Bodrum Gündem

DÜMENSİZ GEMİ…

29.06.2011
0
A+
A-

Dünkü yazımızdaki niteliklere sahip, kaliteli devlet ve siyaset adamlarınız yoksa ülkeniz, fırtınalı denizde dümeni kırılmış gemi gibi rüzgarların sürüklediği yönlere savrulur gider.

En acı olanı da, “Dümenin terbiye edemediği gemiyi, kayalar terbiye eder” gerçeğidir. İçinde bulunduğumuz ve birçok elin devamlı karıştırdığı coğrafyada  en önemli sorun yönetim sorunudur. Siz kendinizi yönetemiyorsanız, veya sizi yönetecek ehil kişileri seçemiyorsanız, sizi yönetmeye hevesli olanların ekmeğine yağ-bal sürmüş olursunuz..


İki  örnek verelim mi ?..
*1979 yılında, CIA’nin  başarılı bir operasyonu ile  Irak’ın başına Saddam Hüseyin  getirildi.
*ABD, İran Devrimi sonrası, Mollaların güçlenmesini önlemek için Irak’ı Eylül 1980’de İran’ın üzerine sürdü  ve savaş açtırdı!…
*İki ülke 8 yıl savaştılar. Bu savaşta ABD, Kuzey Irak’taki Kürtleri kullandı. Talabani ve Barzani  Irak vatandaşı olmalarına rağmen, sınırı açıp kuzeyden İran askerlerini Irak’a soktular!
*Saddam bu ihanete, Kürt Köylerine zehirli gaz atarak cevap verdi. ABD bu katliamı sadece seyretti. 500 bin kadar Irak vatandaşı Kürt, Türkiye’ye sığındı. Türkiye şimdi kendisine silah sıkan teröristleri besleyen bu kişilere her türlü insani desteği verdi.
*Saddam, ABD’nin verdiği onayla 1990 yılında Kuveyt’e girdi. ABD Saddam’a tuzak kurmuştu. Hem onay verdi, hem de “Sen Kuveyt’e nasıl saldırırsın” deyip, kendi  1. Irak Harekatını gerçekleştirdi. (Baba Bush)
*Irak’ın kuzeyi uçuşa kapatıldı. Barzani ve Talabani yine ABD’nin adamı oldular. ABD,  5 bin kadar Kürdü Amerika’ya götürdü ve Ortadoğu’nun tümünde kullanmak üzere eğitti.
*Saddam ile işi biten ABD, “Demokrasi” getirmek için Irak’a girdi.   purchase Cialis Türkiye Cumhuriyeti Başbakan’ı Amerikan Askerlerinin sağlık içinde ülkelerine dönmeleri için duacı olduğunu söyledi.  1 Milyona yakın Irak’lı Müslüman katledildi. Irak’ın tarihi ve kültürel değerleri talan edildi. Irak’ın millileştirildiği petrolleri ABD Şirketleri tarafından paylaşıldı.
*Saddam’la işleri bitmişti. Saddam öldürüldü. Getirdikleri gibi götürdüler…


*1942 yıllarıydı. Osmanlı’dan kopartılan  petrol zengini ülkede(Trablusgarp-Libya) sömürgecilerin paylaşım savaşı sürüyordu.  İtalyanlar, direnişin önderi Ömer Muhtar’ı asmışlardı. Almanlar-İngilizler tankları ve toplarıyla Libya çöllerindeydiler. Yıllarca bu ülkenin petrolünü kullandılar.
*1969 Eylül ayında,CIA’nin yardımıyla Kral İdris’i kansız bir darbe ile deviren Kaddafi, İhtilal Komitesi Başkanı oldu. ABD ve tüm dünya bu duruma sessiz kaldı.
*2003 yılından itibaren Kaddafi dış dünya ile ilişki kurmaya başladı. Kaddafi’den  nefret eden ülke liderleri, saraylarının bahçelerine Kaddafi’nin çadırını kurmasına izin verdiler.(Petrol uğruna)
*Libya’nın zenginliğinin tamamına göz koyan ülkeler, başta Fransa olmak üzere Libya’yı bombalamaya başladılar.
* “NATO’ nun Libya’da ne işi var, izin vermeyiz” diyen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, bir hafta sonra, Libya’yı bombalamak için gelen NATO  gemilerine koruma görevi üstlendi.
*Libya yüz gündür bombalanıyor. Bugüne kadar 5 bin hava saldırısı düzenlendi. Ülkenin alt yapısı tamamen yok oldu. Kaddafi’den sonra, hem Libya’nın petrolünü paylaşacaklar, hem de ülkeyi yeniden kurup, kendi inşaat şirketlerini zengin edecekler. Tıpkı Irak’ta, Afganistan’da olduğu gibi. Tıpkı Suriye’de olacağı gibi…
Diflucan cheap *Kaddafi ile işleri  bitmişti. Getirdikleri gibi götürdüler… purchase Disulfiram


Kendini yönetemeyenlerin, kendisini yönetecek ehil kişileri seçemeyenlerin  veya başkalarının desteğiyle bir makama gelenlerin, posaları çıkarıldıktan sonra nasıl paçavra gibi kenara atıldıklarına örnek vermeye çalıştım. Türkiye’nin çevresinde olanlardan  çok iyi ders çıkarması gerek. Çıkardığımız söylenebilir mi? Bence maalesef hayır…


