Bodrum Gündem
TANDOĞAN UYSAL

TANDOĞAN UYSAL

Tandoğan Uysal; 1985 yılında Anka Haber Ajans’ında muhabir olarak başlayan basın hayatı sırasıyla, Ulusal Basın AJANSI (UBA) Anadolu Ajansı İsveç Bürosu ve Hürriyet Gazetesi’nde 25 yıl süren İsveç Temsilcisi olarak çalıştı. İsveç Devlet Radyosu Türkçe bölümünde serbest gazeteci olarak çalıştı.

    Türkiye’de artık yandaş saplantısı var

    40 yıl önce Türkiye’den İsveç’e taşındım. O yıllarda Türkiye daha AKP ve  “ yandaş veya havuz medyası” gibi yakıştırmalarla tanışmamıştı.

    Tabii ki o yıllardaki medyada da siyasi iktidara medyasal destek vardı.

    Ancak  bugün yaşadığımız gibi aşırı ve derinleşmemişti. Gazetecilik daha özgür ve rahat yapılıyor ve okuyucu da böyle bir bakışa sahip değildi.

    -Öyle olsaydı bu yakıştırmalar o zaman yapılırdı.

    Yurt dışında yaşayan bir gazeteci olarak Türkiye’de yapılacak 31 Mart Yerel Seçimler nedeniyle AKP ve CHP’li parti adayları röportajlar yaptım.

    Bu süreçte Türkiye’de okuyucu bile sisteme öyle ayak uydurmuş ki, hangi parti adayı ile röportaj yapsam hemen oralı yaftasını sana yapıştırır olmuş.

    -Bu süreçte hep yandaş yakıştırması aldım

    AKP’nin Muğla Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Aydın Ayaydın ve AKP Bodrum Belediye Başkan Adayı Sayın Mehmet Tosun ile yaptığım röportajlar nedeniyle bu yakıştırmalara hedef oldum.

    Oysa köşe yazılarımda hep AKP’yi eleştirdiğim için Sayın Mehmet Tosun ile ilk görüştüğümde “Sanırım sol görüşlü birisisiniz” demişti.

    Ben de sol görüşlü bir haber ajansından gazeteciliğe başlamıştım. Ancak gazeteciyim demiştim.

    -Gördüm ki, bırakın yorumlu yazı yazmayı röportaj gazeteciliği bile bir kalıba bağlanmış.

    CHP’liler ile röportaj yaptığınızda CHP’li, AKP’liler ile yaptığınızda “sende mi yandaş oldun?” diye sorularla Türkiye’de ne yazık ki, karşılaşabiliyorsunuz

    -Türkiye, benim olmadığım 40 yılda maalesef bu noktaya gelmiş.

    Yaklaşık 40 yıl önce bıraktığın Türkiye’de böyle bir bakış yoktu. Bu bakış bile baskıcı bir bakış.

    Bu tepkiler okuyucu da böyle ise bir de röportaj tarafın bakışını da siz tahmin edin.

    Özetle artık Türk okuyucusu o kadar koşullanmış ki, okuduğunu bir yere muhakkak bağlamak istiyor.

    Ya da yazıyı okur iken, direk bir saplantıya giriyorlar. Ya da okuduklarını anlamıyorlar.

    Çünkü gazetecilikte röportajlar yaptığınız kişiyi bağlar.

    Ben AKP’li ile ya da CHP’li ile röportaj yaptığımda o partili olmuyorum ve olmamda. Diğer gazeteci meslektaşlarımda olmaz.

    -Türkiye sözün bittiği yerde desem abartmış olmam

    Ancak, Türkiye’de AKP iktidarı ile başlayan bu ayrıştırma, kamplaştırma medyada öyle ağır olmuş ki, insanlar artık bunu bile ayıramaz hale gelmişler. O nedenle Türkiye bu konuda da sözün bittiği yerde desem fazla abartmış olmam.

    Sevgi ve Saygılarımla

    Tandoğan Uysal Stockholm

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    1. Özgen KEMAL dedi ki:

      Mesele röportaj yaptığında oralı olup olmadığınla ilgili değildir…Cahiller öyle algılayabilir…Mesele can alıcı soruları sormalarda gizlidir…Örneğin sorabildiniz mi Tosun’a “AKP’nin yaşı kadar yerelde de olsa siyasi hayatınız var…2014’de MHP ,2019’da İyi Parti ile yine adaydınız.AKP’yi eleştirendiniz…Ne değişti ne,ne?AKP mi değişti yoksa sen mi? ” diye…Ve yine sorabildiniz mi “Sinan Ateş’in katil ve azmettiricileri 2 yıldır netleşmemişken siz bu hususta ne düşünüyorsunuz” diye…Ters sorular sorduktan sonra kimlerle röportaj yaparsanız yapın..O zaman korktuğunuz şeylerle karşılaşmazsınız…Gazeteci olarak algılanırsınız…NET…