettirmeden kaldırılmasını engellemelidir…

Bu nedenle bölgede savcılıkların emir ve talimatı olmadan enkazlar kaldırılmaması, aksi hareketler SUÇ teşkil edeceğini özellikle vurgulayan Avukat Kazmaz yurttaşları da uyararak; “Bu nedenle o bölgede yaşayan vatandaşlar bu konuda hassas davranmalı, enkazları izinsiz kaldıranları engellemeli ve en yakın kolluk veya cumhuriyet savcılığına ihbarda bulunmalıdır…” dedi.

Belediye İmar Müdürü Ve İlgili Memurların Sorumluluğu…

Avukat Kazmaz ruhsat veren bürokratlarında suça ortak olduklarına dikkat çekerek şunları söyledi; “Bir binanın yapım aşamasında önce yönetmelik gereği olması gereken belgelerin eksiksiz bulunması gerekir. Bu belgelerin eksik, hatalı olması veya hiç olmaması, bu binalara oturma ruhsatı verilmesi bütün bu imza sahibi kişiler taksirle öldürme suçunda müşterek faildir ve cezalandırılmalıdır…”

İnşaat Mühendisinin Sorumluluğu…

İnşaat Mühendislerinin de zan altında olduğunu söyleyen Avukat Remzi Kazmaz; “İnşaat mühendisleri yapılacak binaların yüksekliğine göre inşaat alanına kaç tane kolon kullanılması gerektiğine, kaç kiriş yapılması gerektiğine, kolon ve kirişlerdeki demirlerin kalınlığına ve sayısına karar verir. Hatalı karar verilmiş, gerekli inceleme ve araştırma yapılmamış ise taksirle öldürme suçu oluşacaktır. Bilinçli olarak malzemeden kısmak için rapor tanzim edilmişse olası kast ile öldürme suçu oluşacaktır…” dedi.

Jeoloji Mühendisinin Sorumluluğu…

Avukat Kazmaz Jeoloji Mühendislerinin de suça ortak olabileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini savunarak; “Jeoloji mühendisi zemin etüdü yaparak temelin hangi malzeme ile nasıl inşa edileceğine karar veren kısımda kalır. O nedenle proje aşamasında deprem tehlikesi ve risk değerlendirmesi ona aittir. Zemindeki değişiklikleri o belirler. Zemin kaynaklı sorunları ve çözümleri önerir. Yapı malzemelerinin seçilmesinde bilgi sahibidir. Bu nedenle jeoloji mühendisleri inşaat sektöründe proje alanındaki zemin koşullarını ve deprem tehlikesini inceleyerek proje tasarımının ve yapımının güvenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Bu değerlendirmelerde yapılan hatalardan ve eksikliklerden jeoloji mühendisleri sorumludur…” dedi.

Usulsüz ruhsat verenler imzalar ile tespit edilmelidir…

“Günümüzde sadece müteaahitleri sorumlu tutarak geri kalan diğer sorumluları bu ceza sisteminin dışında bırakmak pek adil değildir…” diye konuşan Avukat Kazmaz açıklamalarına şöyle devam etti; “Bu nedenle deliller bütün bu olasılıklar göz önüne alınarak toplanmalı ve sorumlular saptanmalı. Delil toplarken binanın yapı statik raporu, mühendislerin çizdiği projeler, kullanılan beton gibi tüm hususlar Belediye İmar bölümlerinde arşivlerde mevcuttur. Ancak depremde yıkılan belediye binalarında delillerin kaybolma riskine karşı enkazlar dikkatli kaldırılmalı, imar dosyaları kurtarılmalıdır. Usulsüz ruhsat verenler imzalar ile tespit edilmelidir. İlan listelerindeki açıklamalar, görseller, ilan tarihleri delil olarak saklanmalıdır. Yargılama esnasında sorumluların deprem riskini öğrenemedikleri savunması “depreme dayanıklı” açıklaması ile açtıkları ilanlar ile çürütülecektir. Enkazlardan savcılık tarafından resen seçilerek numune aldırılmalıdır. Enkaz kaldırıldıktan sonra müteahhit ve sorumlular; delil yetersizliğini, kolonların ve betonun güçlü olduğunu, enkaz kaldırıldığı için lehe delil toplayamadıklarını ileri sürmemelidirler…”

Delil olmadan dava açılamaz…

Kendisinin de 17 Ağustos Marmara Depreminde gönüllü Avukat olarak çalıştığını söyleyen Kazmaz; “Bu konuda biz gönüllü avukatlara çok iş düşmekte. Hepimiz iyi biliyoruz ki soruşturma aşamasında elde edilecek delillerle açılacak olan davaları kazanabiliyoruz.

Ama ortada var olan deliller karartılırsa, yok edilip çalınırsa bu aşamada elimizde delil olmadan dava açılamaz. Açılacak davalardan ne tazminat ne de sanıkların ceza almasını sağlayabiliriz. Bu nedenle adaletin bir an önce tecellisi için biz gönüllü avukatlara iş düşmekte ve deprem bölgelerinde yer almalıyız. Bu alanda bir araya gelerek komisyonlar kurmalıyız…” diyerek açıklamasını tamamladı…

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.