Son seçimde, her  iki Türk seçmeninden birinin oyunu alan ve milletvekillikleri gasp edilen kişiler için; “Nereden buldunuz bunları, başka aday mı bulamadınız” diyen Başbakan Erdoğan’ın seçilme hikayesini hatırlamakta yarar var. Önümüzdeki  günlerde  olacaklara  ışık tutmak adına…


*İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı R.T.Erdoğan, 12.12.1997 tarihinde Siirt’te yaptığı konuşma ve okuduğu şiir yüzünden, TCK nun 312. Maddesine  göre “Halkı din-ırk farklılığını kullanarak kin ve düşmanlığı tahrik etmek” suçundan 10 ay hapse mahkum olur. Yargıtay cezayı onaylar.
* 5 Kasım 1998 tarihinde Danıştay, Erdoğan’ın Belediye Başkanlığını düşürür.
*4 ay hapis yatan ve bu sürede 30 bin ziyaretçi kabul eden Erdoğan 24.7. 1999 da hapisten çıkar.
*Tayyip Erdoğan; 17-21 Nisan 1995, 17-22 Kasım 1996, 20-23 Kasım 1996,
26 Mart 1998, 16.7.2000 tarihinde Amerika ziyaretlerini yapar.
*AKP’yi kurmadan 1 ay önce 4 Temmuz 2001 de ABD Bağımsızlık günü için ABD’ye gider. Bu ziyarette, karanlıklar prensi denen Richard Perle, CIA Ortadoğu sorumlusu Graham Fuller ve Yahudi Üst Kuruluşlarıyla kamuoyuna açıklanmayan görüşmeler yapar.
*14 Ağustos 2001 de AKP kurulur ve R.T.Erdoğan Genel Başkan olur.
*Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Anayasa Mahkemesine başvurur ve Erdoğan’ın TCK 312 maddesini ihlalden kesinleşmiş cezası bulunduğunu bildirerek AKP Genel Başkanı olamayacağını bildirir.
*Anayasa Mahkemesi, 9 Ocak 2002 de AKP ihtar verir ve RTE’ yi Genel Başkan yapamayacaklarını bildirir.
*R.T. Erdoğan Şubat 2002 de tekrar ABD’ye gider ve Türk kamuoyuna açıklanmayan görüşmeler yapar. (Bir ülkenin devlet ve siyaset adamları, gizli görüşme yapamaz, görüştükleri konuları kendi milletlerine açıklamak ve resmi kayıtlara geçirmek zorundadırlar)
*3 Kasım 2002 de AKP, Yurt dışı desteği de arkasına alarak tek başına iktidar olur…
*58. Abdullah Gül Hükümeti R.T.Erdoğan’ın Siyasi yasağının kaldırılması için kanun teklifi verir. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve R.T.Erdoğan İstanbul’da  gizli bir toplantı yaparlar, bu toplantı da kamuoyuna açıklanmaz, CHP bu değişikliğe destek verir. Cumhurbaşkanı’nın vetosuna rağmen, kanun iki kez görüşülerek kabul edilir.
*Siirt Milletvekili Fadıl Akgündüz(Yurtdışındaki Türkleri dolandıran kişi) istifa ettirilir. YSK, her nasılsa Siirt’te ki seçimlerde yolsuzluk tespit edip seçimi iptal eder!..  1.sıradaki milletvekili adayı Mervan Gül, adaylıktan çekilir. R.T. Erdoğan aday olur. Bölgede çok güçlü olan şimdiki BDP, nedense aday göstermez(Bu işin aslını en iyi Barzani ve Öcalan bilmektedir) ve RTE oyların %85 ini alıp milletvekili seçilir.
*58. Hükümet istifa eder, ve 59. R.T.Erdoğan Hükümeti kurulur. İlk tebrik eden doğal olarak ABD Başkanıdır.
*Aynı günlerde, R.T Erdoğan’ı yetiştiren, besleyen ona hayat veren  hocası rahmetli Erbakan, gazetecilere şunları söylemektedir;  “AKP’yi Dış güçler işbaşına getirdiler. Bu çocuklar Haim Nahum doktrininin taşeronu olmayı kabul etmişlerdir.”
(Haim Nahum Doktrini; Türkleri savaşla yıkamazsınız. Türkleri yıkmak için; 1)Türk insanını aç bırakmalısınız. 2)Türk insanını işsiz bırakmalısınız. 3)Türk insanını borca esir etmelisiniz. 4) Türk insanını diniden yani gerçek islamdan uzaklaştırmalısınız. Bu 4 şartı yerine getirirseniz, Türkleri kolayca yutarsınız…)


Yazıyı iki tanımla bitirelim;
*Kendini yönetebilecek düzeydeki fikren ve bedenen özgür kişilere “Yurttaş” denir.
Bir devletin hükmü altında bulunan ve özgür olmayan kişilere “Tebaa” denir.


Sağlık ve başarı dileklerimle 


29 Haziran 2011

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.