Bodrum Gündem

Dilem Yayınevi’nde Özel Bir Gün

“Bir çift güvercin havalansa
Yanık yanık koksa karanfil
Değil, unutulur şey değil
Çaresiz geliyor aklıma.”

  Melih Cevdet Anday

 “Bütün anılar güzeldir. Anılardaki bütün insanlar güzeldir. Anı haline gelince her şey güzeldir.” 

                                                     Oktay Akbal

Başlıkladığım yazıma; geçmişte sohbet ettiğim, görüştüğüm, kitabından edindiğim ve şimdilerde dünyamızdan ayrılmış olan güzel insan Oktay Akbal’ın bir özdeyişiyle de giriş yaptım. Andım bir bakıma. Işıklar içinde olsun!

 

Evlatları Dilem’in adını verdikleri Dilem Yayınevi’nin kurucusu Hüseyin-Güler Erkan çiftinin biçki-dikiş kurslarına devam edenlere ya da bu alanında ilgi duyanlara özgü yayınları, tüm ülkeye ve yurt dışına hitap etmektedir. Halk Eğitimi Merkezi Müdürü ve Halk Eğitimi Başkanı olduğum o güzelim yıllarda getirdiğimiz ürünlerden kursiyer öğrencilerimiz yeterince yararlandı.

***

Kimi zaman birbirimizi görerek özlem gidermeye çalışırız. Mekâna adım attığımda Hüseyin Beyi masasında buldum. Yayınevi görevlisi Ali Kemal Bıyıklı, arı gibi çalışmaktadır. Hem de yıllardır… Zamanımız olduğu için uzun uzun konuştuk, diyebilirim.

Hüseyin Erkan’ın Hasanoğlan Öğretmen Okulu’ndan öğrencisi olan Raziye Arslan ile beraberindeki arkadaşı ya da konuğu olan Emekli öğretmen Şehriban Tuğrul geldiler. Şuradan burudan söyleştik uzun uzun… ‘Haykırış’ adlı şiir kitabımdan armağan ettim.

Eğitimci Yazar Hüseyin Erkan’ın arka kapak yazısını kaleme aldıkları Şehriban Tuğrul’un ‘Kıvılcım Yürekli Kadınlar’ adlı kitabını edindim. Bu sırada Sn Erkan’ın yazdığı kitapları konu edildi. Günümüzde çok sayıda yazar olmasına karşın kitap alıcılarının azlığına değinildi. 18 adet adet kitabımı okuyucuya hangi yoldan ya da nasıl ulaştırdığıma değindim. İçeceklerimizi yudumlarken eğitimci olmamız nedeniyle bu tür konular gündem oldu.

Öyküsünü de aktararak Şair Ali Dilki’nin kaleme aldığı şiirimi sundum. İşte o anlamlı şiir:

DURUCAN’IN KALEMİ

-Sayın Muhsin Durucan’a saygıyla-

İstanbul Feshane’de imza günüm var idi
Birden karşıma çıktı, Muhsin beyin selâmı
İçimde bir sıkıntı, yüreğimse dar idi
Bana uğur getirdi, Durucan’ın kalemi

Saatlerce bekledim, kimse kitap almadı
Hep uzaktan baktılar, soran bile olmadı
Dostlarım da vefasız, hiç kapımı çalmadı
Bana uğur getirdi, Durucan’ın kalemi

Gelişiyle unuttum, inanın gamı derdi
İçeriye adeta mutluluk huzur serdi
Çıkardı çantasından güzel bir kalem verdi
Bana uğur getirdi, Durucan’ın kalemi

Bir şiire başladım, bir dörtlük karaladım
Rızkımın kapısını birazcık araladım
Birkaç saat geçmeden on kitap imzaladım
Bana uğur getirdi, Durucan’ın kalemi

Cevap bulamıyordu, kafamdaki tüm soru
Kimse söndüremezdi, içimdeki bu koru
Kendi gibi tertemiz, adı gibi dupduru
Bana uğur getirdi, Durucan’ın kalemi

Ali der ki, yüzlerce binlerce teşekkürler
Beni çok önemsedi, şahsıma verdi değer
O kalemde bir tılsım, bir sihir varmış meğer
Bana uğur getirdi, Durucan’ın kalemi.

Ali Dilki

*

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.